1. Bölüm

479 34 17
                                    

Havaya doğru titrek bir nefes daha bıraktım. Gözlerimi kapattım ve rüzgarı dinledim bir kaç saniye. Sonra yavaşça parmaklarımı gezdirdim piyanonun üzerinde. Tuşlara bastıkça çıkan sesler biraz daha uyuşturdu zihnimi. Piyanodan çıkan sesleri dinlerken 2 ay öncesi geldi aklıma.

"Borcunu ödemezsen yanında ki zengin piçten almasını biliriz!"

Duyduğum sözlerle çıkmak üzeri olduğum sokağın orta yerine geri döndüm.

"Onu bu işe karıştırma, borç benim borcum."

Sözlerim güldürdü karşımda ki puştu ve iki köpeğini. Bu işe bulaşmamam gerekirdi. Sırf zevkim için bu adamdan borç almamam gerekirdi.

"Ah Yoongi ondan para istemem, sadece adamlarımı eğlendirmesi yeter."

Duyduğum sözlerle sinir bütün hücrelerime hücum etti.

"Eğer ona yaklaşmaya kalkarsan seni gebertirim. Seni bırakmam için altıma girmeye bile razı olursun!"

Sözlerimle Bang Chan denen it gülmesini yarı da kesti ve kaşlarını çattı. Gözlerinde ki beni öldürme isteğini gizlemeye bile çalışmıyordu.

"Senin dilin uzamış. Ben o dili koparıp götüne sokmasını da bilirim."

Sözleri biraz korkutsa da aldırış etmedim. Yan bir gülüş attım ona ve üzerine doğru yürüdüm.

"Sende korkmuyorum ve siktiğimin borcunu da ödemiyorum. Eğer Jungkook'a dokunmaya kalkarsan seni yerin dibinde bile olsan bulurum ve gebertirim."

Sözlerimi bitirir bitirmez arkamı dödüm ve sokağın çıkışına doğru yürümeye başladım. Arkamdan ayak sesleri duymamla peşimde olduklarını anladım. Adımlarımı hızlandırdım tam koşmaya başlıycaktım ki bir el kolumu tuttu ve beni kendine doğru çevirdi. Yüzüme inen yumrukla kafam yana doğru savruldu ve bir kaç adım geri gittim. Dayak yemeye niyetim yoktu. Hızla kendimi toparladım. Karşımdaki adama yumruk attım ve bacağına tekme atıp yere düşmesini sağladım. Adımlarımı diğer adama doğru yönlendirdim. Onun savurduğu yumruğu engelledim fakat bacağımda hissettiğim acıyla kalakaldım. Gözlerim bacağıma kaydığın da baldırım da duran çakıyı fark ettim. Tam çakıya doğru hamle yapacaktım ki diğer bacağımda ki sızı haraketsiz kalmamı sağladı. Gözlerim buğulanmaya başladı ve olduğum yere çöktüm. Bang Chan yaslandığı duvardan çekildi ve bana doğru adımladı. Zar zor görüyordum onu. Tam önümde durdu.

"Bu sana ders olsun borcunu derhal öde ve siktir git bu mahalleden."

Sözleri bitince bacaklarım da ki sızı arttı çakıları geri çekmişlerdi ve geri çekerken biraz daha kesmişlerdi yaralarımı. Onlar uzaklaşırken sert zemine yığıldım. Soğuk, bedenimin titremesine neden oldu. Gözlerim yaşlarla dolmuştu. Kesik kesik nefesler alıp acıyla inliyordum.

Gerisi bir hayal gibiydi. Jungkook'u çağırmam, gelip beni alışı, hastaneye götürüşü ve başımda ağlayışı.

Şarkı bitince kayboldu düşüncelerim ama açamadım gözlerimi. Çünkü biliyordum eğer açarsam görünürdü gözlerimde ki hüzün. Görünürdü gizlemeye çalıştığım zayıflık ve serbest kalırdı zoraki tuttuğum yaşlarım.

Ellerim piyano da gözlerim kapalı bir şekilde dururken bir alkış sesi duydum. Yavaşça araladım gözlerimi. Alkış sesine doğru çevirdim kafamı. Karşı bolkanda benim yaşlarım da bir genç kare bir gülümseme ile bana bakıyor ve alkışlıyordu. Onu fark ettiğimi görünce biraz daha genişledi gülümseyişi.

"Çok güzel çalıyorsun. Dinlemek çok iyi hissettirdi."

Hiçbir cevap vermedim sözlerine, boş gözlerle inceledim yüzünü. Sonra piyanoma kaydırdım bakışlarımı yavaşça.

"Özür dilerim çok güzel çalıyordun bende dinledim. Rahatsız etmek istememiştim. "

Sözleriyle tekrar baktım yüzüne. Üzgün gibiydi. Neden özür dilemişti ki? Teşekkür etmeyi bilmediğim için mi? Onunla alakası olmadığını anlaması için hafifçe gülümsedim ve tekrar piyanoma döndüm.

"Siz yeni komşumsunuz galiba. Komşularımı çok severim ve iyi anlaşırım. "

Dediğinde yüzüne baktım tekrar. Yine kare gülüşüyle bana bakıyordu. Ne çok konuşuyordu. Farkında değil miydi ben sevmiyordum konuşmayı ya da istemiyordum onunla konuşmayı. Ona aldırış etmeden tekerlekli sandalyemi kendime doğru çektim ve kollarımdan destek alarak üzerine oturdum. Gözlerim tekrar karşı balkona kaydı şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Gülüşü kaybolmuştu aksine gözlerinde bir hüzün belirmişti. Üzülmüş müydü bana? Acımış mıydı halime? Belki de tanısa beni böyle bakmazdı. Acınmayacak biri olduğumu anlardı. Yan bir gülüş attım ona.

"Bence bu komşuyu sevmeyeceksin."

Dedim. Anlamasını istemiştim üzünülücek biri olmadığımı. Anlamasını istedim bana üzülmesini istemediğimi.

Cevabını beklemeden tekerleklerimi döndürerek kendimi içeri ittim. Jungkook hâlâ gelmemişti. Kanepeye doğru ilerledim ve kollarımdan destek alarak kendimi yerleştirdim kanepeye. Yine başlamıştım önceyi düşünmeye.

İki ay öncesine kadar yürüyebiliyordum ama o olaydan sonra bir daha yürüyemedim ve bu sandalyeye mahkum kaldım. Yıkık dökük evimde kendimce bir düzenim vardı fakat o olaydan sonra düzenim yerle bir oldu. Çalışamıyordum ve param yoktu. Jungkook sürekli beni ziyarete geliyordu. Sürekli bana yemek getiriyordu, iyileşmem için benimle bebek gibi ilgileniyordu. Bir zaman sonra bu durumdan rahatsız olmaya başladım. Kendimi ona karşı borçlu hissetmeye başladım. Ailesinin durumu iyiydi fakat benim gibi biriyle dost olması ve beni görmek için o mahalleye gelmesi doğru değildi. Ona defalarca gelme dedim ama beni duymamış gibi davranıyordu. Sonunda da  birlikte eve çıkmak için beni ikna etmiş ve buraya taşınmamızı sağlamıştı.

O küçüktü daha ruhu çok gençti. İçinde hep bir heycan vardı. Onunla bir kavga da karşılaşmıştık. Onu dövüyorlardı. Ağlıyordu, yüzü gözü kan içindeydi. Dayanamamış ve kurtarmıştım onu ordan. Bir daha buralara gelmemesini, buraların tehlikeli olduğunu söylemiştim fakat dinlemedi. Sonraki günde geldi, ondan sonraki günde, her zaman geldi. Bir zaman sonra ona alıştım ve onun yanında gülmeye başladım. Başlar da zordu onu kabul etmek. İki zıt kutuptuk. O kıpır kıpır ve sürekli gülen biriydi bense hayat enerjisi olmayan gülmeyi bilmeyen biriydim. Ama o bana gülmeyi öğretmişti. Çünkü o benim tek dostum Jeon Jungkook'tu.

Çalan kapıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve kapıya doğru baktım. Tekerlekli sandalyeme oturdum ve tek dostuma kapıyı açmak için tekerleklerimi ittirdim.

'Sehnsucht' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin