0.1

112 10 11
                                    


Koluma bıraktığım kötü izlere yeniden baktım bunu yapmayı sevmiyordum ama yapıyordum işte. Artık acı, ruhuma sığmadığından bedenime yansıtıyordum belki de.

Kırmızı damlaların aktığı sayfanın üstüne birkaç sözcük karalamaya devam ettim. Buna günlük demek yanlış olurdu aslında, çünkü günlük yaşadığım olayları yazmıyordum anlık duygularımı karalıyordum buraya ama günlüktü işte. Sanki bana ait olmayan anıları yaşarmışcasına sadece karalıyordum...

Az önce yaptıklarım bir hiçmiş gibi, elimdeki kırık cam parçalarını aldım ve yatağımın altındaki gazete kağıtlarıyla sarılı olan kutuyu açıp içine koydum. Kutudaki kurumuş çiçeklerinde içinde olduğu sigara paketimi -ne ironi ama- alıp kitaplarımla birlikte çantama koydum ve güne başlamak adına sokağa adımımı attım.

&&&

Bugün günlerden çarşambaydı, bir anlam beklemeyin sadece çarşamba işte. Haftanın öylece bir günü, diğer günlerden farksız basit bir gün.

Okulun kapısından girdiğimde kimseyle göz teması kurmamak adına hızlı adımlarla ilk dersim olan tarih için tarih sınıfına geçtim. Sınıfta orta sırada dedikodu yapan üçlü kız grubu ve uyuyan iki kişiden başka kimse yoktu.

Adımlarımı pencere kenarı en arkadaki sıraya yöneltip oraya kuruldum. Çantamı sıramın üstüne koyup kafamı da içine gömdüm. Yanımda hissettiğim hareketlenmeyle kafamı kaldırdım.

Yanıma uzun zamandır kimse oturmamıştı. Nedenini anlamak zor değildi, en son dokuzuncu sınıfta bir kız yanıma oturmuştu ve bileğimdeki izleri görüp bağırmaya başlamıştı. O sene herkesin kaçık,ezik,artık öl gibi laflarına maruz kaldığım bir yıldı ne yazık ki.

Onuncu sınıfta ise bu kasabaya taşınmıştık ve ben herkesden kendimi soyutlamak adına elimden geleni yapıyordum. Başarılı da olmuştum sorunsuz ve yalnız bir yıl geçirmiştim.

Bu senenin de aynı geçmesini bekliyordum ama yanıma o gelmişti. Dağınık koyu sarı saçları ve gamzeli gülümsemesiyle bana bakıyordu.

So long & good night| irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin