4.Bölüm:'Hangimiz Daha Pişman'

21.4K 1.1K 237
                                    

"Hangimiz daha pişman?
Senin için ailesini terk eden ben mi?
Ailesi için beni terk eden sen mi?🌩️

....
Genç kız şaşırdı, tek sınavı kalmıştı. Mezun olmak için kesinlikle girmesi gerekiyordu, telafisi yoktu. Okul uzayacaktı.

"Ama efendim, sınavım"
"Eva itiraz kabul etmiyorum, işine dön"

Derin nefes aldı genç kız, kafasını eğdi. Ne yapacağını bilmiyordu, ya sınavına gidip işsizliği seçecekti yada burada kalacaktı. Gözlerini kapadı, pişman olacağı bir karar vermek istemiyordu.

İki elini beline götürüp kemerlerini açtığı önlüğü boynundan çıkardı. Patronunun gözlerine bakarak önüne bıraktı. Tercihi okulu ve sınavıydı.

"Özür dilerim ama bu sınavı kaçıramam"
"Eva kovuldun!"

Umursamadı genç kız, arkasını dönüp personel odasına geçti. Kitaplarını ve çantasını alıp arkasına bakmadan çıktı.

Kapının önünde duran kişiye kaydı bakışları, hala bekliyordu Savaş. Çok yakınında durdu, her şeye anbean şahit olmuştu.

"Eva"

Ağzından ilk defa kelime çıkıyordu, genç kız kara'm dediği gözlerinin içine bakıyordu. Kafasını yavaşça iki yana salladı, sollayarak geçti. Adımları da tıpkı kalp ritimleri gibi hızlıydı.

Derin nefes aldı Savaş, daha fazla dayanamadı, koşar adımlarla yaklaşıp önüne dikildi, kızın adımlarının durma nedeni oldu. Gözlerinin içine bakıyordu, 'Özür dilerim". Biliyordu, kızın kimsesiz kalması da okulunu bırakması da şu an bu kafede çalışıyor olması da onun hatasıydı.

Eva'nın gözleri öfkeye büründü. Bu kadar kolay mıydı? Bir gece ansızın, gerideki kişiye ne olacağını bile düşünmeden gidip üç yıl sonra geriye dönmenin tek telafisi bir özür müydü?

Avuçlarını sıktı, elini kaldırdı, adamın yanağına sert bir tokat geçirdi. Tokat kalbine alevler sarsa da işaret parmağını tehditkar bir şekilde gözlerine salladı.

"Sakın, sakın tek kelime etme!"

Gözlerinin dolduğunu hissetti, kara'm dediği teninin üzerindeki parmak izlerine bakamadımi, arkasını döndü. Parmaklarını öylesine sıkmıştı ki, avuçlarında tırnak izleri oluştuğunun farkında bile farkında değildi.

Adımları hızlı, kolunda kitabı vardı. Kalbi delice atıyordu, kendinden nefret ediyordu. Ona vurduğu tokat neden kalbini alevlerin içine atmıştı.

Kitaplarını göğsüne bastırdı, otobüs durağına ilerledi, derin derin nefes alıyordu, bir an önce sınavına yetişmesi ve sorulara odaklanması gerekiyordu.

Tepisizdi genç adam, yanağına çarpan tokat umurunda değildi. Kalbini en çok yakan, kızın gözlerine ve yüzüne hiç bakmayışıydı.

Bakışları koşar adımlarla karşı caddeye geçen Eva'daydı, kitaplarını sıkıca tutmuş, duraktaki bankın köşesine yaslanmıştı. Kafası yerdeydi, ayaklarının biri önde diğeri de bir adım gerideydi. Gözlerini kapadı zihni onu gördüğü ilk ana gitti.

Henüz 18 yaşındaydı genç adam, bir kamyonetin arkasında, yığınla eşyanın üzerinde oturuyordu. Babası yeni bir ev satın almış, günlerdir yerleşmek için toparlanıyorlardı.

Yük aracına yeni evin yol göstermek için eşlik ediyordu, sırtını arkasındaki fırınlı ocağın kapağına dayamış, elindeki telefonla oynuyordu.

'NEDAMET' -Bir Pişmanlık Hikayesi (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin