{16} Teach•

1K 51 35
                                    

Medya: The weeknd-Earned It

Fifty shades anmışken bunu medyaya koymadan edemedim. Sıcaklama sinyallerini aldığınızda açarsınız. Gece 3'de başlayarak 700 kelime yazmış ve nihai kısıma varmak üzereydimki 4.40'da bölümümün silinmesiyle kendimi sikecek kıvama gelerek tekrardan yazmaya çalıştım umarım yine de iyi bir şeyler yakalayabilmişimdir. Medyadaki resim tam olarak bu ficin YoonKook'u gibi hissettirdi ekleyeyim dedim. Bu arada 1800 küsür kelime oldu hani yanınıza yiyecek bir şey falan alın iyi gider.

Bölüm sonuna iç gıcıklatan bir şey bıraktım :) :)) :)))

Keyifli okumalar gökyüzünün bekçileri~

Bilmek istiyor muydum?

Bilmediğim, üzerinde bir fikrimin olmadığı şeylere her zaman merak duymuş ve öğrenmekten de ayrı bir haz almışımdır. Bu yüzdendir ki alakasız ve değişik bir çok hobiye sahiptim. Bir gün boş bir sokakta yürürken ufak bir dükkan gözüme ilişmişti. İçeriye adımlayışımla ciğerlerim ahşap kokusuyla bayram ederken çevremdeki çeşitli araç gereçlerde dolanan bakışlarım soracağım her soruya gülümsemesiyle cevap verecek yıllanmış ama diri bakan adamın gözlerinde bitmişti. Bu şekilde bulduğum minik yere kafama estiği her an giderek bir baba figürüne sahip olan kişiyle yakınlaşırken ahşap boyama, işleme, tasarlama konularının inceliklerini tek tek öğrenmiştim. Aynı dürtülerim beni Jeon Jungkook'un kollarına iliştirmişti ve aslında hiç tereddüte de sahip değildim.

"İsterim."

Bakışları benimle platform arasında bir kaç kez gidip geldikten sonra bileğimi kavrayıp adımlarken demir kapıya vardığında daha önceden fark etmediğim sağ taraftaki kısma sol elinin yüzük parmağını bastırdıktan sonra bizi alt kata sürüklemişti. Desenli duvar kağıdından gözlerimi almazken aklımı Jeon Jungkook meşgul ediyordu son bir aydır olduğu gibi. Mutfağı gerimizde bırakarak bizi salona ilerlettiğinde rahat koltukta yanyana konuşlandık.

"Burada oturup sana olacaklardan bahsetmeyeceğim. Bu konuyla ilgili internette gördüğün tek tük şeyden fazlasını bilmediğini biliyorum hatta seni doğru tanıdıysam kasıtlı olarak da detaylı bir araştırma yapmadığını düşünüyorum."

Doğru tespitini başımla onayladım. Öğrenmek istediğim şeyleri eylemlerle keşfetmeyi seviyordum ve başkalarının teknik yazıları, tecrübeleri, büyüyü bozan yanlış spoiler gibi geliyordu bana sadece. Sonuçta her şeyin etkisi,insanın üstüne gebe bıraktığı yeni duygular,herkes için farklıydı.

"Öğretimimde anlatmak elbette var ancak bunu oturup özet geçerek yapmam. 50 Shades gibi internette gördüğün kurallar, güvenli kelimeler gibi şeyler de benlik sayılmaz. Bir şeyi yapıp yapmaman gerektiğini denedikten sonra cezana katlanırken kavrarsın. Seni kendi zevklerimle terbiye edeceğim ve senden tek istediğim şey beni özgürlüğünle kostümlere bulaman."

Kıyafet kombinlerinden bahsetmediğini kavrayacak kadar tanımıştım onu ancak kastettiği şeyi tam olarak anlayabilmiş sayılmazdım. Devam etmesini istediğimi belirtmek için onu başımla onayladığımda bir süre beni izledi ardından bu sefer elimden tutarak ayaklandı. Geldiğimiz yolu geri dönerken ilk kez kenetlediği parmaklarımızın üzerime yaydığı heyecanla gülümsedim. Ağır ağır adımladığımız merdivenlerde, ardında başımı sırtına yaslayarak ilerlerken kokusuyla benliğimi kutsadım. Karanfilleri ruhumu okşarken baş parmağı el damarlarıma naif öpcükler konduruyordu ve ben hissettiğim okyanustan kopabildiğimde odaya vardığımızı fark edebildim. Beni platformun önüne bıraktıktan sonra metal duvara ilerlerken üstündeki tişörtü çıkartıp özensizce zeminle buluşturdu.

"Platformun ortasına adımla. İlk seferinde beynine kan göndererek garip bir algıya sahip olmak istemiyorsan da yüzün bana dönük olsun."

Sesinde her zaman var olan o kıkırtının terk ettiği yeri dolgun bir dominantlığın kavramasıyla derin bir nefes aldım. Dediği şekilde ilk keşfedişimdeki gibi platformun ortasına ayaklarımı yerleştirdiğimde tanıdık sesleri işittim. Yanıma dönüp sırtımı kamgarn kumaş olduğunu fark ettiğim platformun arka kısmına yasladı ve kollarımı kavrayarak bileklerimi kelepçeledi. Gerisingeri metal duvara döndü ve en sol kısmın ortasına avuç içini yerleştirerek sola kaydırdı. Parmaklarının altında parlayan mavi hologrofik tuşlara girdiği şifreyi miyopluğum yüzünden algılayamayışımla gözlerimi devirdim. Bakışlarım hafif bir gecikmeyle algılarını açtığında tekrardan, tüm duvar bambaşka bir hale dönüşürken istemsizce kelepçeleri çekiştirdim. Duyduğum demir sesiyle irkilerek sırtımı tekrar olması gereken yere yasladıktan sonra irileşen gözlerimi pervasızca dolaşan çıplak ayaklarından ayırarak karşımdaki manzarayı incelemeye koyuldum.

The App-YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin