{11} Song•

688 60 7
                                    

Medya:Suga's Interlude-Halsey&Min Yoongi

O mübarek cumartesi işte geldi sonunda istediğimiz yakınlıklarının oluşacak olması üzerimden kocaman bir yük attı. Ama tabii bu o cumartesinin part biri çünkü 1403 kelimelik bir dev yarattım ve part iki daha da uzun olabilir o yüzden kesmem gerektiğine karar verdim.

Keyifli okumalar gökyüzünün bekçileri~

Cumartesi. Herkesin rahatladığı ve yorganın altında genleşmek dışında pek bir eylemde bulunmadığı kutsal gün. Uzun yılların ardından sabahın 11'inde uyandığım ilk haftasonu günü.

Islak saçlarımın Jimin'in elinden geçerek döndüğü yeşil tutamlarının nemini bir havluyla aldıktan sonra her zamanki gibi salaş kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Ancak biraz gerginlikten olsa gerek hafiften şıklığı yakalamış ve bunu takılarımla desteklemiştim.

"Evet Min Yoongi çık ve cevaplarını bir bir topla bakalım."

Jungkook'un son kayıdı da dinleme arzusu sağolsun on beş dakika sonra arabasıyla beni alacak olmasının genişliği ile kahve sigara keyfi yapmaya koyuldum. Elimde bu sefer telefon yerine Genç Werher'ın Acıları vardı. Okudukça analiz sevgim beni kelimelere hapsederken en uzun kahve içişlerimden biri gerçekleşiyordu.

Mektupları her zaman severdim, insanlar kelimerle süslemek isterken içtenlikleri ile donatırlardı sayfaları.

İlk beşliyi bitirmem tam da o on beş dakikanın sonuna denk geldiğinde çalan zilimle ayaklanıp kupamı lavaboya yerleştirip suya tuttum. Dudaklarım arasında yanan sarı filtreli sigara ile kapıyı aralayıp ceketimi üstüme geçirdim.

"Gün aydı sonunda,saat 11.45'e asla ulaşamayacak gibi hissetmeye başlamıştım."

"Benim için sabırsızlanman hoşuma gitti efendi Jeon."

Cümlemin son kısmını taklitçi bir seksilik ile dile getirdikten sonra kıkırdamama engel olamadım. Ona cinsel hitaplarda bulunduğumda gözlerinde beliren alevden hoşlanıyordum. Toparlamak için de aceleci bir şekilde fazladan konuşurdu hep.

"Tanrı aşkına öğlenin on ikisinde işe başlanılır mı Yoongi? Sabahın dördünden beri yeni bir ülke feth etmek dışında her şeyi yaptım seni alacağım saate varabileyim diye."

"Sabahın dördünde kalkacak kadar ruh hastası olman benim problemim değil gibi sanki hmm?"

Başını sıkıntıyla sağa sola sallarken bana açtığı kapıdan kendimi arabanın rahat koltuklarına bıraktım.

"Bir ara bu arabayı ben sürmek istiyorum."

"Sürüş sırasının sana geleceği dönemlere ulaşırsak neden olmasın."

Bıyık altından gülüşüyle cümlesindeki arsız kırmızılığı daha da belirginleştirmesi kanımda bir şeylerin kaynamasına sebep olurken irileşmiş gözlerimi diktim ona bir süre. Hafifçe öksürerek boğazıma bir süredir tıkanmış olan şehvet duygusunu geriye iteledim.

"Sana beni süre- bırakabileceğini söyledim ama kayıtları dinlemene izin veremeyeceğim. Bir ürünümün mükemmel olduğunu hissetmedikçe sunamamak gibi bir huyum var."

"Sırf otobüse binmeye üşendiğin ve sana şoförlük yapmamı istediğin için kelime oyunu yaparak beni buraya getirdin yani."

Başını bana dönerek cevap vermemi bekledi sanki o sırada araba kullanmıyormuş gibi. Omuz silkerek kafamla onu onayladığımda bugün ikinci kez kızıllık gösterdi beni tekrardan şaşırtarak.

"Aldığın ikinci ceza beni kullanmaya çalışmandan olacak."

Şaşkınlığımı onun boyadığı kırmızı cümlelere bıraktıktan sonra bir kaşımı havaya kaldırarak çehresine diktim bakışlarımı.

The App-YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin