Açıklama!
Arkadaşlar yukarıdaki şarkıyı mutlaka açınız.
Merhaba arkadaşlar! Bu karantina haftalarında ben de hikaye yazmaya başladım. Uzun zamandır yazmayı düşünüyordum zaten. Karantinada boş kalmayıp vakit geçirelim dedim. İnşallah kimseye bir şey olmamıştır. En önemli olan hepimizin sağlığı arkadaşlar. Herkes kendine dikkat etsin lütfen. Zor durumlardan geçiyoruz.
Benim ilk hikayem olduğu için yanlış olan kısımlar vardır tabii, bunu ben fark etmezsem siz yanlışları mutlaka yorumlarda belirtin ki yanlışlarımızı birlikte düzeltelim. Nasıl olmuş ilk bölüm onuda yorumlarda belirtirseniz sevinirim arkadaşlar. Aktif olmaya çalışacağım ama olamazsam da affedin beni, güzel bölümler bizi bekliyor arkadaşlar.
Tekrar hatırlatıyorum üstteki şarkıyı açıp da okuyun lütfen. Şarkıyı açıp okuduğunuzda beni anlayacaksınız gerçekten. İyi okumalar arkadaşlar. ^_^
Rüyamın tam heyecanlı yerinde uykumdan ayrılıp kendimle baş başa kaldıktan sonra, yatağımdan doğruldum. Yatağımın yanındaki, komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Uyku mahmurlu ile telefonumu açıp saate baktım. Saat 09:13 olduğunu görür görmez komodinin üzerine telefonu koydum. Hemen mor yatak örtümü üzerimden çekip, yataktan kalktım.Kalkar kalkmaz yatağımı örttüm. Odamın içindeki kahverengi banyo kapısını açıp, içerisine girdim.
İlk kokulu sabunumu elime alıp, güzelce köpürttüm. Sabunu yerine bıraktım ve köpürmüş olan elimi yüzüme sürdüm. Ardından musluğu sabunlu elimle açıp, soğuk su tarafına çevirip yüzümü buz gibi suyla yıkarken. "Dondum! Bu suyun bu kadar soğuk olacağını düşünmemiştim." dedim. Herkes benim kendi kendime konuşmama laf edebilir ve de deli diyebilir fakat ben böyle bir kişiliğe sahibim. Doğal halimiz bu bizimde ne yapalım ki? Sonra birde baktım ki o da ne? Evet, sinir kapasitem yüzde yüz tavan oldu yani. "Musluk!" Musluğa sabunlu elimle dokunduğum için sabun olmuştu. Bu sizin için bir sıkıntı olmayabilir ama benim için sıkıntı. Yani benim açımdan sıkıntı büyük. Neyse yani abartıyormuş gibi olmasın da düşündüklerim, ben musluğu kapatayım. Pembe diş fırçamı alıp, fırçama nohut tanesi boyutunda bir macun sıktım. Dişlerimi güzelce fırçalayıp, fırçayı yıkadım ve yerine koydum. Hemen banyonun bir köşesindeki, dolap rafından pembe tarağı mı aldım. Omzumun altındaki sarı saçlarımı, yukarıdan aşağıya doğru taradım.
Aynanın karşısına geçip şöyle bir de kendimi süzdüm. İlk kahverengi gözlerime baktım ardından orta kalınlıktaki dudaklarıma baktım. Ve de son olarak gözlerimi aynada kendi üzerimde gezdirip, banyodan çıktım. Beyaz gardırobuma doğru ilerledim. Dolabımın kapağını açıp, askıdan kıyafetlerimi aldım. Gri kotumu ve mavi boğazlı kazağımı elime aldım. Üzerimdeki pijamaları çıkartıp, dolaptan aldığım kıyafetleri üzerime geçirdim. Babet çoraplarımı da alıp, ayağıma geçirdim ve mor terliklerimi giyindim.
Hemen odamın kapısını açıp, merdivenlerden aşağı doğru indim. Mutfağa girdiğimde anneme gülümseyerek, "Günaydın anneciğim, nasılsın?" dediğimde beni gördüğü an "Günaydın kızım, iyiyim sen nasılsın? " dedi. "Bende iyiyim anneciğim." ve bana gülümsedi. Annem domates ve salatalıkları ince ince doğruyordu. "Beyza şu dolaptan iki tabak ver kızım." dedi annem. Bende dolaptan iki küçük tabağı elime aldığım gibi anneme verdim. Annemde elimdeki tabakları alıp, tezgaha koydu. Bir tabağa domatesleri, diğer tabağa ise salatalıkları koydu. Ardından omlet yapmaya başlamıştı bile. Bende tezgahtaki iki tabağı da masaya koydum. Masaya buzdolabından çıkardığım kahvaltılıkları koydum. Bardak ve çatalları da aldığım gibi masaya bıraktım. Masayı kurduktan sonra annemde omlet tabaklarıyla yanıma geldi, ve karşımdaki sandalyeye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Dünyam
Random"Ben kendimi bulamadım, ruhumu bulamadım... Ben kimim tanımadığım biri mi? Evet, ben bir yabancıyım. Işıkları göremeyen yabancı..." ............ Bazen noktalara, bazen boşluğa, bazen de kendime sığınırım. Ben Beyza Bulut. Bazen kara bazen beyaz bulu...