{4} Whiskey•

1.5K 70 40
                                    

Medya: Gotta be a reason- Alec Benjamin

Keyifli okumalar gökyüzünün bekçileri~

Ne uzun sessizlikler kovalıyordu bizi ne de boş cümleler mesafelere itiyodu iletişimimizi. Her kelimeyi çakıl taşları ile süslüyor iki ayrı fikrimiz bile olsa bir konuda uçları birbirine dolanıp alev alıyordu. Ve ben bu alevin zihnimi bir isle kaplamasıyla keyifleniyordum.

Aracını sakin ve Seul'un sınırlarında olduğunu tahmin ettiğim, geniş bahçesiyle yeşil renginin tadına vardıran bir villanın park yerine yerleştirirken bende merakla geziniyordum bakışlarımla. Doğallık barındıran ama modernliğinde kokusunu eksik etmeyen araç gereçler evin çevresinde öyle hoş konuşlanmışlardı ki ay ışığında ucu cennete gider gibi duran salıncak bile gözüme son çarpanlardan olmuştu.

O kapının kilidini açarken uzun süredir cebimin içindeki parmaklarımda turlattığım sigaramı kuruyan dudaklarıma yerleştirdim. İçeri adımlarken tutuşturdum ucunu ve sırtındaki irislerimi görebildiğim kadar yüzüne çıkardım. Evine giren bir yabancı izinsizce odalarına nikotini sızdırırken garipsemek şöyle dursun mimiklerinde bir değişme bile olmadı. Onu da bir dalla hayal ettim istemsizce. Sigarayı havalı bulmazdım ancak bu siyahların tanrısı gibi duran bedenin parmak boğumlarına işleyen nikotini düşünmeden de edemedim.

Koridorda yürürken sağımızda beş basamak aşağıda kalan salonu incelemem tamamlandı çabukça. Evet salaştı ama bu rahatlığın içinde muazzam bir disiplinle sağlandığı belli olan düzene sahipti. Onun cümleleri nasıl betimlenirse evinin dizaynı ve onun dokunuşları da aynı şekilde dile dökülürdü.
Soluna dönüp vintage ve modernliği birbirine harmanlamış, haki yeşili ve siyahla karılmış mutfağa girmesiyle buzdolabını araladı.

"Ne içmek istersin?"

İşaret ettiği raftaki markalara ve bir üstündeki alkolsüz olan içeceklere kafa yordum bir süre. Ayık kafayla gezmek pek lügatımda yoktu o sebepten seçenekler hızla yarıya indi zihnimde. Tekila için karşımdaki bedene güvenim yeterli değildi, favori viskimin içimde oluşturacağı sıcaklıkta bu süregelen büyüyü bozabilecek sonuçlara ortam hazırlayabilirdi. Şarap ise ona çok yakışırdı kanımca ama bunu eğer duygularımın çehresinde onun izi olursa değerlendirmek üzere ertelemek en iyisiydi.

"Bira olsun."

Alkol eşiğim ne içtiğime bağlı yoruma açık değildi, karakterim gibi ne yediği belirsizdi onun da yani. Daha önce rastlamadığım bir markanın gri mat şişesini önüme iterken ahşap kapaktan çıkan gıcırtı sesinin ardından viski bardağını kendi önüne yerleştirip buzla serinletti içini yakacak sarı yoğunluğu camla kavuştururken.

Mayanın kokusunu algılamak için şişeyi biraz daha burnuma yaklaştırıp bir kaç kez nefes çektiğimde gülüşü kulaklarıma ilişti. Dudaklarıma aktardığım alkol ağzımın içini kuşatan tütünle dans ederken yavaşça boğazıma yollandı. Tadı ne sidik gibi dediğim o iğrendiren derecede ağır olan biralar gibiydi ne de meyve suyu içer gibi hissettiren bir hafiflikteydi. Kaliteliydi. Sevmiştim. Bu kelimeleri şu şişeyi bana sunan adama kullanacağım günü beklemeye karar vermiştim içmeye devam ederken.

Ben alkol gurmeliğim ile meşgulken o bir süre telefonuyla uğraşmış bir kaşını havalandırırken hafifçe iç çekmiş ardından cebine atarak beni göz hapsine almıştı.

Hani müebbet yemek isteyebilirdim.

Başımı iki yana sallayarak bu sefer daha büyük bir kaç yudum aldım. Üç saatte zihnime tohumlarını nasıl ekmiş olabileceğine içtim. Ben de onu kafeslediğimde kimin gardiyan olduğu artık bir muamma haline gelmişti ve gülümsedi.

"Salona geçip konuşalım şu anlaşma meselesini."

İlk kez hayatımda bir gün içinde birisini bu kadar çok kez onaylamış ve uysalca takip etmiştim.

Deri siyah koltuğa bedenimi bırakmamla omuriliğim bir rahatlama dalgası yayarken kahküllerimin gözlerimi örtmesine bir süre izin verdim. Karanlıkta nefeslenmek hoştu ve rahatlığıma katkısı da boş değildi.

"Zevk sahibisin."

"Eh zevkte bana sahip."

Açık alnında oluşan bir kaç ter damlasıyla ikinci bardağını doldurdu. Zevk olmak istiyordum sanırım tam da o anda. Masanın üzerinde duran cam, saydam, boyutsal bir şaşkınlık yaratan incelikte küp şeklindeki kül tablasına yeni bir dal yerleştirdim kafamdaki filizleriyle.

Ondan sigara kokusu almamıştım, parmaklarında tiryaki titrekliği de yoktu ancak belki de bağımlı misafiri bol oluyordu kim bilir. Salonun ortasında tasarım bir kültablası bulundurmasının elbet bir sebebi vardı sonuçta.

Ne tip insanların benim bu tecrübe ettiklerime şahit olduklarını düşünürken elimdeki 50cclik şişeyi içindeki boşlukla sehpaya bıraktım. Kendimi bir şeylerden aptalca sebeplerle geri tutma sürem kısaydı.

"Sanırım ben de viski alacağım."

Ayaklanıp mutfağa vardıktan sonra onun kullanmış olduğu dolaptan buğulu bardağı alarak eski konumuma geri döndüm. Kenarları siyah metal olan kalın cam sehpanın üzerine yerleştirmiş olduğu ufak kovadan üç buz attı bardağıma ve viskiyle ödüllendirdi onları. Bardağı elimde hafifçe sallandırdım. Zihnimin içi gibi sarsılışını inceledim sıvının. Buzların çıkardıkları tok sesle dönüşlerini izledim bir süre ve onun gibi aceleci olmasam da biraz hızlı olabilecek bir sürede ikinci bardağıma yönelirken dilimi dudaklarımda gezdirdim içimdeki kuraklığa giden ısıyı söndürme çabasıyla.

"Kedi gibisin, çoğu şeyi kokluyor ve sürekli cisimleri inceliyorsun."

Kırkırdarken üçüncü bardağını kavuşturduğu pembeliklerinden kaçmayı başaran biraz viski dudağının altındaki benden çenesine yollandı. Parmak boğumları ile damlaların keşfini sonlandırdı. Ne şanslılardı oysaki.

"İşin ne? Sanatla hobi olarak ilgilendiğin belli."

"Yakaladığın detayları anlat cevabı kazanmak için."

Bu gece kurduğu bana cinsellik çağrıştıran tek cümlesi bu olmuştu. Her bir zerresi için yoracağını hissettirmişti bu kelimeler bütünü. Ve ya belki de viskiden toklaşan sesi bana şehveti işittirmişti. Bilmiyordum.

Ben ona eşyalarının her birinin bulunduğu konumla bile neler anlattığını ayrıntılarıyla açıklarken cevabı elde etme arzumla yaptığım yorumlara onun mimiklerini ve fiziksel benliğini özenle uzak ettim. Bunlar daha sonra elimde daha çok bulguyla daha da arzulayacağım yanıtlar için arka cebimde olmalılardı.

 Bunlar daha sonra elimde daha çok bulguyla daha da arzulayacağım yanıtlar için arka cebimde olmalılardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Işıkla kalın~
    -02.19-

The App-YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin