Bölüm 7 -Kızıl Meteor-

47 2 0
                                    

Yattığım yerde hızla doğrulduğumda elimi göğsüme bastırıp nefes alabilmek için çabaladım.Son 4 yıldır gördüğüm kabuslar bir an olsun bitmemiş, bir gece olsun es geçmemişti uykularımı.İlk zamanlarda az da olsa es geçebiliyordum onları ama birkaç ay geçtikten sonra işkence olmaya başlamışlardı.Gördüğüm kabusların derecesi artmaya başladıkça daha da saldırgan olmaya başlamıştım.Öfkeli ve çaresizce süründüğüm zamanlar yaşamış ama sonunda hiçbir şeyi geri getiremeyeceğimi anlamıştım.O günden sonra her şeyden vazgeçmiş, yaşamak için kaçmıştım.Her şeyi, herkesi, kalbimi, umutlarımı, hayallerimi.Her şeyi geride bırakıp tek kişilik, sonu gözükmeyen bir yola çıkmıştım.O günden sonra bir daha hissetmemek için her şeyi yapmıştım.Sevgiyi, güveni, değeri, vicdanı.Çünkü hissedersem, hissettiklerimin ölümüne yol açardım.Bir zayıf noktam olurdu.

“Hey uykucu.Abim aşağıda seni bekliyor, çalışmaya başlıcakmışsınız.” Misha’nın odaya girmesiyle yerimde sıçradım.Dün geceki kıyafetleri ve dağınık yatak topuzu bile ufak bir çocuk gibi görünüyordu.O bana kıs, kıs gülerken ben çoktan yerimden kalkmış üstümü düzeltiyordum.Bir an Darrion’un evinde olduğumu unutmuş, sanki yalnızmışım gibi davranmıştım.Kahretsin ! Başkalarıyla yaşamak iğrenç bir şeydi.

“Ben aşağı iniyorum sende hemen insen iyi olur.” Onu başımla onaylayarak yattığım yeri hızlıca toplamaya başladım.Sonunda bittiğinde odadan çıkıp banyonun hangisi olduğunu anlamaya çalıştım.Maalesef ki odalarımızda kendimize özel banyolar yoktu.Birbirinin aynısı kapılara göz gezdirdim.Toplam 5 tane kapı vardı.Hemen karşı kapıdan belinde havlu sarılı bir yunan heykeli çıktığında bir an cennette miyim diye düşündüm.Kızıl erkekler nadir ve ender bulunan bir cinsti.Özellikle yakışıklı olanları ! Çünkü %80’i çelimsiz,tipsiz turuncu kafalar oluyorlardı.Kas yığını vücudu ve kısa dağınık saçları vardı.Bide o yamuk, gamzeli gülümseyişi.Çıplak kaslarından gözümü alamazken yürüdüğü yeri ıslatarak yanıma kadar ulaştı.Boyunun benden açıkça uzun olması nedeniyle kafamı kaldırıp ona baktım.İyice yaklaşarak sinsice gülümsedi.

“Güzel dekolte güzelim.” Üzerimde ki kazağın dekoltesine bakarak dudaklarını yaladı ve göz kırptı.Yanımdan ayrılıp arkasını döndü, yürüdü yürüdü yürüdü ve koridorun en sonunda ki odaya girdi.Bense bu sırada öylece duruyor, bu meteorun nerden geldiğini düşünüyordum.Lanet olsun ki böyle insanlarla fazla yakınlık kalp krizine yol açabilirdi.Sonunda gözlerimi girdiği odanın kapısından alabildiğimde az önce çıktığı kapıya girdim.Banyonun içi mükemmel bir koku ile bezenmişti.Anladığım kadarıyla Darrion ile aynı parfümü kullanıyordu.Sonunda Misha’nın bağırtılarını duyunca hızla yüzümü yıkamak için hamle yaptım. Ama gözüme denk gelen sargım ile öylece kala kaldım.Sargımda dünkü gibi kan lekeleri yoktu, aksine bembeyazdı ve değiştirilmişti.Demek ki dün gece gerçekten Darrion baş ucuma gelmişti, rüya görmemiştim.

“Aptal uzun kulak.” Diye mırıldanıp yüzümü tek elle yıkamaya çalıştım.Sonunda başardığımda odadan son anda aldığım tokam ile saçlarımı at kuyruğu yaptım.Son bir kez kendime bakıp banyodan çıkarak koşar adamlarla merdivenlerden indim.Gülüşme sesleri gelen mutfağa hızlıca girerken kapıdan çıkan meteor ile çarpışmayı engelleyememiştim.Oda düşmemem için aynı hızla kollarımdan kavrarken 32 diş sırıttım.Kollarımı ondan kurtarıp yanından geçerken kısasa kısas yapmayı düşündüm.

“Güzel parfüm yakışıklı.” Genişçe sırıtıp göz kırptım ve usulca yanından mutfağa süzüldüm.Kızıl meteor tek omzuyla mutfak kapısının kenarına dayanıp kollarını göğsünde birleştirince bir kas ziyafetiyle herkesin gözleri kamaştı.

“Aynı parfümü kullanıyoruz.Ve hatırladığım kadarıyla dün iğrenç koktuğunu söylemiştin.” Darrion’un çocuksu ama sert itirazıyla yılın en komik olayını yaşamıştım.Masada oturanları görmezden gelerek bir kahkaha patlattım.

TelepatiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin