Sehun, yaklaşık 10 dakikadır Jongin'in kapısı ile bakışıyordu. Uzun zaman olmuştu onu çok özlemişti. Kalbi ağzındayken kapıyı çalarsa geberip gidebilirdi. Bu yüzden biraz daha derin nefes alarak sonunda elini kaldırdı ve zile bastı. İlk çalışta tık yoktu,bir daha çaldı hadi ama Sehun çok salaktı ya evde yoksa diye düşünmemişti bile son kez şansını denedi fakat yine herhangi bir hareketlilik yoktu. Üzülerek geldiği yöne geri yürümeye başladı tam o sırada açılan kapının sesini duydu. Ardından o kadife sesi. Tanrım ne kadar da özlemişti, sesi bile Sehun'u kontrolü altına almaya yetiyordu.
-Sehun?
Sehun yavaşça arkasını döndü. Tanrım, Jongin'i daha önce hiç böyle bitkin görmemişti. Dağınık saçları, şişmiş dolgun dudakları Sehun'u darma duman etmeye yetmişti bile. Bu haliyle ne olursa olsun onun çok yakışıklı olduğunu düşündü, Kim Jongin onun için bir sanat eseriydi. Sehun dayanamadı, dayanmadı da zaten içindeki dürtüyü bir saniye bile bastırmadan koşarak onun dudaklarına yapıştı. Vişne tadı her zamankinden daha güzel geliyordu. Jongin kısa süreli bir şaşkınlık yaşasa da karşılık vermeye başladı. Jongin içindeki semeyi ortaya çıkararak Sehun'u bir çırpıda içeri soktu. İkiside delirmiş gibiydi, öpücükleri alevlenmiş işi başka bir boyuta taşırken Jongin dudaklarını ayırıp alnını Sehununkine yasladı. Her ikiside çok uzun bir koşu yapmışçasına nefes nefeselerdi.
-Beni affedeceğini zannetmiyordum, sana çok aşığım Sehun, tahmin bile edemezsin.
-Ben de seni çok seviyorum, sende tahmin edemezsin. Şimdi Jongin, tüm özlemimi al benim.
Jongin yarım ağız gülümsedi.
-Emin misin, Sehun?
-Fikrimi değiştirmeden yap şunu.
Jongin, Sehun'un dudaklarına daha sert bir şekilde asıldı. Bir haftanın acısını çıkarıyorlardı. Jongin Sehunun dudağına dişlerini geçirince, Sehun gecenin ilk inlemesini bıraktı. Bu Jongin için son damlaydı. Bir çırpıda Sehun'u kucakladı, ki bu hıza Sehun'da şaşırmıştı, Sehun bacaklarını onun beline doladı. Yukarıya yatak odasına doğru yol alırken Sehun'un süt kokan ve bir o kadar da beyaz olan boynuna renk katmaya başlamıştı. Sehun'un dur durak bilmeyen inlemeleri eşliğinde yatak odasına vardılar. Jongin Sehun'u nazikçe yatağa bırakırken üzerindeki teninin tam zıttı beyaz tişörtü çıkarıp odanın ücra köşelerinden birine fırlattı. Ardından Sehun da aynı şekilde tişörtünü Jongin'inki ile buluşturdu. Şimdi ikiside odaya vuran ay ışığının altında birbirilerini izliyorlardı. İkisininde gözleri parlıyordu. Ortamdaki şehvet biraz olsun yerini bırakmıyordu. Jongin kaldığı yerden devam etmek için Sehun'a doğru eğildi. Sehun bunu çok sevmişti. Her hareketinde aşkı hissediyor gibiydi. Kendini anın büyüsüne bıraktı ve gözlerini zevkle kapattı. Jongin'in gitgide aşağılara rotalanan öpücükleri bedenini mükemmel bir zevkle yakıyordu. Hayatında hiç bu kadar iyi bir an yaşamadığını düşünüyordu. Jongin ise Sehun'un süt kokulu tenine doyamıyordu, emindi bu ten ona bağımlılık yapacaktı. Geri çekildi, sanat eserine gururla baktı. Bembeyaz bir tuval olan boyunda mor ve kırmızı renklerin hakimiyeti kusursuz bir görüntü oluşturmuştu. Fısıldadı;
-Sehun, sen hayatımda gördüğüm en güzel şeysin.
Sehun buna gülümsedi, böyle sözler duymak özellikle de bu sözleri Jongin söylüyorsa gururunu okşuyordu. Sehun suratına utanmaz bir sırıtış yerleştirirken Jongin'i ensesinden kavrayarak sert bir şekilde öpmeye başladı. Ardından onu göğüsünden ittirek üzerine bir kedi misali tırmandı, arsız bir kediydi. Kendini Jongin'in kucağına yerleştirdiğinde Jongin yarı erekte aletinin sertliği ile irkildi, bu Sehun'un hoşuna gitmişti. Dolgun kalçalarını ona daha çok bastırdı. Böylelikle Jongin'den ilk inlemeyi kazanmıştı. Bu hareketi Jongin'i deli etmişti. Sehun bundan gayet memnun bir şekilde yaptığı şeyi bir tempo haline getirerek Jongin'in aletine sürtünüyordu. Jongin başını geriye atarak zevkten deliriyordu. Odada yankılanan inlemeler ortamı daha da alevlendirirken Jongin ani bir hareketle Sehun'u sırtüstü yatağa serdi. Sehun bu ani hareketle ufak bir çığlık attı. Jongin bundan gayet memnun kalmıştı;
- Çığlıklarını sonraya sakla, Hunnie.
-Jongin, tanrım, lütfen yap şunu.
Jongin kıkırdadı biraz oyun oynamaktan zarar gelmezdi, değil mi?
- Neyi yapayım, Hunnie?
- Jongin, aklımı kaybedeceğim.
- Sana yardımcı olmam için bana ne istediğini söylemelisin bebeğim.
Sehun çaresizlik ve kızgınlık içinde tısladı.
- Becer beni Jongin!
- İşte böyle,bebeğim benim.
Jongin, bir çırpıda Sehun'un çıkarılmayı bekleyen kot pantolonunu özgürlüğe kavuşturdu. Ardından kasıklarına kelebek öpücükleri kondurdu. Sehun artık dayanamıyordu .
-J-Jongin..acele et
Jongin kendi eşofmanından da kurtulduktan sonra Sehun'a döndü;
-Bebeğim, yavaşça gireceğim canını acıtmak istemiyorum biraz sabret tamam mı?
Sehun, Jongin'in kabarmış ve kocaman aletinden biraz ürksede kafasını salladı. Jongin onun alnına bir öpücük kondurdu. Ve penisini Sehunun deliğine konumlandırdı son derece yavaş bir şekilde içine giriyordu. Sehun hissettiği acıyla birlikte Jongin'nin sırtını tırmalıyordu. Jongin tamamen penisini içeri ittirdiğinde Sehun yüksek tizde çığlığını koyuverdi. Alışması için içinde biraz beklerken Sehun iyice bacaklarını Jongin'in beline sardı. Sehun acısı geçince Jongin'e doğru kalçalarını ittirdi. Bununla birlikte Jongin önce yavaş yavaş hareketlerle başladı Sehun'un gevşediğini hissedince hızlandı, Sehun'un acısı yerini zevke bırakınca, yüksek sesle inlemekten alamadı kendini. Jongin birden elini Sehun'un penisine atıp çekmeye başladı. Sehun şimdi zevk çığlıkları atıyordu. Jongin'de Sehun'un sıkı kalçaları penisini sıktıkça hazzını inlemelerle taçlandırıyordu. İkiside uçuyor gibiydi. Aldıkları zevk boyutu had safhalardaydı. Jongin Sehun'un penisini daha hızlı çekmeye başladı. Jongin önündeki muhteşem manzaraya baktı. Bembeyaz mermer tenden aşağı süzülen ter damlaları..öpüşmekten kızarmış ve şişmiş kiraz dudakları..tanrım delirmek üzereydi.
-Tanrım! Sehun çok güzelsin!
-Jon-gin, aah geliyorum.
Jongin girişlerini en hızlı safhaya yükseltti, birazdan zevkten bayılacaktı.
-Sehun, güzelim evet-ah bende geliyorum
Jonginin Sehun'un penisindeki eli hızlandı ve içindeki vuruşları arttı,artık son düzlükteydiler. Ardından ikiside birbirilerinin adlarını inleyip orgazma ulaştı. Orgazm etkisi geçince Jongin, Sehun'un içinden yavaşça çıktı. Ve kendini Sehun'un yanına bıraktı. Nefes nefeseydiler. Sessizliği bozan ilk kişi Sehun oldu.
-Çok güzeldi Jongin, seni seviyorum.
Jongin onun kafasını göğsüne yasladı ve saçlarını okşamaya başladı.
-Bende seni seviyorum birtanem. Bir daha ne olursa olsun, aşkımızı bitirmeyelim olur mu?
-Olur.
Sehun'un gözleri neredeyse kapanacaktı. Jongin hep bu görüntü ile gözlerini açmak istiyordu. Ömrünün sonuna kadar bu manzaraya bakmaktan bıkmazdı. Sehun uykuya dalmadan devam etti.
-Sen benimsin, Sehun.
-Ben seninim, Jongin.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELIANTHUS •Sekai•
FanficSon 5 dakika. -Seni seviyorum, Jongin. Eğer..eğer ben seni bırakırsam lütfen bana verdiğin güzel kalbini de benimle birlikte gömme. Başkasını sev, senin sevgini hak eden, kalbi benimki gibi sadece senin için atabilecek birini. Ama unutma ki ben send...