2|yaralı

7.2K 491 128
                                    

.
.
.
Genç kurtun yere yığılmasıyla ne yapacağını bilemedi taehyung. Bir an da arkasındaki bedene hitaben konuştu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen. Bana öyle hitap etmemeni söylemiştim sana. "Gözlerinde ki sinir bariz ortadaydı. Birbirlerinden nefret ettikleri gerçekliğini ortaya seriyordu.

"Söylemiştin. "Omuz silkinip onlara doğru yaklaştı. "Bu omega da neyin nesi. Omegalar ile oynamaman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum. "

"Bilmiyorum. Sınırlarımıza girmişti ve bizde onu takip ettik. Onu yakaladığımda bir anda bayıldı. "Taehyung sesinde ki endişeyle konuştu. Birileri ile oynamayı severdi. Onlara zarar vermek aklından bile geçmezdi.

"Onu şifacıya götür. Savaş zamanın da omegalara ihtiyacımız oluyor. "

"Eğer gerçek alfa sensen onun sorumluluğunu senin alman lazım. Beni bu işe bulaştırma. "Diye mırıldandı taehyung ve kurt formuna girip arkadaşları ile ordan uzaklaştı.

Gerçek alfa yerdeki bedeni kucağına aldı. Onu tanıdığını hissediyordu ama böyle bir omega görmediğine emindi oysaki.

Sonunda kamp alanına gelmişlerdi. Omegada ki tatlı koku yayıldıkça aç gözlü alfalar kucağında ki bedene bakmaya yelteniyordu.

Gerçek alfa içinde oluşan sahiplenici duygu gözlerine yansımış olmalı ki tüm gözler ikilinin üzerinden  tek tek ayrıldı.

Küçük evinin yakınında olan şifacıya doğru ilerledi.

Genellikle göçebe hayatı yaşadıkları için basit bir çadırın içinde geçiriyorlardı zamanlarını.

Beyaz büyük çadırın önünde gördüğü arkadaşı ile ona seslendi genç alfa.

"Yeon şu omegaya bakar mısın. "Jungkook kucağında ki omegayı yer yatağına yatırdı.

"Elbette. Sorun ne. Baygın mı şu an? "Doktar omegaya yaklaşırken ilgi ile sordu.

"Taehyung üzerine atlamış galiba. Ayağında bir sorun var. Onu gördüğümde bayılmıştı. "

"Tamam. Merak etme bir kaç saate kendisine gelmesini sağlarım. "Doktor hastasına yaklaştı ve bedenini kontrol etmeye başladı.

Alfa onca işi olmasına rağmen bir kenara oturdu ve onları izledi. Içinde ki alfanın onu neden sahiplenmek istediğini düşünmeye başladı. Basit bir omegadan bir farkı yoktu, böyle saçma hislerden arınmalıydı.

Doktar genç omegayı incelemeye başladı. Ayağında görünürde sorun yoktu. Biraz burkulmuş gibi gözüküyordu. Peki omegayı bayıltan sebep neydi?

Büyük ihtimalle acıyı kurt formunda almıştı, bu yüzden sorun kurttaydı. Önemli bir sorun gibi gözükmüyordu. Sadece genç adamın uyanması gerekiyordu.
.
.
.
Jimin'in ağzından :

Çevremde ki sesler artarken, zorlukla açabildim gözlerimi. Etrafım tanıdığım bir yer değildi. Üst vücudumu  yerden kaldırdım ve oturur hale geldim.

Sağ tarafımda tanımadım bir beta vardı. Sol tarafıma baktığımda ise bayılmadan önce gördüğüm alfa vardı. Ben neler olduğunu anlamazken yanımda ki beta konuşmaya başladı.

"Iyi misin? Baygın getirildin buraya. Kendini nasıl hissediyorsun? "

"Ayağımda ki ağrı dışında bir sorun yok. Neden buraya getirdiniz.  beni tanıyor musunuz? "Içimde bir endişe oluşmuştu. Acaba bana zarar verme ihtimalleri var mıydı?

"Sınırlarımız içinde kimseye zarar verilmesine izin vermeyiz. Seni tanımıyoruz ama senden kendini tanıtmanı bekliyoruz. "Dedi alfa sesinde olan yatıştırıcı tını ile.

"Adım jimin. Sadece şehre gitmek için sınırlarınızı kullandım. Şimdilik sadece bunları söyleyebilirim. "

"Birisinden mi kaçıyordun. Ayağına nasıl darbe almışsın nasıl oldu. "Konuşan betaydı.

" kurt formundayken darbe aldım. Onun açısıyla bayıldığımı hatırlıyorum. "Fazla detaya girmeden konuşmaya çalıştım. Bir an önce buradan gitmeliydim.

"Görünürde bir sorun yok sadece ayağın burkulmuş, oda bir kaç güne ayağının üstüne basmassan iyileşir ama darbeyi kurt formunda aldığın için 2 hafta dönüşmesen iyi olur. "Yanıma otururken durumum hakkında bilgi verdi.

Ama bu benim için hiç iyi olmazdı. Benim bir an önce gitmem gerekiyordu. Babam kaçtığımı  çoktan anlamıştır hatta peşime adamlarını bile takmıştır. Şu an ne yapacağımı hiçbir şekilde düşünemiyordum.

"Bir sorunun mu var? Benim adım yeonjun. Görünüşe göre burada kalman gerekecek. Tanışmamız lazım. "Dedi yüzünde büyüyen gülümseme ile.

"Burada kalabilir miyim? "Yüzümde oaln şaşkınlık ile sordum.

"Elbette. Senin gibi kurtları bünyemiz altına alabiliriz. Ama önce kendini tanıtman gerek. "Eline omzuna koydu ve destek verircesine birkaç kez sıfazladı. O an sadece onalra güvenmeyi seçtim.

Ayakta ki alfada yanıma oturdu. Ikisi de benden bir cevap beklerken derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Adım Park Jimin.  Evden kaçtım. Bütün durum bu aslında. "Aslında durumum çokta acınası değildi. Basit bir anlaşmazlık sonucu olmuştu her şey.

"Park ailesinde bir omega olduğunu duymuştum fakat diğer omegalardan seni ayıran nedir? "Diye mırıldandı alfa. Bunu söylemek  ve söylememek arasında kaldığım için sustum, buna bir cevap veremezdim.

Bir cevap vermeyeceğimi anladıklarında, beta konuşmaya başladı.

"Jungkook, jimin'in senin yanında kalması şu anlık daha iyi olacak. Diğer yapacağımız göç sırasında onun içinde bir yer yapabiliriz. "Jungkook sadece kafasını ile onayladı ve ayağa kalktı.

Benimde kalkmam için elini uzattığında, elini tuttum ve kalkmaya çalıştım.

Yaralı  ayağımın üzerine basmadan ayağa kalksamda dengede duramıyordum. Yanımda ki beden bunu anlayınca tek kolunu belime sardı ve ayakta durmamı sağladı.

"Böyle yürüyebilecek misin? "Ilgiyle sorduğunda gülümsedim. Bir alfanın bu kadar nazik ve ilgili olduğunu ilk defa görüyordum.

Kafamı evet anlamında salladım ve yürümeye başladık. Sağ ayağıma basmamaya özen gösterirken çıplak olanayağıma inat çimleri hissetmek iyi hissettiriyordu.

5 dakikalık bir yolun ardından küçük bir çadırın önüne gelmiştik.

Belimdeki elin sahibi çadıra yaklaştı ve fermuarını indirdi.

"Içeriye girebilirsin. Senin dinlenmen lazım akşam yemeğini sana getirmeye çalışırım. Dışarıya çıkmamaya çalış. Kısa zaman da gelmeye çalışırım. "Tek tek ne yapmamı anlatırken sadece onu dinledim ve onayladım.

"Teşekkür ederim. Bana bu kadar iyi davrandığınız için. "Yüzünde anlık bir gülümseme oluştu ve tekrar eski haline döndü.

"Içeride giyinebilmen için kıyafet bulabilirsin. "Cevap vermemi beklemeden arkasına dönmüş ve gitmişti.

Çadırın içi çok büyük değildi ama iki kişi kolaylıkla girebilirdi.

Yavaşça içeriye girdim ve fermuarını kapattım. Yapacak hiçbirşey olmadığı için yerde serili olan yatağa girdim ve oraya uzandım.

Yaşadıklarım tek tek gözümün önünden geçerken uykunun tatlı kollarına bıraktım yorgun bedenimi.
.
.
.
Bölüm sonu :)
852 kelime

Anladığım tek şey  tanrısal bakış açısında daha iyi şeyler yazabiliyorum. O yüzden arada sırada jimin ve ya Jungkook 'un ağzından yazmayı denerim çünkü çok zor  geliyor :(

BELONG TO HIM | JIKOOK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin