7. Bölüm

507 33 16
                                    

Biraz acele ettiğim için  yazım hatası fazla olabilir. Şimdiden özür dilerim.
Lütfen oy verin . Beklediğim oy sayısı gelmiyor. Ve yorum yapabiliyorsanız lütfen yorumda yapııın.

Keyifli okumalar!
*******************************************

~~~~~~~~~~ Marvolo~~~~~~~~~~~~~

Varisle birlikte kaleye girdik. Etrafında döndü. Gerçekten yaşadığı eve göre çok büyük bir yerdi. Kale kapısında bize Sirena karşıladı."Hoş geldiniz" dedi yüzünde kocaman bir sırıtmayla.
Yanımdaki variste yüzüne öyle bir sırıtma  takınarak" hoş bulduk" diye cevapladı. İçeri girdiğimizde koltukta uyuyan bir Harry vardı. Bacaklarını koltuğun kenarlarımdan sarkıtmıştı. Tam bir cin gibiydi .

" Ee nasılsınız bakalım?"Sirena yine tatlı konuşmalarına başlamıştı." İyim, hanımefendi. Ya siz nasılsınız?" "Bende iyiyim. Bir şey istermisiniz?" " Yok, teşekkür ederim."  Bu sefer ben söze girdim. " Klasik misafir ağırlaman bittiyse ben asıl konuya geçmek istiyorum." Dedim yüzümde ciddi bir ifadeyle.

" Peki. Asıl konu nedir bayım." Hogwarts " " Ne işimiz bizim Hogwartsla." " Eğer orayı ele geçirirsek bütün dünya bizim ola-" sözümü kesen varise ters bir bakış attım. " Ne işimiz bizim dünya ile. Otur oturduğun yerde." Şakaklarımı bir süre ovduktan sonra devam ettim" Bana bak. Şu övündüğün beynini kullanda bie düşün." Soluklandıktan sonra devam ettim. " eğer bütün Hogwarts kurucularının varislerini toplarsak önce Hogwarts'ı sonra bütün dünyayı ele geçirebiliriz. Yoksa şu bilmem kaç bin nişanı olan yaşlı bunak bütün büyücülük dünyasının içine edecek. Biz bu kadar güçlüyken buna izin mi vereceğiz?"

" Sen böyle söyleyince mantıklı geldi. Peki o zaman ben varım." " Harika. Hiç ikna olmayacaksın sanmıştım." Tam yerimden kalkıyordum ki varis konuşmaya başladı. " Ama bir şartım var. Ben ve ailem burada yaşayacak sürekli git gel yapamam." Olduğum yerde kaldım. Slytherin kalesine yabancı kan mı sokmamı istiyordu. Bunu benden Merlin bile isteyemezdi. " Hayır kesinlikle olmaz." " O zaman anlaşmada yok." Şu anda adamı lanetlememek için kendimi zor tutuyordum.
Kendini ne sanıyordu bu!!

" Bana bak öyle bir şey olmayacak. Ayrıca ailen burada yaşamak istemez. Git kendi kaleni bul ve orada yaşa!!" varis bana hala gıcık bir ifade ile bakıyordu. " İyi tamam. O zaman Hogwarts'ı aldığımızda orası benim olacak."
" Kabul. Hadi sen odana git. Biz sana haber veririz." " Odaları dolaşmama izin var mı yani?" " İstesende giremezsin. Çatal diliyle mühürlendi." bu sefer ben yüzüme tatlı bir gülümsem oturttum. Artık ne kadar becerebildiysem.

~~~~~~~~~~Harry ~~~~~~~~~~~~~~

Yolda hızla ilerliyordum. Elimde asam yoktu. Peşimdeki kurtadamı nasıl geçebileceğimi bilmiyordum. Bir anda karşıma babam çıktı.
Yanında da annem vardı. Babam konuşmaya başladı " Korkma Harry! Biz seni koruruz."
Kurtadam yaklaştı babam ona büyüler göndermeye başladı. Ama nafile. Kurtadam babamı bir pençe hareketiyle uçurumdan aşağı attı. Kurtadam tam bana doğru geliyordu ki annemin sersemletme büyüsüyle ona döndü. Annem koşmaya başladı. Kurtadam annemi ağzıyla ısırıp kanlar içinde babamı fırlattığı yere attı. Geriye beni koruyacak kimse kalmayınca kurtadam bana doğru koşmaya başladı. Bana pençesiyle vurdu. Tam o sırada dolunayın önüne bulutlar geldi. Ayı örtünce kurtadam insan formuna döndü. Beni görünce yanıma koştu. Bana sarıldı. " Üzgünüm evlat. Üzgünüm." Diye konuşmaya başladı. Ona sımsıkı sarıldım. Artık ondan başka hiç kimsem kalmamıştı.

Biranda terler içinde uyandım. Varlığımın her hücresi terle kaplıydı. Koltuktan kalktım. Duşa girdim. Sıcak su beni iyice rahatlatmıştı. Bir süre gördüğüm rüyayı düşündüm. Sonradan boşvermeye karar veridim. Sadece bir rüyaydı. Öyle değil mi?

