Ağladığım gece yarısı.
İnsanlığın garip sancısı.
Belki de biz öğrenmeliyiz.
Belki de biz sevmemeliyiz.
**
"Hadi Duru kalk artık."
"Abla çalç artıç."
Yastığımı kafama geçirip kulaklarımı kapattım.
"Ya Duru döverim seni. Uyan artıç." Bunlardan kurtuluş yok. Yastığı yere fırlatıp yatakta doğruldum.
"Uykum var, uykum. Sizin yüzünüzden uyuyamıyorum. Kalktım oldu mu?" dedim sinirle.
"Asıl sana of! Baç ben erçenden çalçtım." Sanki dokuz ay boyunca kendisi sabahın köründe kalkmış.
"Çok pardon Gülşah hazretleri, dokuz ay boyunca sen erken kalkıp okula gittin."
"Ya sen neden benimle dalga geçiyorsun. Yarın tatile gitçeçsin zaten. Ben burda teç başıma çalıcam." İyiki bir tatile gidiyorum, sürekli başıma kalkıyordu.
"Gülşah hadi teyzecim. Duru'nun anneannesiyle dedesini çağır gel!" Annemin seslenmesiyle Gülşah'ın ağzından bir of nidası duydum
"Annem seni çağırdı." dedim.
"Geliyorum Nihal teyze! Seninle sonra çonuşcaz Duru, hıh." dedi ve gitti. Sabah triplerini atmazsa olmuyordu.
"Merdivenlerden inerken dikkat et de düşme. Sakarsın sen. Başımıza falan kalırsın sonra!" diye bağırdım.
"Duru!"
"Bir şey demedim ki." Bu kızı sinirlendirmeye bayılıyordum. Üzerimde ki pikeyi katlayıp ayağa kalktım. Yere fırlattığım yastığı yerden alıp yastık kılıfını değiştirdim.
Gardolabımın yanında şarj olan telefonumu aldım ve yatağıma oturdum. Tam o sırada zil çaldı.
"Duru kapıya bakarmısın? Ben kahvaltı hazırlıyorum." Oflayarak yataktan kalkıp kapıya yöneldim. Ne zaman telefonu elime alsam zil çalıyordu.
"Tamam bakıyorum." dedim. Kapıyı açtıktan sonra Gülşah elindeki suyu yüzüme püskürttü.
"Yine mi elini yıkadın sen? Elin sürekli ıslak." dedim ve kapıyı kapattım.
"Ya Duru!" Parmağımın ucuyla burnuna dokundum.
"Sinirlendirme yavrum şu kızı." Anneannem başındaki yazmayı düzelterek konuştu.
"Hoşgeldin anneanne. Dedem nerede?" diye sordum.
"Abdest alıp gelecekmiş yavrum. Annen nerede?"
"Mutfakta kahvaltı hazırlıyor." Anneannem mutfağa giderken koltuğa attım kendimi. Gülşah'ta karşımda ki koltuğa oturup bana bakmaya başladı.
"Hayırdır? Sabah tribin geçmedi mi hâla?"
"Özür dilemeni beçliyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELAL (Ara Verildi)
Teen FictionDerler ki; Müziğin her kelimesi bir duyguyu taşır. Eğer yağmurun altında bir müzik söylersen, o müziğin içindeki duygular gerçek olur. Tam burada, yağmurun altında, müptelası olduğum Ela gözlerine bakarak kendi müziğimin birkaç cümlesini söyleyecekt...
