Karanlığın Dostları

5. Bölüm

~~~~~~~~~~~Harry~~~~~~~~~~
Sabah uyandığımda kahvaltının bitmesine çok az kalmıştı. Hemen üstümü değiştirip kahvaltıya indiğimde Hermione'yi her zamanki yerinde göremedim. Bir tek o değil bazı bulanıklarda ortada yoktu.

Anlaşılan Ophiucus görevini fazla ciddiye alıp bir gecede her şeyi halletmiş,Hermione'yi ve bütün bulanıkları taşlaştırmıştı. Kahvaltıyı bırakıp doğru revire doğru koşmaya başladım. Revire girdiğimde neredeyse tüm yataklarda taşlaşmış öğrenciler yatıyordu. Revirde öğrenciler hariç kimse yoktu. Hermione'yi bulmak için bütün yataklara tek tek baktım. En son yatakta elinde bir ayna ile yatıyordu. Yanına oturdu. Kızın saçlarında elini gezdirdikten sonra kalkıp kütüphaneye gitti. Ne yazıkki basiliskle ilgili hiç kitap bulamadı. Neyseki bugün 8'de kaleye gidiyordu. Orada aradığı her şeyi bulabilirdi. İlk dersi kaçırdığını fark edip hızla sınıfa daldı neyseki profesör yumuşak biriydi ve sadece 10 puan kırıp yasak ormana cezaya gönderdi.

Akşam yemekten sonra Draco'ya iyi hissetmediğimi söyleyip odama çekildim. Ev cini gelince elini tutup kaleye cisimlendik. Sirena'yı gördüğüm an kollarımı etrafına sardım. Biraz homurdandıktan sonra oda bana sarıldı.

- Bella nerde?
- Odasında.
- Yanına gideyim mi?
- Git.

Tam koşmaya başladım ki:
- O tarafta değil sağda.
- Tamam

Yönümü değiştirdikten sonra en gürültülü odaya girdim içeride  her renkten ışık topları uçuyordu. Kendimi korumaya aldıktan sonra pencerenin kenarındaki kıvırcık saçlının yanına gittim:
- Böö!!
- Haaa çok korktum. Sende kimsin?
- Harry Potter.
- Sen o çocuk musun? Hani şu Lordu bedeninden ayırıp sonra onun tarafına geçen?
- Tam olarak öyle değil ama evet.
- İyi. Sirena benden sana Hogwarts müfredatı dışındaki büyüleri öğretmemi istedi. Sen ne dersin?
- O niye öğretmiyor. Eminim senden daha iyiydir.
- Evet daha iyi ama zamanı yok.
- O zaman tamam. Ne zaman başlıyoruz?
- Noel'de. Yazında devam ederiz.
- Tamam.
- Seninle anlaşacağa benziyoruz Potter.
- Bencede. 

Yaklaşık bir saat boş boş konuştuktan yemek yemek için aşağı indik. Yemeği şuan küçük bir odada yiyorduk. İçeri girdiklerinde Malfoyların da burada olduğunu gördük. Masaya oturduklarında Lucius konuşmaya başladı:
- Weasleyle işler nasıl gidiyor.
Lucius'a ters bir bakış attıktan sonra:
- Ihmm... Artık onunla takılmıyoruz.
- Ah. İşte iyi  haber. Fikrini değiştiren nedir?
- Bize ihanet etti.
- Ben demiştim. Kan hainlerine güven olmaz. Bulanıklar bile onlardan daha iyidir.
- Haklısın.
- Her zaman haklıyımdır.

Ters ters baktıktana sonra yemeye devam ettim. Son zamanlarda yediğim en lezzetli yemekti. Bütün tabağı yedikten sonra saate baktım biraz daha oyalanırsam sabah cezam iki katına çıkacaktı. Onun için izin isteyip kalktım.

Yatağıma girdiğim gibi uyudum. Sabah uyandığımda direk kahvaltıya indim. Karnım doyduktan sonra Granger'ın yanına gittim. Bu gece felsefe taşını almaya gidecektik. Anlaşılan sadece Malfoy'la gitmem gerekecekti. Yanıma yaklaşan Madam pomfrey'in sesiyle irkildim:

- Mr. Potter,burda ne yapıyorsunuz?
- Sadece arkadaşıma bakmaya gelmiştim.
- 2 güne kendine gelir merak etmeyin.
- Gerçekten mi?
- Yok şakacıktan . Hadi şimdi çık burdan. Kış kış!
- Tamam Madam.

İçim rahatlamıştı.En azından artık okulda bir kaos çıkacaktı. Dersin başlamasına daha olduğu için biraz dolaşmaya karar verdim. Yoldan geçen profesör Quirrell ile göz göze geldiğimiz an zihnine girdim. Bunu nasıl başardığımı anlayamadım ama olsun. Sonuçta yapmıştım.Tesadüfe bak oda bu gece saldırıyordu. Umarım bir çatışma çıkmazdı. Sirena'nın onu ne kadar özlediğini biliyordum. Sırf onun için bile onu o kel kafalı sarıklı adamdan kurtarabilirdim.