"inanıyorum"

1.2K 42 163
                                    

"Bak biliyorum inanmayacaksın ama yemin ederim ki senin o. Biz nedimle hiç beraber olmadık. Bana inanmak zorundası-" bitiremeden araya girdi.

"İnanıyorum"

"Ne? Sen bana inanıyorsun?"

"Nerdesin geliyorum"

"Gelemezsin.Türkiye de değilim"

"NERDESİN DEDİM SANA!"

"UF yeter bu kadar sohbet kapatıyorum"

"Ceren dur!"

"Söyle!" dedim öfkeli bir şekilde. Beni çileden çıkartıyordu.

"Kendine ve bebeğimize iyi bak."

"Sende karına iyi bak aman dikkat et seni bidaha arabanın önüne atıp kaçmasın"

"Ne?bir dakika ne dedin sen? Beni arabanın önüne atıp kaçan sen değil misin?"

"Saçmalıyorum. boşver" dedim ve telefonu yatağa attım.

Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm. Cenk bir yolunu bulacaktı ve buraya gelecekti. Adım kadar eminim. Aşağıdan gelen silah sesiyle sıçradım. Merdivenlerden hızlıca inip alt kattaki salona gittim.

"Neler oluyor?Aysel?"

"Birşey yok ceren hanım. Babanız yeni silahını test ediyor"

"Nerede?"

"Arka bahçede"

Hızlı adımlarla arka baheçeye gittim. Babam hedef tahtalarını 12 den vuruyordu yanına geldiğimde durdu.

"Niye geldin?"

"Kim için bu hazırlık"

"Yalanı mı söylemeliyim gerçeği mi?"

"Gerçeği" dedim babam gerçekten çok uzun bir adamdı pardon 'üvey babam' her neyse bakışlarını bana çevirdiğinde yüzünde 'bu işlere karışmamalısın ufaklık' ifadesi vardı.

"Cemre için" yüzünde en ufak bir mimik bile oynatmadım. Cemreye acıyamıyordum.

"Onu öldürmeyeceksin. Değil mi? Süründüreceksin."

"Evet" dediğinde ona acıyarak baktım. Plan yapmayı beceremiyordu. Tek bildiği silahın tetiğini çekip insanları vurmaktı.

"Plan yapmayı beceremiyorsun.baba.." dediğimde sırıttı;

"Daha iyi bir fikrin var mı? O kızı izliyorum. Neredeyse her gün. İnsanlara yalan söylüyor sana iftiralar atıyor. Hayatını mahfedecek" dedi. Şaşırmamıştım.

"Yıllar önce de yaptı aynısını.ben birisini severim o elimden alır. Çok sever bu oyunu." dediğimde üzülmüştü. Buruk bir gülüşü vardı.

"Bu bir oyun değil ceren. Farkına var artık." dediğinde gözlerimi devirdim.

"Aptal gibi mi duruyorum. Bu gerçek acı değil, gerçek acının çıkış yoku yoktur. Kaçamazsın veya bitiremezsin" dedim aynı gülüşle o pür dikkat beni dinliyordu. Devam ettim;

"Bu bir oyun. Ve ben bu oyunu istediğim zaman bitirebilirim. Anlıyor musun?"

Dedim dik duruşumla. Gözlerimle elindeki silahı işaret ettim.

"Ver"

"Saçmalama birde kendini falan vurursun." göz çevirdim. Bu adam beni ne sanıyordu. Bir taş bebek mi? Yada babası zengin züppelerden olan şımarık kız çocuklarından mı?

"Ver dedim. Babacık!"

"Peki al! Prenses"

"Bana şöyle seslenmeyi kes. Ben prenses falan değilim"

BENİMLE YANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin