1 { Yeni Bir Başlangıç }

907 51 136
                                    

selamün aleyküm medya john

***

Son bir kez saatini kontrol etti ve derin bir nefes aldı John. Dersin başlamasına az kalmıştı. Yeni geldiği okul biraz eskimiş de olsa ferah ve rahatlatıcıydı. Çantasının kolunu sıkıca kavradı ve uzun koridorda kendine ayrılmış dolaba yöneldi.

İlk dersleri kimya olduğundan laboratuvarın yolunu tuttu. Hızlı adımlarla en arkadaki tek boş masaya yöneldi. Masa çok yıpranmıştı. Beyazlığından eser kalmamış, yer yer dökülen asit gibi maddelerin etkisiyle pürüzsüz dokusunu kaybetmişti. Birileri ya çok sakardı ya da deney yapmayı çok seviyordu. Kitaplarını ve defterini dikkatlice masaya yerleştirip oturmak için biraz çaba sarf etmesi gereken yüksek sandalyede yerini aldı. Kalemini kitaplara paralel bir şekilde masaya koydu.

Şunu yapmayı kes, seni düzen manyağı.

Lanet olsun Harry, bir kez olsun kendini düşünmeyi bırakır mısın?

Kız kardeşini hatırladıkça gerildiği için başını hafifçe sağa sola salladı John. Onun yüzünden dönem ortasında okul değiştirmek zorunda kalmıştı. Harry gittiği her yerde olay çıkarıyordu. John onun yüzünden hayali olan askeriyeden atılmıştı.

Dikkatini başka yöne vermek için kafasını kaldırdı ve üzerindeki meraklı bakışlara aldırmadan etrafı inceledi.

Labaratuvar yaklaşık 30 kişilikti ama sınıfında daha az öğrenci vardı. Beyaz tonlarının hakim olduğu derslikte geniş ve yüksek, dolaplı, üçer üçer ayrılmış 6 masa vardı. Her masanın üzerinde birer musluk ve lavabo vardı ve şırıngalar, hassas teraziler ve deney tüpleri dağınık bir şekilde duruyordu. Sınıf kapısının hemen yanında kocaman bir yazı tahtası ve öğretmenin eşyalarıyla dolu masası duruyordu. Askılıkta öğrenciler için hazırlanmış temiz-kirli önlükler asılıydı. Panolar deney raporlarıyla doluydu.

Sınıfın çoğunluğunu kızların oluşturduğunu farkedince hafifçe gülümsedi John. Sonra tekrar ciddileşti. Sınıftaki herkes kendi halindeydi. Bir grup erkek, kimya öğretmenlerine şaka hazırlamaktan bahsediyordu ve birkaç kız onlara göz deviriyordu. Çoğu kendi arasında konuşuyordu ama arada John'a bir bakış atmayı ihmal etmiyorlardı. Bir grup kız cam kenarında sohbet etmeyi bırakıp ona yaklaşmaya başlayınca olduğu yerde sırtını dikleştirdi ve gömleğini düzeltme ihtiyacı duydu John.

"Selam." dedi sarı saçları olan ve masmavi gözlerini açarak ona bakan kız. Bir elini uzattı :

"Ben Mary."

John resmen büyülenmişti. Hiçbir şey yapmayıp öylece bakınca birkaç kez öksürdü sarışın olan. Diğerleri de gülüştüler.

"Ah..Hey! Ben de John." dedi sonunda konuşmayı akıl ederek.

Terleyen avuçlarını pantolununa sürdü ve elini uzattı aynı şekilde.

"Memnun oldum..."

Kıvırcık kahverengi gür saçları ve dolgun dudaklarıyla koyu tenli olan aynı şekilde sağ elini uzattı :

"Ben Sasha." gülümsedi.

Elini John'un dikkatlice ütülenmiş ve tüm düğmeleri ilikli gömleğinin yakasına götürdü ve tekrar arsızca gülümsedi.

"Güzel gömlek."

John kızardı ama bir şey demedi. Henüz alay mı edildiğini yoksa samimi mi olduklarını anlayamamıştı.

 Henüz alay mı edildiğini yoksa samimi mi olduklarını anlayamamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ben de Molly, selam." dedi daha ufak tefek ve cılız olan.

Bir elini selam verircesine havada salladı. Kızıl saçlarını tepesinde toplamıştı ve utangaç bakışlarıyla John'u süzüyordu.

Mary grubun lideri edasıyla onlardan biraz daha önde, kollarını göğsünde birleştirmiş ve bilmiş bir edayla sırıtıyordu.

"Burada oturmak istediğine emin misin? Akıl ve beden sağlığın açısından iyi olmayabilir."

Sasha ve Mary gülüştüler. Molly alınmış bir edayla onlara bakıyordu.

"Hadi ama kızlar... O kadar da kötü değil."

Mary tekrar John'a döndü ve masum görünmek için mavi gözlerini kocaman açtı.

"Masamızda bir kişilik yerimiz var."

John hayranlığını gizlemiyordu. Mary o kadar...çekiciydi ki...

"T-teşekkür ederim... Gerçekten çok naziksin ama sanırım burada kalsam daha iyi."

John önlerde oturmaktan nefret ediyordu ve Mary ve arkadaşlarının masası en önde, öğretmen masasıyla karşı karşıyaydı.

"Pekâlâ, sen bilirsin." dedi Mary omuz silkerek.

"Fikrini değiştirirsen seni yanımızda görmekten mutluluk duyarız."

Göz kırptı ve arkasını dönüp kızlara gidelim dercesine başını salladı.

"Hey!" dedi John son bir şey sormak için.

Arkalarını döndüler.

"Neden burada oturmak akıl ve beden sağlığımı kötü etkileyecekmiş?"

Sasha kıkırdadı. John Molly'nin sinirlendiğini hissedebiliyordu. Mary'nin dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı.

"Çünkü Sh-

"Günaydın çocuklar! Geciktiğim için üzgünüm. Lütfen yerlerinize. Kaldığımız yerden devam ediyoruz...198'i açın ve kalemlerinizi elinize alın."

Öğretmenleri hızlıca sınıfa girmiş ve tahtaya yazı yazmaya koyulmuştu bile. Herkes yerleşmeye çalıştığından büyük bir uğultu çıkıyordu ve Mary'yi duymasına engel oluyordu.

"Tanrım! Bu kadar az kişiden nasıl bu kadar çok ses çıkabiliyor?" dedi John kendi kendine.

Mary anlamadığını belirtircesine yüzünü buruşturdu ve arkadaşlarıyla en öndeki yerini aldı.

"Sessizlik! Sessiz olun..Hey sen! İn o masanın üstünden."

Yaşlı ve ufak tefek öğretmenleri olan George Church bir yandan peçeteyle alnını silip ona uzun gelen önlüğün kollarını çekiştiriyor, diğer yandan da tahtaya bir dizi formül yazıyordu.

"Tanrım..." John kıkırdadı ve tahtadakileri yazmaya koyuldu.

Sonunda sınıf sessizleştiğinde kapı gürültüyle açıldı ve John da herkes gibi kafasını merakla kaldırdı.

***
hadi bakam oluyo bişiler hayırlısı

You Keep Me Right // TeenlockHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin