"Anne sizden ayrılmak istemiyorum." Kurdukları cümleleri tekrar tekrar düşündüm. Hiçbir mantıklı açıklaması yoktu, onlardan ayrılmamı nasıl isterlerdi? Anne ve babam 19 yaşıma gelene kadar bunu mu planlamışlardı yani?
Gözlerimi kırpıştırıp başımı iki yana salladım, bu gerçek olamazdı. Hiçbir anne-baba bunu çocuklarına yapmazdı. Annemin gözlerine baktım, gözlerim ağlamaktan kızarmıştı ve ellerim titriyordu ama bana hiçbir merhamet etmeyen gözlerle bakıyordu. Bakışları o kadar keskindi ki gözlerimi delip geçiyor, kalbime çarpıyordu.
"Olmaz, birazdan seni almaya gelecek."
"Anne!" diye çığlık attım, yabancı biriyle beraber kaldığım düşüncesi kulaklarımı doldurur doldurmaz içimdeki xenofobi tüm hücrelerimde alarma geçti. Adı çokta duyulmayan yabancılardan korkma fobim vardı, diğerlerinin yanında çok basitti bu korkum.
"Levni, sakin ol kızım. O yabancı biri değil ." babam her zaman ortalığı yatıştırıcı rolü üstlenmekten hiç sıkılmıyordu. Ama ortada kocaman bir annemin beni ve korkularımı umursamadan yabancı bir şehirde yabancı birinin ellerine teslim etme kararı aldıklarını bilmiyordum ama bunun beni incittiğinin farkına derhal varmaları gerekiyordu. Saatlerdir ağlıyordum!
İçimden Tanrı'ya bir de ağlama fobim olmadığı için şükranlarımı gönderdim.
"Baba bir şey söyle!" titrek bakışlarımı babama çevirip ondan minnet bekledim ama kollarımı dizlerine koyup içine çektiği nefesten ve kalkan kaşlarından anlaşılıyordu ki, annem onu da etkisi altına alıp süslü kelimelerle ikna etmişti.
"Levni, bu senin için daha iyi olacak. Korkuların biz yanındayken hiçbir zaman azalmıyor, bize sığınıyorsun, bizden yardım bekliyorsun. Kızımızsın sana yardım etmeden duramıyoruz ama bu sana yaptığımız bir kötülük aslında. Çok araştırdık, tek başına bunların üstesinden gelebileceğini biliyoruz. Bunu yapan bir aile daha var ve başarmışlar bebeğim."
"Anne normal ebeveynler çocuklarına göz kulak olurlar, senin gibi fırlatıp atmazlar!" ayağa kalkıp yüksek sesle öfkemi kustum, bir saat sonra bu dediklerim için pişman olacaktım.
"Levni, laflarına dikkat et!" babam benimle birlikte ayağa kalktığında annem öylece oturuyordu, her zaman onun kadar sakin biri olmak istemiştim ama binlerce fobisi olan birine göre kendimi hep fazla hayalperest buldum.
"Normal çocuklar da genellikle sadece karanlıktan ve öcülerden korkarlar bebeğim ama deli gibi her şeyden korkup kendi anne-babasına muhtaç hisseden bir genç kızım var ve emin ol ki normal ebeveynler bunu yaşamıyorlar."
Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladığında daha önce tanışmadığım bir korkumla daha yüzleştim içimde, adını korkularımı yavaş yavaş öğrenmeye başladığım sıralarda yaptığım araştırmalardan hatırlıyordum "soteriofobi" birine muhtaç olmaktan korkmak. Elimi kalbime götürüp yerime oturdum, artık korkularımla az da olsa mücadele edebiliyor ve yine az da olsa sakinleşebiliyordum. Ellerim normal ısısını hiç umursamadan soğudu ve terler dökmeye başladım. Onlara muhtaç mıydım?
Yaşıtlarım aileleri dışında pek de muhtaç değilken ben attığım her adımda onlara mecburdum. Lanet olsun! Yutkundum ve kalbimin hızlı atışlarını duymamaya çalıştım, içimden çığlık atmak geliyordu ama boğazım kurumuştu. Bir yere saklanmak istiyordum ama bunu onların gözü önünde yaparsam iyice onlara muhtaç olduğumu bileceklerdi.
Lanet olsun. Sakin ol Levni, onlara muhtaç değilsin. Sakin ol, bu beyninde biten bir şey, sakin ol.
Onlara muhtaç olduğum düşüncesi ve ardından gelen korku kocaman bir karanlık gibi içimde büyüyordu. Yerimden kalkıp koşmaya hazırlanmıştım ki kapının tıklatılmasıyla kanım dondu.
Beni emanet edecekleri yabancı gelmişti, muhtaç olma korkum yerini xenofobiye bırakırken ellerimi yumruk yapıp babama döndüm,
"Açma baba ne olur."
"Üzgünüm kızım" dedikten sonra kapıya dönen babamla gerisin geri hışımla kalktığım koltuğa döndüm. Annem ve babam buradayken yabancı biri bana bir şey yapamazdı değil mi? Sakin ol Levni.
Annem konuşmaya başladığımızdan beri ilk ayağa kalkıp bileğimden yakaladı, içimdeki haptofobi kendini adeta diğer korkuları siktir et sana kimse dokunamaz der gibi gösterdiğinde irkildim.
"Bana güvenebilirsin bebeğim, annene"
dokunulmaktan korktuğumu biliyordu. Bu korku öyle bir şeydi ki anne babama bile güvenmiyordum, bileğimi ondan çektim. Artık kime güvenebileceğimi bile bilmiyorum.Teşekkür ederim anne ve baba!
Hayat benim için bu kadar karmaşık ve duvarlarla çevriliyken güvenimi söküp almaları onları iyi ve güvenilir anne-baba yapmıyordu. İçimi acıtıyordu onlara güvenememe hissi.
Kapının ardındaki çocuk içeriye adımını attığında yutkundum, şu an hissettiğim şeyi tasvir edecek bir fobi ismi bilmiyordum.
"Selam, ben Reha." çenesini yukarıya kaldırıp bana şöyle bir selam verdiğinde kollarımı babama doladım. Kalbim tekrardan hızlı atmaya başladı ve ellerim buz kesti, anne ve babamın beni onun eline vereceklerine inanamıyordum. "Seni almaya geldim fıstık."
Merhaba yeni bir hikaye ile karşındayım yorumların benim için çok değerli lütfen eksik etme. Öptüm yanişlerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVNİ
General FictionÇocuk yaşlarından itibaren onlarca fobiye sahip olan Levni için hayat, anne babasının kollarının altından ibaretti. 19 senenin sonunda genç kadın bu durumun içinden kendi öz anne babası tarafından çekip çıkarıldığında olaylar ön gördüğünden daha far...