Güneş ışınlarının gözlerimi delip geçmesiyle saçma rüyalarımı geride bıraktım. Gözlerim duvara takılınca saatin henüz sabahın altısı olduğunu farkettim. Başımı geriye doğru atıp tekrar gözlerimi yumdum. Allah'ım neden bu saatte kalkmıştım ki? Kapı çaldığında yataktan hızla kalkıp merdivenleri iniyordum ki babamın çoktan açmış olduğunu farkettim. Oraya baktığımda mavi formalı birinin babama kağıtlar uzattığını gördüm. Faturaları veriyordu sanırım. Biraz dikkat kesildim.
"En kısa zamanda ödemeleri yapmanız gerekiyor yoksa elektriğiniz de suyunuz da kesilecek."
"Çok üzgünüm gerçekten ödemeye çalışacağım biraz daha süre verin." Dedi babam çaresiz çıkan sesiyle. Ah benim güzel kalpli babam, inanamıyorum ya sanırım geldiğimden beri hayatını mahvettim. Üzgünce odama çıktım. Ona fazladan masraf çıkmıştı ve bu kesinlikle benim suçumdu. Annemin yanındayken para derdimiz olmadığı için rahatlıkla istediğimi yapıyordum fakat babamın durumunun o kadar da iyi olmadığı aklımdan çıkmıştı. Bana her gün harçlık veriyordu ve benim için türlü türlü şeylere fazladan para harcıyordu. Yine de nasıl olur da bu duruma düşerdi ki? Maaşı kötü değildi ve yalnızca iki kişi için ideal bir maaştı. Babam parayı ne yapıyordu ki?
Neyse yine de ona yardım etmek için bir işe girmem gerekiyordu ama ne yapabileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Daha önce hiçbir yerde çalışmamıştım ki, bir şeyleri başarabileceğimden bile emin değildim. Bir kafede çalışmak muhtemelen bana uymazdı çünkü her gün farklı farklı insan tipi geliyordu ve onların düşüncelerini yanlışlıkla okumak, hele de kötüyse muhtemelen suratlarına yumruğumu geçirmeme sebep olurdu. Nerede çalışabilirdim ki başka?
Odama geri dönerek başımı camdan dışarı uzattım etrafta çok az insan vardı. Yani hafta sonu bu saatte çok fazla insan olacak hali yok ya.
O günden beri Pars'ı hiç görmemiştim. Açıkçası merak de etmiyordum. Kırmızı başlıklı kızın gerçek hikayesini de okumuştum fakat kafam karışmıştı. Gerçek hikaye çocuklara anlatılandan farklıydı. Kurt, kızın büyükannesini öldürüyordu ve etini de kırmızı başlıklı kıza yediriyordu. Kız bunu çok geç öğreniyordu ve maalesef kurt en sonunda onu da yiyordu ve hikaye böyle sonlanıyordu. Bana demek istediği sanırım gerçekleri göremiyor olduğum. Pençeler, kurtadam hikayeleri, yaraların çabuk iyileşmesi, iyi duymak bunlar izlediğim filmlerden yola çıkarsam kesinlikle kurtadam özellikleriydi. Sonra o telefonda konuşulan avcı meseleleri, sahiden kurtadamlar gerçek olabilir miydi? Ama bu çok saçma hemde oldukça. Pars eğer kurtadamsa ben bunu bildiğim için beni öldürmez miydi?
Dışarıdan biri ıslık çaldığında düşüncelerimden sıyrılıp o tarafa döndüm. Can evinin yan tarafından ıslak biçimde çıkmış bana gülümsüyordu.
"Noldu sana?" Dedim şaşkınlıkla onu süzerken.
"Araba yıkadım, gelsene."
Başımı sallayarak üzerimi değiştirmek için dolabıma bakındım. Haki rengindeki kuşaklı tulumum gözüme takıldığına elime alarak denedim ve aynaya geçtim. Gayet hoş gözüküyordum. Saçlarımı da taradıktan sonra tepeden at kuyruğu yapıp telefonumu da aldım ve aşağı indim.
"Baba işe gitmiyor musun?" Dedim koltukta onu oturmuş halde bulunca.
"Bugün izinliyim kızım sen nereye?"
"Şey biraz dışarı çıkıyorum iznin olursa?" Dedim kapıda dururken.
"Olur çık da karnın acıkmadı mı?"
"Hayır acıkınca ben bir şeyler yerim saol baba." Dedim ve onu öpüp evden çıktım. Can beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.
"Nasılsın bakalım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ (KURT ADAM, VAMPİR)
WerewolfYanlış bir şehirde, yanlış bir zamanda, yanlış bir sokaktaydım o gece. Yardım edip etmemek konusunda kararsız kaldığımda keşke etmemeyi seçseydim. Nereden bilebilirdim ki hayatını kurtardığım o kişinin hayatımda bu denli yer edinip, beni felakete sü...