The result: %100 Brat
%99 Rope Rabbit
%98 Pet
We will publish a bdsm meeting app in a month do you want to get notification about it?
#Yoonkook-3
!-yeme bozukluğu rahatsızlığıyla ilgili kısımlar i...
Saçlarım Hoseok'un kucağında soyut bir tablo oluştururken sıkıntıyla yanaklarımı şişirerek telefonumda birbirinden yakışıklı yüzleri sola kaydırıyordum, Tinder'ın siyah ve erotik versiyonu gibi olan uygulamada . Öyleki bir eşleşmeden gelen mesaj bildirimi kırbaç ses efektiyle renklendirilmişti bdsm uygulamasıyım diye haykırırcasına.
Bu yakarışlarımı son beş saattir duymamazlığa veren iki dingil bakışlarını buluşturup iç geçirdiler sabırlarının son demlerinde. Tamam bıktırıcı olabilecek derecede kendimi yerebiliyordum ama haklı sebeplerim vardı ve zaten övgüyle pohpohlanılmayı da beklemiyordum.
Gözlerimin ekranıma tutulması tam da onların benden tak ettikleri bu ana tekabül etti. Tutukluğa, yolmaktan kızaran dudaklarımın aralık kalışı da eşlik ederken Hoseok'un bacaklarından hızla doğruldum ve gerilen boyun damarlarımı kaşıyarak telefonu ona doğrulttum fısıldarken.
"Siktir ordan."
Jimin'i saç köklerinden tutup yanıma çektim, ensesinden kavranılan yavru kedi gibi, onun ciyak bağırışları arasında ve tam yüzüme minicik yumruğunu yiyecekken ekranı ona döndürdüm. Alt dudağıma dişimle eziyet ederken iki aptalımdan tepki bekliyerek bakışlarımla çehreleri arasında mekik dokuyordum.
"Sen ciddi olamazsın Yoongi?"
Bence bu adamda cidden gerçek olamaz kızıl prens demek yerine dudaklarımı birbirine bastırdım büyümüş gözlerimi Hoseok'un yüzünde gezdirirken.
"Tam bir haftadır aralıksız o telefon ekranını parmaklıyorsun ve bu mu yani?"
nE?
Hakaret ve yerme içeren bir çok cümleyi Jimin'in suratına tükürmek üzere ağzımı açmanın boşa efor sarf etmek olduğu kararına vardığımda koltuktan kalkıp ceketimi kaptım. Güzellik göreceliydi, bu zamana kadar hoşlandığım kimseyi beğenmemişlerdi ve buna gocunmuyordum. Yerecek bir kusurda bulamazlardı hiç bir zaman o yüzden ortada bir sorun da oluşmazdı.
"O halde siktirip gidiyorum ben."
İki parmağımı alnıma dayayıp bir selam verdikten sonra bedenimi rüzgarlı ara sokaklara bıraktım rahatlamanın beni anaç kollarıyla kucaklamasına izin vererek. Kısık ekran ışığının yansıdığı telefonumdaki fotoğrafta tekrar irislerimi dolandırdım ezberlercesine.
Hem çehresinin görüntüsüyle bile resmen destanlarca şey anlatan adamdı beni sersemleten bu serin akşamda hem de ilk kez imla kurallarına uygun mesajı atan kişiydi. Gerçekten sesli harfler alfabede yokmuş gibi yazışan insanlardan öyle bıkmıştım ki mesajı cennetten bir meyve gibiydi.
Sir Mesajlarla birbirimizi gerçek anlamda tanımamızın olasılığının oldukça düşük olduğu kanısındayım bu sebepten benimle yarın 18.00 sularında bir akşam yemeği yer misin?
Elbette cevabım belliydi. Tek bir mesajla beyninin kullanıma açık olduğunu kanıtlayabilmesi yüzümde hafif bir tebessüme yol açarken uzun zamandır ekranı taciz etmemden yalama yapmış parmaklarım memnuniyetle; kısa, kabul belirten cevabı yolladı ufak bir aceleyle.
Yaşadığımız yer ve onun aklında bulunan buluşma mekanının mesafeleri hakkında geçen bir kaç mesajın ardından beni Seul'un merkezinden aracıyla almayı teklif etmesiyle sonlanan sohbetimizin peşinden yalnızlığın mayhoş kokusunun burnumun ucuna çarptığı evimden içeri adımladım. Siyah hol duvarlarıma sırtımı vererek ayakkabılarımdan kurtularak hafifledim hızlıca.
Sıcak bedenimi yorgun yatağımla buluşturduğumda hayatımda ne kadar zamandır yeni bir şey denemediğim üzerine biraz düşündüm. Soğuk yorganımın üzerinde yuvarlanarak kendimi bir sushi kıvamına getirdim. Sarmalanmışlık duygusuna olan özlemimi de hatırlatan bu hareketimle yarın öğlene doğru gözlerimi buluşturacağımı tahmin ettiğim tavanda son bir kez bakışlarımı gezdirip kendimi uykunun kuş tüyü diyarına bıraktım.
Ölümün kokusunun en tatlı olduğu öngösterim benzeri rüyalarımda boğulmak en büyük bağımlılığımdı ne de olsa.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aklıma doluşan her yeni betimlemede dönüp bu eksik hissettiğim bölümleri kalabalıklaştıcağım sanırım.
