11- yemin ettim kendime, seni asla ateşe atmayacağım

74 3 0
                                    

selamlar ablalar, abiler ve bireyler ben geldim 😔🤘🏻

biraz arayı uzattım kusura bakmayın çünkü lanet wattpad şifre sıfırlama istediği için benden ve epostam da hitit tabletlerinde yazılı olduğundan uzun bir süre giremedik buraya... bir de sınav senemdi sonra ünilli olduk 1. sınıf derken bir bakmışız işte burda bölüm yazıyoz (çok paslandık çok abla, nasıl yazıldığını unutmusum. en son biri birine ihanet ettiydi falan fici baştan okudum şaka gibi)

2-3 kişi de olsa yazalım be abla bu fic ilk göz ağrım çünkü... iyi okumalar </3





taylor swift- carolina


Yıllardır adam akıllı bir evim olmadı, sokaklarda itler ve ayyaşlarla kaldım, fıçılarda uyudum, genelevde birkaç hatun götürmeye çalışıp param olmadığı anlaşılınca dayağın en afillisini de yedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllardır adam akıllı bir evim olmadı, sokaklarda itler ve ayyaşlarla kaldım, fıçılarda uyudum, genelevde birkaç hatun götürmeye çalışıp param olmadığı anlaşılınca dayağın en afillisini de yedim. On köyden kovuldum, dar ağaçlarında sallandım ve ölüm ile yaşam arasındaki o ince ipte takla dahi attım. Bir amacım da olmadı, serseri gibi yaşadım. Abim bana gemi teklif edince burun kıvırdım çünkü bana acımasını istemiyordum. "İyileştim, kalbim artık atıyor, insanlığımın ve vicdanımın sıcaklığı al al yanaklarımda hissediliyor," dediğim anda gözlerim kararıyor, içimde okyanuslar köpürüyor, evler yanıyor, kocaman bir çınar ağacının köklerini yoluyorum ve yerini yabani otlar alıyor.

Gittiğimiz yol bilinmez, evimiz yoktur, sırtımız doludur ve ben her zaman kalkarım. İnanmaktan, sevmekten ve düşmekten vazgeçmem; nehirlerim akar ve ben de akarım, ellerim hep sıcaktır ama içim de boştur. Dönüm noktalarının eksikliği yüzüme vurur ve macera arayışım ise asla bitmez. Ağzım iyi laf yapar ama gönlüm de bir hayli susar. Birkaç içki şişesinde oyuncak gemilerim vardır ama hepsi kırıktır, defterim vardır ama boştur ve nehirlerim asla durmaz. Durmam, akarım. Suyun şiddeti o on köyü yıkar geçer.

Şimdi ise bunların neden birden aklıma hücum ettiğini sorarsanız, "Mark'ın gözleri yaşlı çınarın kabuğu," derdim. Mark'ın gözleri beni kendi içimdeki çocukla baş başa bırakıyordu. Büyümediğimin izleri gün yüzüne çıkıyordu.

"Sen," diye söze başladı Mark, "benimle bu yola çıktın ama beni sevdiğinden değil, sana benzeyen birini bulduğun için. Biz aynı değiliz, değildik ve olmayacağız da." Çınarları sonunda yerden çekip gözlerimle buluşturduğunda yalvarmak istedim. "Sen birinin sana muhtaç olmasını seviyorsun, ben ise birine muhtaç olmayı. Biz aynı değiliz. Sen korsan edebiyatına abayı yakmışsın çünkü sorumluluklardan kaçışını buna bağlıyorsun. Ben korsan olmak hiç istemedim, ölü karımın intikamı ve yoldaşlarım için bu yola girdim," yüzüme doğru tuttuğu altıpatları etrafımızda çember olanlara doğru salladı, "bu insanlar Donghyuck, bu insanlar sorumluluklarını geride bırakamadılar. Bir baltaya saplar ki geri dönmek istiyorlar."

"Haklısın," dedim fısıldayarak. Koca solucan artık karaya yaklaşmıştı. Gövdesini sanki yüzyıllık uykusundan uyanmışcasına gerip duruyordu. Yeni doğan bir yavrunun griliğinde idi, hayır, daha griydi. Gözlerinin üstünde bir perde vardı, kördü. Gri yaratık ağzını açtı ve milyon tane dişi sarmal şekilde ağzında dizilmişti bile. Bebek gibi ağlama sesleri çıkarıyordu. "Korsanlar aldatır, insanlar onların asi duruşunun karşısında sanki edebi bir şey varmış gibi erir gider ama bu yataklarına girip korsanlar onları donuna kadar soyana dek sürer. Her korsanı hırsız diye nitelendiremeyiz. Benim gibi sokakta başta eğlencesine başlayıp daha sonrasında ise bunu işe çeviren insanlar aldatır, güven olmaz, güvenene de aptal maskesi giydirilir çünkü yarı yolda bırakırız, evimiz barkımız yoktur, leş ve ayyaşızdır, şerefsizin önde gideniyizdir ve en önemlisi de toplulukta yerimiz yoktur-" derin nefes aldım ve karşımdaki Mark'ın gözlerine bakacak cesaretim olmadığından yanağındaki yara izine baktım, "sen farklıydın, Fedakarlıklar yapıyorsun, sözler veriyorsun ve uğruna hayatını dahi vereceğin şeyler var. Tipik korsan imajından bir tık farklı. Babamın göt korkusundan siktir olup gittiği zamandan bu yana buna sığınmıştım ama sen bana bir hayat amacı vermiştin. Birinin uğruna ölme-"

you can run// markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin