"Gerçekten mi, Tae? Yoongi'nin o kişi olduğunu sanıyordum!"
"Zaten öyle, ne söylediğimi dinlemedin bile!"
"Tabii, tabii, tekrar açıkla lütfen."
Jimin iç geçirdi, ellerini çenesinin altında birleştirmişti. Bu kaçıncı sefer olmuştu? Yedi, sekiz? Bundan artık çok sıkılmıştı.
"Sana güvendiğimi biliyorsun." diye mırıldandı Taehyung, doğrudan Jimin'e bakıyordu.
Gözlerindeanipülasyona dair hiçbir iz yoktu - ne de olsa, kendini bildiğinden beri onun en yakın arkadaşıydı.
"Biliyorum, biliyorum."
Jimin, Taehyung'un hayatında gördüğü en güvenilir alfaydı, buna hiç şüphe yoktu. Kendini kontrol edebileceğine bile inanmazken, önceki bütün partnerlerini kızgınlıklarında Jimin'e göndermişti. Jimin onlara dans pratikleri için kullandığı başka bir odada güzel bir yuva yapıyor ve asla onlardan yararlanmaya çalışmıyordu. Bir hafta boyunca isimlerini bile zar zor hatırlayan insanlarla bedensel zevk yaşamak Jimin'e hiç çekici gelmemişti, alfasına da öyle.
"Hepsi senin herhangi bir otelden daha iyi olduğunu söyledi." diye ekledi Taehyung.
Jimin başını salladı. Her zaman kızgınlıktaki zavallı omegalara elinden geldiğince atıştırmalıklar, ev yemekleri ve temiz kıyafetler temin ederken sessizce oturma odasında yeni kareografilerini çalışıyordu. Yoongi, Taehyung'un yeni erkek arkadaşı, ona bolca teşekkür etmiş ve hatta ilham olması için ona gerçekten ilginç yeni bir mixtape bile yollamıştı. Ama bu yorucuydu. Jimin kendine bunu bir daha asla yapmayacağına dair söz vermişti. Herhangi bir otelden daha iyi olabilirim ama bu benim dairem.
"Hala Yoongi'yle mi birliktesin?"
"Evet, elbette! Onun benim için doğru kişi olduğunu biliyorsun, değil mi? Sana birçok kez söyledim-"
"Eğer Yoongi değilse, bana kimi gönderiyorsun?" diye sordu Jimin, gözlerini kısmıştı.
Birkaç dakika önce Min Yoongi olmayan bir isim duyduğuna çok emindi.
"Adı Jeon Jeongguk."
"Ve..?"
"Üniversiteden bir arkadaşım. Bizden 2 yaş küçük."
Jimin onu daha önce hiç duymamıştı ama bu ona sürpriz de olmamıştı. Taehyung'dan bir yıl önce mezun olmuştu ve yeni sınıf arkadaşları kim bilemezdi. En azından çok iyi bilemezdi.
"Ve?"
"Ona yardım etmeni istiyorum... Kızgınlığı yaklaşıyor ve o yurtta kalıyor... Kokusundan etkilenecek alfalar olabilir."
"Bu yüzden," Jimin olayı özletledi. "Sen de erkek arkadaşın bile olmayan bir omegayla bir hafta boyunca ilgilenmemi istiyorsun, doğru mu anladım?"
"Jimin, lütfen..."
"Bunun zevk aldığım bir şey olduğunu mu sanıyorsun? Bir omegayı kendi daireme kilitlemek zorunda kalıyorum ki bana ulaşamasın, nadiren uyuyup çalışabiliyorum çünkü hiç durmayan inlemeler ve duvardan gelen tıkırtılar duyuyorum, sonrasında pratik odamdan haftalarca gitmeyen bir koku kalıyor! Buna katlanıyorum çünkü seni seviyorum, Tae, ama eğer bu romantik hisler beslemediğin biri içinse... Açıkçası, bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Bu sadece bunaltıcı. Umrumda olmadığı için alfamla ya da kendimle savaşmak zorunda kalmasam bile yorucu."
Taehyung kollarını birleştirdi ve gözlerini yumdu, düşünüyordu. Hadi, Tae, akıllıca bir şeyle gel. Jimin en yakın arkadaşının yaptığı konuşmaya iyi bir cevap vereceğini biliyordu. Her zaman öyle olurdu ve Jimin, dayanılmaz bir şekilde iyi birisiydi. Çoktan pes edeceğine ikna olmuştu, eninde sonunda edecekti, ama biraz tartışmak istiyordu. Belki şu Jeon Jeongguk bir kahve dükkanında çalışıyor olurdu ve yılın geri kalanında her hafta ona bedava kruvasan verebilirdi. Belki bu boktan durumdan kurtulmanın güzel bir yolu olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
light is burning | jikook [türkçe] ✓
Fiksi Penggemar"Kendini kontrol edebilme yeteneğiyle bilinen Jimin, sık sık Taehyung'un omega partnerlerine kızgınlıklarını geçirmeleri için dairesinde yardım ediyor, atıştırmalık ve temiz bir banyo veriyor ama onlara asla dokunmuyordu. Taehyung ona Jeongguk'u, kı...