Saat neredeyse sabah olmuştu. Sirena'ya haber verip Hogwarts'a döndüm. Draco'yu bulup biraz kafa dağıtmaya karar veridim. Derslerden önce iyi olurdu. Ortak salonda onu gördüm. Tuhaf! Saat sekizden önce asla uyanmazdı.Yanına yaklaştım.

" Günaydın Draco." Bana baktı. " Sanada günaydın Potter."
" Hayırdır derdin ne." Gözlerini kaçırarak
"Hiç, hiç  bir şey." Yanına oturdum. " Senin bir derdin var. Bunu biliyorum. Anlat bana dostum. Gidip Dumbledore'a anlatmam."
Kötü bir bakış attıktan sonra "Çok komiksin Potter." " Sağol Malfoy.Anlatacak mısın. Yoksa gideyim mi?" " Büyüyünce ne iş yapmayı planlıyorsun?" Bir süre düşündükten sonra
" Aslında hiçbir şey. Ailemden kalan servet bana, eşime, 7 çocuğuma, onların eşlerine ve 7 çocuklarına krallar gibi yaşamamız için yeterli. Sonrası zaten kıyamet." gözlerini devirsikten sonra. " O zaman servetleri birleştirelim. 7 çocuk yapmayalım. Bir iş edinelim ve bütün dünyayı satın alalım." malfoy'a baktıktan sonra bir düşündüm. Bir gün tek kuruş bile harcamadan bütün dünya bizim olcaktı. İşte o zamn Draco, ben, Marvolo, Sirena ve varisler bütün dünyayı yattığımız yerden yönetecektik.

Beni hayal dünyamdan çıkaran şey aşağı inen yedinci sınıflar oldu. " Hadi Draco bizde kahvaltıya gidelim. Kurt gibi acıktım." dedikten sonra birlikte yukarı çıktık. Hızla kahvaltımızı yapıp derse geçtik. Ders griffindorla ortaktı ve istenilen iksiri yapmak için profesör bizi üçerli eşliyordu. Ben, Draco ve Hermione birlikteydik. Okulun üç parlak yıldızı. Kesinlikle kusursuz bir iksir olacaktı. İksire başladık. Önce iş bölümü. " Draco sen adam otlarının kökünü kes Granger sen kurbağa gözünün irisini ayıkla, bende kertenkele derisini yüzeyim." kesinlikle kimsenin midesi takla atmamıştı. Ben şahsen kusacaktım.

Kertenkelenin derisini ejderha sümüğünün içine attıktan sonra içine biraz aksırık otu yaprağı attım. Bunları güç bela karıştırdıktan sonra Granger'ın hazırladığı irisleri kazana attım. Üstüne biraz anka tüyü attıktan sonra adam otu kökünü ekledim. İksir hazırdı. Sadece biraz kaynaması gerekiyordu. Birlikte sandalyelere oturup sohbet ettik. Ders bittikten sonra diğer ders için gidip ödevimi aldım. 2 adet Biçim değiştirme dersine girdikten sonra bugün başka dersim yoktu. Ne yazık ki Draco tüm gün doluydu. Onun için Granger'a gidip boş mu diye sormaya karar verdim.

Kehanet dersliğinin önünde onu yakaladım.
" Granger!" bana döndü " Efendim Harry."
" Acaba bundan başka dersin var mı?" bir süre düşündükten sonra " 2 tane kehanetten sonra dersim yok. Niye sormuştun?" " Şey yani eğer istersen... yani benimde dersin yok. Eeehh.... bahçede yürüyelim mi?"  " Aa. Tabi olur." sevinçten havalara uçacaktım neredeyse. " O zaman ben seni bahçe kapısında bekleyeceğim."
" Tamam Harry."

Koşarak dersliğe doğru ilerledim. Derse girip Draco'nun yanına oturdum. Şebekler gibi sırıttığımın farkında bile değildim.

Dersler bittiğinde kapının önüne gittim. Bir süre bekledikten sonra bana doğru gelen kabarık saçlı kızı gördüm. Ayağa kalktım. Yanımda durdu. " Merhaba Potter." gülümseyerek " Merhaba Hermione." Birlikte gölün oraya doğru ilerledik. Büyük bir ağacın altına oturduk. Bir süre sadece gölü izlemekle yetindik. En sonunda ben konuşmaya başladım. " Ne yaptın bakalım görüşmeyeli."
" Öyle surdan şeyler." biraz durduktan sonra
" Göle ayaklarımızı sokalım mı?" ayakkabılarına uzanırken "Olur." diye cevap verdi. Birlikte ayaklarımızı suya soktuk. Ilık su iyi gelmişti. Günün geri kalanında ikimiz sadece öyle oturup konuştuk.
*******************************************
Biraz kısa oldu diğer ikisine göre. Ama hızlı yayımlayayım diye yaptım yani.
En başta dediğim gibi oy vermeyi unutmayın.
😊

Karanlığın DostlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin