üç

2K 97 4
                                    

Evden girdiğimiz andan itibaren yerde kıyafetler vardı. Tanrım, her şeyin üzerine bir de pis olmak zorunda mıydı?

Havalanmamış salonda burnumu tutarak ilerledim. Ağır alkol kokusu burnuma zarar verecekti yoksa.

Bu sefer ben onu sürükleyerek pencereyi açtım. Bu ev bir ay da olsa da temiz olmalıydı.

"Kurallar belirlemeliyiz," dedim dağınık salonun ortasında dikilirken. Aslına bakarsak temizlendiğinde evin güzel görüneceğini düşünüyordum.

Siyah kanepeleri ve beyaz perde, halı, televizyon sehpası ile oldukça benim evime benziyordu. Duvarda boydan boya kitaplık vardı ve kitapların çoğu felsefeye yönelikti.

Açıkçası şaşırmıştım, kitap okuyan bir tipe benzemiyordu. Diğer duvarda ise neredeyse duvarın tamamını kaplayacak büyüklükte televizyon vardı.

Salonun en güzel yanı ise şehri ayaklarımızın altında hissetmemizi sağlayacak şekilde tam cam olmasıydı.

Şehir ışıklarını görmek hoşuma gitmişti. Belki de oralarda bir yerlerde Tyler'ın olduğu fikriydi hoşuma giden.

Neyseki ailesinin yanından iki gün sonra dönecekti de şu anlık açıklama yapmak zorunda kalmıyordum.

"İlk kural evde bir ay boyunca yemekler birlikte yapılacak," dedi beni mutfağa sürükleyip önündeki kağıda kalemle vururken. Bu halde bile ilk yemeği düşünmesi yemek yemeyi sevdiğini düşündürdü bana.

Kafamla onayladıktan sonra ilk maddeyi kağıda yazdı.

"Kural iki fiziksel temastan olabildiğince çekinilecek." Bunu da onayladığımızda listeye ekledi.

Aklıma gelen dehşet verici fikirlere çığlık attım.

"Biz nasıl üzerimizi değiştireceğiz? Peki ya nasıl duş alacağız?"

İkimizde birbirimize bakıp çığlık atarken dışarıdan bakan biri bu halimize gülebilirdi ama bizim için bu fikir o kadar korkunçtu ki.

Çığlık atmayı kestiğimizde kafamı masaya yasladım. Cidden ne ile sınanıyordum?

Aklıma Josh'un sevgilisinin en yakın arkadaşım olduğu gelince telefonumu hızla çıkardım.

Telefon kahkahalarla açılınca bizi bu hale getiren sebebin sesini tanıyabilmiştim.

"Nihayet aklınıza gelebildi demek," sinir bozucu kahkahalar. Klaus'un omzumu delecek kadar çok ittiği parmakları. Sinirden seğiren gözüm.

"Daha geç arasaydınız, erken oldu bu."

"Sikik çeneni iki dakika kapatıp gülmeyi kesmezsen elimdeki kelepçeyi malum yerlerine takacağım ve bu Aiden ile seni uzak tutacak. Bunu ister misin?"

Kahkahası kesildiğinde psikopatça sırıttım. Deliriyordum galiba. Klaus anlamak için omzuma parmağını bastırmaya devam edince eline vurup geri çekilmesini sağladım.

"Biz nasıl duş alıp üzerimizi değiştireceğiz?" dedim yüzümdeki gülümsemeyi kestikten sonra.

"Sevgilinle yaşadığınız eve gidemeyeceğinize göre Klaus'un evinde olduğunuzu varsayıyorum?" dedi soruma cevap vermeyerek. Kesinlikle evren beni delirtmeye çalışıyordu.

Önceki hayatımda organ mafyası olma ihtimali oldukça yakındı. Başka türlü bunların açıklaması olamazdı. Onaylayan bir mırıltı çıkardım.

Klaus şimdi de yaklaşmış telefonu dinlemeye çalışıyordu. Çocuk gibi hareketleri sinirimi daha da bozmak için yeterliydi.

"Klaus'un nefret ettiği karşı komşuda yedek anahtar var ona söyleyebilirsiniz. Benim izinimle elbette. Kaçmaya çalışırsanız diye tekrar ediyorum kelepçede çip var. Haberim olmadan çıktığında sizi yakalarım."

Özellikle nefret ettiği diye ekleyince bu adamın kin tutabilme yeteneğine hayran oldum. Bunca zamandır böyle bir kini nasıl içinde tutabilmişti şaşırıyordum.

"Boklu geceler," dedikten sonra yüzüne kapattım. Bir ay sonra elimden kurtulamayacaktı.

"Karşı komşunun seni çok sevdiğini söylemen gereken yer burası," dedim konuşmayı bölük bölük de olsa duyan Klaus'a bakarak. Dişlerini göstererek gülümsedi.

"En son bana helva getirmişti. Ne için olduğunu sorduğumda kısa zamanda ölmem için bana mesaj vermeye çalıştığını söylemişti. Evet, kendisi beni çok sever."

Elimi alnıma vurup derin bir iç çektim. Bu gece lanetli bir geceydi.

Bu işten kurtulur kurtulmaz bu geceyi karanlık gece ilan edecek bir daha bu tarihte dışarı çıkmayacaktım.

"Kural üç kendini karşı komşuya sevdirilecek," diye ekledim listeye. Bu gerekliydi. Kalemi elimden alıp başka bir madde ekledi.

"Kural dört eve misafir çağırılmayacak."

Elinden kalemi sinirle çektim. Tyler'ın kontrol etmek için sürekli eve geleceğini biliyordum. Misafir çağırılmayacak maddesi onun bu eve girememesi anlamına geliyordu. Ve kızların.

Kalemle maddeyi karaladım. Onlar ben bu evde yaşadığım sürece bu eve geleceklerdi.

"Sevgilim olduğunu sana kaç kere hatırlatmam gerekiyor?"

Elini saçlarına geçirdikten sonra gözlerini gözlerimle birleştirdi. "Hiç unutmama izin vermiyorsun ki."

you're mine | klarolineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin