"...Bir Yudum Hasret."

197 19 30
                                    

...Ben senin yüreğine hasret kaldım.
Oysa,sadece gelmeyeceğini bilerek bekledim.
Bir yudum hasretine tâbi tutuldum.
Her şeye rağmen mavinin en güzel tonuna aşık oldum ben.
Her nefeste sana bir kez daha aşık oldum.
Ve sen ki yüreğim,zemheri gönlüme bir yudum hasreti çok gördün.

💐🌙 |M.B| •Başlangıç•

Ekim ayı şehre ayazını vurmuş, Ankara soğuğu dedikleri bu olsa gerekti. Küçük dairesinde hüzün kaplamıştı yüreği,evide hüzününe ahenkle dans eden bir meskendi.
Caddeye bakan penceresinde herkes bir yere gitmenin telaşesi içindeydi.

Peki kendisinin niye gidecek yeri yoktu? Küçük evinden başka sığınağı yoktu.Canı çok yandığında sığındığı günlüğüne açardı bir tek derdini,annesinden kalan tek yadigarı bu eski tarz günlükleri devam etmekti.

Annesi, ölene kadar yan yana,soluk soluga uyudugu tek degerli varlıktı.
Onu kaybettiğinde yüregine 'boşluk'
Hissi düşmüştü meğerse annesi varken dolu doluymuş ya.
Gülperi idi annesinin ismi bir bu apartman dairesi bir de küçük kafesi vardı onlara ait sadece.
2 kişilik hayatları bundan ibaretti.
Burnunun direği sızladı.
Kasvetli,karanlık olan ev aylar önce portakallı kek kokardı oysa ki.
Ev bile kabullenememişti annemin yokluğuna.

Tam 11 ay 23 gün önce gitmişti. Annesi artık yoktu. Ömrü tükenmişti oysa onsuz bile yatmazdım ki nasıl da öylece bırakıp gitmişti.
Sadece adını bildigi bir babası vardı.
Oysa annesi,nasıl anlatırdı ona olan aşkını gözleri dolar,ince ince gerdanına doğru akardı yaşlar. Beyaz teni kızarır,özlemle hasretle bana bakardı.
Çünkü ben aşkının en güzel vedasıyım.

Annemde,babam gibiydi bir veda ile terk etmişti. Annem bu fani dünyadan babamsa hasretle bekleyen annemi terk etmişti.

Sol gözümdeki yaş gerdanıma doğru aktı. Annemi çok özlemiştim.
Kansızlığımdan dolayı parmak uçlarım üşümüştü oysa dogalgazı açmıştım bu sabah bana etki etmiyordu zor ısınırdım,hatta hortlak gibi bir tenim vardı.
Kaybettikten sonra hep böyleydim.

Parke yere basmamla çıtırdarken odama doğru yol aldım odam ruhum aksine beyazdı. Annemle seçmiştik oysa beyaz,düz bana yetecek kadar bir boyda sade bir dolap,beyaz demir başlıktan oluşan düz bir yatak onun yanında beyaz komidin ve tam karşıda beyaz boydan bir ayna vardı. yerdeyse odadaki tek renk olarak toz pembe bir peluş halı vardı.
Ruhumun aksine sade ve ferah.

Dolabı açtığımda nerdeyse çoğu -hatta tamamı- koyu renkten oluşuyordu. Siyah boğazlı bol bir kazak seçti önce altınaysa siyah kot bir pantolon tamamdı.
Üstündeki pijamaları çıkardığında bedenine baktı nasıl da çökmüştü yüzü,bedeni annesi zorla yedirirdi şimdiyse hastalıklı derece zayıflamıştı.
Daha fazla durmadan giyindi ince bedeni biraz daha iyi olmuştu yüzüne baktığında göz altları -yine- mordu hemen kapatıcıyı bolca sürüp kapadı casper gibi geziyordu zaten buda fazla olurdu.

SÜHEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin