15. bölüm

784 85 85
                                    

Sadece sen .."

O kadar güzel güldü ki ...
Dudaklarıyla değil, gözleriyle o kadar güldü ki . Ağlamak istedim. Onu böyle ben yani.. düşünme yetim beni sessizce terk ederken parlayan gözlerinin içine içine güldüm.
Kıkırdadım hatta. O kadar güzel ki .

"Kızıl .." fısıltıyla söylediğinde sarhoź olmuş gibiydim. Konuşmak halâ zordu.
"Hıım?" Halime gülümsedi ve elini yanağıma çıkardı. Ve yanağımı okşadı. Yüzümü ona yasladım.
"Ben galiba sana ... aşık oldum."
Irislerim yerinden çıkacak gibi açıldı. Evet az önce öpüşmüştük ama bunu soylemesini hiç beklemiyordum. Kalbim yine dört nala koşarken kızararak yanağından öptüm.
Utanarak kalktım ve ona elimi uzattım. Sıcak teni elimi ısıtırken tutup kalkınca beraber bara tekrar girdik.

Bay Ren sinirle bana baktığında 10 dakikadır yüzümde bulunan aptal sırıtışı sildim . Katsuki daha bara girerken çoktan silmişti gülümsemesini. Hatta öyle bir silmişti. Onun sıcaklığını kokusunu hissetmesem ve bana gerçek değildi deseler inanırdım. Ben hariç her yere bakıyordu. Ama ben gözlerimi ondan alamıyordum bile. Sessizce nefes verdim. Nasıl bu kadar hızlı çıkmıştı ki etkimden. Benim halâ ellerim hafif hafif titriyordu.

Boş tepsiyi bardaklarla doldururken bana ifadesizce baktığını gördüm.
Ama sonra tuttuğu bez elindeki bardak yerine gölgesine gidince ifadesiz değil hipnoz olmuş gibi izlediğini farkettim. Ona baktığımı bile farketmemiş gibiydi. Elimdeki tepsiyi hızla tezgaha -yani ona- götürürken o aptal gülümseme tekrar yüzümü ele geçirmişti.

"Hesap istiyorlar."
"Neyin hesabı?" Yeni uykudan uyanmış gibi dediğimle irkildi. Ren bizi resmen sinirle izliyor olmasaydı bir kahakaha patlatmak üzereydim. Ama kendimi tuttum. "Hesap istiyorlar. Hani biz bi bardayız. Bizim para kazanmamız için insanlar para verirler.."
"Tamam aptal ilk cümlende anladım. "
Kızarmış yanaklarıyla ve çatık kaşlarıyla küçük deri kutuyu bana uzattı. Alıp giderken o da tekrar işine geri döndü.

.....

Mesai sonunda bittiğinde ilk defa ben onu bekledim ve beraber otobüse kadar yürüdük. Panik atak geçirdiğim gün de beraber yürümüştük. Hava serindi ve ellerim kurumuştu. Ama cebime koymadım. O da cebine koymuyordu. Ellerimiz yürürken birbirine değişiyordu. Sakin olmaya çalıştım. elini tutsam çok mu hızlı olurdu. Yani sonuçta öpmüştüm onu elini de tutabilirdim . Ama o da tutabilirdi ama tutmuyordu. Kendi kendime bunu düşünürken bir taşa her adımımde minik tekmeler atıyordum.

Bi anda parmakları benimkine normalde fazla sürtünce ben de elimi usulca onunkine daha da sürtüyordum. Hryecandan kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Yaşadıklarımdan sonra bağırarak koşmamak ve kami ve diğerlerine haber vermemek için kendimi zor tutuyordum. Sakin ol . Sadece elini tutman gerekiyor..

"Çok düşünüyorsun aptal."
Ona döndüğümde ne dediğini anlamaya çalıştım. Ama o ellerimizi birbirine geçirip kendi cebine soktu.
"Buz gibi oldu ellerimiz daha fazla bekleyemem." Sakin ol . Onu öpme onu öpme onun üstüne atlama Eijirou.
"Dayanmana gerek yoktu. Sen de ilk hamleleri yapabilirsin biraz sarışın. "
Bana tek kaşını kaldırarak baktı.
"İlk seni ben öpmedim çünkü..."

"Yaa ne demezsin, anlamasam gerçek olmadığını düşündüğüm öpücük. En azından ben senin kafan iyiyken adım atıykrum ve hâlâ da arkasindayim."
Hafif morali bozulmuş gibi kafasını önüne eğince ortamı yumuşatmak istedim. "Neyseki çok zekiyim de tek lafında anladım. "
"Tch. " cebindeki elimi baş parmağıyla severken gülümsüyordu . Bugün ne çok gülümsüyordu.

Ama beklediğimiz otobüsten inen kişiyle hızla elimi bıraktı.
"Git sen."
Çok nst bir şekilde o çocuğa bakarak konuşuyordu. "Neden kim ki o ?"
"Git kızıl . Sonra."
Sinirle otobüse bildim . Çocuk gittikçe katsuki'ye yaklaşırken otobüs hareketlenince gözümün önünden yavaşça silindiler.

.
.
.
BÖLÜM SONU...
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın Hoşçakalın 🧡

(kiribaku)pes etmiyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin