1.4

37 12 17
                                    

                                                                                                      1 YIL SONRA

''Merhaba Bayım. Her gün evinizin önünden geçiyorum belki, belki diyorum dönmüşsünüzdür. Belki o evde yaşanmışlıklarınızı hatırlayıp oraya dönmüşsünüzdür diyorum. Ama ne eve dönüyorsunuz ne de okula geliyorsunuz. Merak ettim doğrusu arkadaşlarınızı takip ettim. Saplantılı biri değilim sadece merak işte. Bazıları "aşk" gibi saçma bir kelime söylüyor ama bence merak. Hastanede bir odaya giriyorlar her gün hiç aksatmadan. Camdan bakıyorum öylece. Siz de öylece o odada yatıyorsunuz. Ne yanınıza gelip her şey düzelecek diyebiliyorum ne de kalkıp yanınıza gelip sizi güldürebiliyorum. Evet sanki ölü gibisiniz. Hayatınızın belki zor dönemlerini geçiriyorsunuz. Ama atlatacağınıza o kadar eminim ki. Siz güçlüsünüz. Siz ayakta durabilirsiniz. Ama orada öylece yatınca sizi yıkılmış bir Harabe gibi görüyorum. Ama o harabe yeniden canlanabilir. Lütfen Bayım güçlü olun. Bu arada bu mektubu kapınıza bırakacağım elbette okumayacaksınız ama bırakacağım belki bir umut hani. Kendinize gelin Bayım. 
Sevgilerle sizi seven biri
29.03.2019"

"Merhaba Bayım. Bu sabah evinize gittim. Önceki mektubum yoktu. Büyük ihtimalle biri alıp önemsiz sanıp atmıştır. Ve büyük ihtimalle bu mektupta çöpe gidecek belki de gitmiyordur. Belki de arkadaşlarınız alıyordur. Çok küçük bir ihtimal. Size bir şey anlatmak istiyorum. Bayım son günlerde sizi daha sık ziyaret ediyorum. Öyle ki doktorlardan durumunuzu öğrendim. Aslında intihara teşebbüs etmişsiniz. Yaşadıklarınız ağır olabilir ama bu intihara teşebbüs etmenize yol açmaz. Hayat hepimize zorluklar sunacaktır ama bu hayatımıza son vermeyi düşündürmemeli. Elbette gerçekten çok zor ama siz güçlüsünüz. 5 katlı binadan atlamışsınız. Yaşamanız bile mucizeymiş. Mucize. Mucize nedir? Ne bu mucize? Sizin yaşamanız mı? Hayır elbette. Yaşamanız ölmenizden daha yüksek bir ihtimal iken neden mucize diyorlar. Çünkü kafanızın üstüne düşmüşsünüz. Yaşarsanız bile felç kalabilirmişsiniz. Cidden bunları hakettiniz mi? Cidden bunları yaparak öldünüz mü? Psikoloji öğrencisi olarak konuşuyorum. Hiç kimse ölmek istemez herkes içindeki kendini öldürme arzusunu öldürmek ister. Kimse kendi hayatına son vermek istemez herkes kötü düşüncelerine son vermek ister. Elbette bu mektupta diğeri gibi yok olup gidecek belki de gitmeyecek. Sizi gerçekten seviyorum Bayım. Geçici bir heves olmadığını düşünüyorum. 
Sevgilerle sizi seven biri. 
29.04.2019"

"Merhaba Bayım. Hala daha bitkisel hayattasınız. Ama psikoloji bitkisel hayatta olsa bile bir insan her şeyi hisseder der. Egemen ve Berke her gün kapınızın önünde ağlıyor. Aslında bu size karşı kötü enerji yollamak gibi oluyor. Her gün kapınızın önüne gelip sizi sevdiğimi söylüyorum. Elbette duyamıyorsunuz belki de hissedemiyorsunuz bile. Ama siz oradan kalkıp o eve geri döndüğünüzde bu sefer kendi kimliğimi açığa çıkaracağım. Bu kendimi düşünmemden dolayı. Kusura bakmayın biraz bu konuda bencilim. Ama belki de siz de beni seversiniz. Bazı şeylerin kıymeti kaybedince anlaşılırmış. Bende sizi görme yetkimiz kaybedince anladım bu saçma mektup işine asla girmemem gerektiğini. Bu arada önceki mektubum da kapınızın önünde yoktu. Diğer mektubum gibi. Sanırım gerçekten çöp oluyor yazdıklarım. Hayatıma belkileri sığdırmak istemiyorum. Açık yazmam gerekirse büyük bir ihtimalle asla açılmayacak olacak mektuplarım öylece çöpe gidiyor. Belki okuyorlar ve bu zamanda neden böyle mektup gönderiyor diyorlar. Çünkü sosyal medya üzerinden ne kadar kimliğimi gizlersem gizleyeyim eninde sonunda kimliğime ulaşıyorsunuz. Bir de siz cevap verebiliyorsunuz orada. Ve hiç tanımadığınız birinin mesajlarını öylece siliyorsunuz. Ama mektupları okuyorsunuz. Ve onlar çöpe gitse bile okunmuş oluyor. Bence günümüzde en güzel şey bu. Yani sevmeyi sosyal medya üzerinde değil de böyle mektup ile anlatmak. Aslında sevgi anlatılmaz yaşanır. Siz uyandığınızda yaşanmayı bekleyen bir sevginiz olacak. 
Sevgilerle sizi seven biri. 
29.05.2019"

"Merhaba Bayım. Yine mektubum açılmamış halde çöpe gitse bile yazmaya devam edeceğim çünkü duygularım ne kadar çöpe giderse gitsin ben yazmayı seviyorum. Sanki size ulaşacakmış gibi yazmayı seviyorum. Çünkü size yaklaştığımı hissediyorum. Final haftam olduğu için sizi fazla ziyaret edemedim ama en son geldiğimde doktorlar yaşamanızın neredeyse imkansız olduğunu söylediler. Düşünün bir. Siz, siz yaşayamayacaksınız. Siz, siz hiçbir şeyi hak etmeyerek gideceksiniz. Siz öleceksiniz. Ve en kötüsü belki de siz öldüğünüzde ben burada bile olamayacağım. Sevdiğim sandığım adamın ölümünü bile göremeyeceğim. Neden peki? Neden bunu kendinize yaptınız? Ölenle ölünmüyor işte. Öyle olsaydı ben annemle babamla ölürdüm. Bu kadar çok eziyet yetmez mi? Annemi babamı kaybettim. Bir de sizi kaybetmek istemiyorum. Ben sizi de kaybetmek istemiyorum. Lütfen lütfen uyanın. Kalkın ve hayatınıza devam edin. Bencilliğim için gerçekten özür diliyorum. Ben, ben sizi hak edecek hiçbir şey yapmadım. Ben, ben sizi sevecek bir şey yapmadım. Benim kadar bencil biri nasıl olur da sizin gibi birine aşık olur. Umarım Bayım uyanırsınız tek dileğim bu. Dün gece bir yıldız kaydı. Dilek tuttum. Sizin uyanmanız için. Dilekler gerçekleşir mi? Çocukken de dilek dilemiştim. Babam ve annem geri gelsin diye. Belki de imkansızları dilediğim için dileğim kabul olmuyordur. Sizin uyanmanızı en içten dileklerimle diliyorum. 
Sevgilerle sizi seven biri. 
29.06.2019"

"Merhaba Bayım. 3 ay geçti. Burada değildim ama kalbim ve aklım buradaydı. Halamı yalnız bırakamadım. Kusura bakmayın Bayım. Ben, ben o kadar pişmanım ki. Sizi öylece bıraktığım için. Şu anda hala daha yoğun bakımdasınız. Doktorlar aynı şeyi söylüyorlar. ''Yaşaması mucize'' Hadi Bayım kalkın mucize neymiş gösterin. Berke ve Egemen her gün vazgeçmeden yanınıza geliyorlar. Bayım yeni bir şey öğrendim. Tabi bunu sizin de öğrenmeniz için kalkmanız gerekiyor. Şu anda bu mektubun size ulaşmadığını bildiğim için yazmayacağım. Evet Bayım yazmayacağım. Bu mektuptan sonra mektup yazmayacağım. Çünkü hepsi çöp oluyor. Sizi gerçekten seviyorum Bayım. Ve her gün ziyaretinize geleceğim. 
Sevgilerle sizi seven biri. 
29.09.2019"

"Eee burada bitti mi?" dedi Berke
"Hayır bir şey daha var"
"Oku bakalım Gökmen"

"Merhaba Bayım. Hastaneden çıkmışsınız. Sanırım okula gelmeyeceksiniz. Sizin huzurlu mutlu olmanızı en içten dileklerim ile diliyorum. Bu mektubum size ulaşacak sadece diğerlerine ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Kısaca size önceki yazdıklarımı özetliyeyim. Berke ve Egemen'in sizi her gün ziyarete geldiğinden bahsetmiştim. Sizi ne kadar sevdiklerinden bahsetmiştim. Bende birkaç kez sizi ziyarete gelmiştim. Bayım özür diliyorum. Evet çok çok özür diliyorum. Her şey benim yüzümden oldu. Artık size daha fazla zarar vermek istemiyorum. Zaten seneye mezun olacağım. Sizden de uzaklaşıyorum. Benim mektuplarım yüzünden intihara teşebbüs ettiniz. Benim mektuplarım yüzünden akli dengenizi kaybediyordunuz. Hayatınıza asla girmemen gerekirken ben girmeye çalıştım. Şimdi de özür dileyerek çıkıyorum Bayım. Belki de diyorsunuz hani seviyordu bu kız beni diye. Bazen sevdiğin kişinin iyiliği için o kişiden vazgeçmek zorunda kalırsınız. Bazen sevdiğiniz kişiye bir şey olmaması için ondan vazgeçersiniz. Ben sizden severek vazgeçiyorum. Sizden gerçekten özür diliyorum bunca yaşadığınız olaylar için ve geri döndürülemez 1 yıl için çok özür diliyorum.

Sevgilerle sizi sevdiği için sizden vazgeçen biri''


Burada bitmiş miydi? Gerçekten benim kendisi yüzünden böyle olduğunu mu düşünüyordu. Belki de vicdanı öyle söylüyordu fakat öyle bir şey yoktu ki. Ben hayatımın ağırlığına dayanamadım onun hiçbir suçu olmadığı halde benden gidecek miydi? Gerçekten önceki mektuplarında beni her gün ziyaret ettiğini söyleyen kız şimdi benden vazgeçecek miydi? Önceki mektuplarında beni sevdiğini söyleyen kız şimdi benden vazgeçmek mi istiyordu? Hayır bu kızı bulup gerçekleri anlatmak istiyordum. Ama benden vazgeçmişti ve belkide beni artık görmek istemiyordu.

________________________________________________________________________________


Merhaba minik okuyucu kitlem. Biraz değişik bir bölüm oldu ve bizim mektup yazan kızımız Gökmen'den vazgeçti. 


Bölümü nasıl buldunuz?

Sizce güzel mi ilerliyor yoksa uğraşmaya değmez bir kitap mı?

Tek Gerçeğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin