"İyi misin?"
Kızgınlığının ikinci sabahında, Jimin birkaç kez kapısını çaldı ama Jeongguk cevap vermiyordu. İşte başlıyoruz... Kapının kilidini açmış ve omegayı odanın köşesinde bulmuştu, ona doğru yürürken Jeongguk gözleriyle alfanın hareketlerini takip ediyordu. Tamamen giyinikti, bu Jimin için bir ilkti. Bütün kızgınlık müşterileri Jimin'i umursamadan, ilk günün ardından çıplak olurdu.
"Neden cevap vermedin?" diye sordu Jimin omegaya.
"Azmış durumdayım. Seni görmek istemedim."
Jeongguk dizlerini göğsüne doğru çekti. Bacakları titriyordu ve Jimin arzusunu saklamak için çabaladığını fark etti.
"Bana kapıdan söylemeliydin, bayıldığını sandım. Atıştırmalık ister misin veya banyoya gitmek ya da herhangi bir şey?"
"Muzlu süt güzel olabilirdi..."
Jimin gülümsedi ve mutfağa doğru ilerlerken kapıyı arkasından kilitledi. Risk alamazdı, Jeongguk onu asla affetmezdi. Yeniden kapının kilidini açmış ve elindeki muzlu sütü omegaya vermişti. Yerinden bir santim bile kıpırdamamıştı.
"Otur, içmene yardım edeceğim."
"Bekleyebilir..."
"Bekleyemez. Bu odada hiçbir şey içmediğini görüyorum, yani buna şimdi ihtiyacın var. Otur."
Jeongguk bacaklarından destek alarak kendini kaldırdı, çaresizce bacaklarının arasındaki şişliğini saklamaya çalışıyordu. Yüzü yorgunluktan dolayı solgundu, utanmış gibi bile değildi ve gözleri korkunç bir şeye şahit olmuş gibi görünüyordu.
"Bunun- bunun hakkında düşünmeyi durduramıyorum."
"Bu bir kızgınlık, Jeongguk, bunda yanlış bir şey yok. Kendine dokunman için seni yalnız bırakacağım ama önce bunu içmeni istiyorum, anlaştık mı?"
Jeongguk başını salladı ve şişeyi yavaşca dudaklarına götürdü. Jimin etrafa bakındı, Jeongguk'un telefonunu almak için bir yol arıyordu ama bulamamıştı. Kıyafetleri hala üstünde olduğu için telefonu genellikle cebindeydi. Jimin Jeongguk'un oyuncaklarının ondan uzakta olduğunu gördü, hala yeni ve kullanılmamış görünüyordu. Ne?
"Oyuncakların yeterli mi? Sana daha fazlasını alabillirim."
"Onları istemiyorum."
"Neden? Burada ne yapıyorsun? Herhangi bir zaman diliminde, hiç kıyafetlerini çıkardın mı?"
Jeongguk başını iki yana salladı, Jimin alt dudağını ısırmamaya çalışıyordu. Neler oluyor?
"Kızgınlığını sadece azarak ve bunun hakkında hiçbir şey yapmayarak mı geçiriyorsun?"
"Evet."
Jimin iç çekti.
"Bunu senin için yapmayacağım, Jeongguk. Eğer bu sana dokunmam için bir çeşit duygusal acındırma yöntemiyse, yapmayacağım. Verdiğim sözleri bozmayacağım."
"Öyle bir şey yapmıyorum. Sadece- arzulu olduğumda, her şeyi unutuyorum. Yani hiçbir şey yapamam."
"Kendinden o kadar geçiyorsun ki kendine dokunamıyorsun, öyle mi?"
Jeongguk başını salladı. Jimin sonunda durumunu anladığı için rahatlamış hissediyordu. Tanrım, dün gece neredeyse uluyor olmasının nedeni buydu demek ki, katlanılmaz olmalı.
"Kendinden geçmeden önce bir şeyler yapmak için titreşim özelliği olan bir şeye ihtiyacın var." diye açıkladı Jimin. "Senin için almamı ister misin? Çok pahalı değiller."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
light is burning | jikook [türkçe] ✓
Fanfiction"Kendini kontrol edebilme yeteneğiyle bilinen Jimin, sık sık Taehyung'un omega partnerlerine kızgınlıklarını geçirmeleri için dairesinde yardım ediyor, atıştırmalık ve temiz bir banyo veriyor ama onlara asla dokunmuyordu. Taehyung ona Jeongguk'u, kı...