fourth

604 46 0
                                    

Fourth

Salazar gün boyunca onu bir türlü yakalayamamanın verdiği sinirle birlikte geziniyordu ortalıkta.

Rowena ve Helga'nın gelmesi, kadının ilgisini bir anda onlara yöneltmesine sebep olmuştu. Üç kadın asla yerinde durmuyordu. Ki Elanora'un enerjisine bunun bile az geldiğini biliyordu.

Koridorları denetlerken öğrencilerin yatakhanelerinde olduğuna emin olmak için dolanıyordu.

O sırada Elanora'u görmüştü elini tutarak kızlar tuvaletine girdiğinde onun peşinden gidip aynı şekilde içeriye girdi. Elini musluğun altına tutarken, akan suya karışan kanını görebiliyordu.

"Elanora ne oldu eline?"

Telaşı başına bir şey geldiğini düşünmesiydi. Onun ne kadar narin olduğunun farkındaydı ve ona bir şey olmasını kaldıramazdı. Hayır, onun için dünyaları yıkmaya hazırdı.

"Ah, Salazar! Önemli bir şey değil. Küçük bir kesik!"

Elini suyun altından çekip gösterdiğinde kesiğin çok küçük olduğunu fark etti. Kadının gülen yüzü, iki yanından örgülü saçlarını Helga'nın yaptığını görmüştü gündüz vakti. O kadar çocuksuydu ki, yüzündeki tebessümü onu uzaktan bile güldürmeyi başarıyordu.

"Bugün hiç görüşemedik!"

"Rowena ve Helga bana neler yaptıklarını anlatıyordu, sonra etrafı dolaşmaya karar verdik. Buradayken yaptıkları eğlenceli aktivitelerini anlattılar. Sonra Rowena tacını takmama izin verdi. Ama ona daha çok yakışıyor..."

Salazar onu tüm gün dinleyebilirdi, o güzel sesi rahatlatıcı bir melodi gibi kulağına fısıldıyordu. Helga'nın taklidimi yaparken hareketleri onu güldürüyordu. Salazar kendisiyle göz göze gelen kadının duraksamasıyla birlikte;

"Bana neden öyle bakıyorsun Salazar?"

"Nasıl bakıyorum?"

"Değerli gibi..."

"Çok güzelsin Elanora, ve benim için çok değerlisin!"

Salazar kadına yaklaşıp ellerini ellerinin içine alıp sıkıca kavradığında Elanora'un gözlerindeki parıldamayı görüyordu. O küçük iltifatlarla bile sevinebilen bir çocuktu. Ona tüm sevgisini vermek istiyordu. Onu tüm gücüyle korumak ve bu dünyanın tüm kötülüklerinden korumak istiyordu. Evet onu herkesten saklamak istiyordu.

"Gerçekten öyle miyim?"

"Sen, benim herkesten saklamak istediğim nadide bir mücevhersin!"

Salazar bir kez daha aynı duyguları yaşamak için kadına yaklaştığında dudakları onunla buluştu. Onu öptüğünde çölde susuzluğunu gidermeye çalışan biri gibi hissediyordu, daha fazlasını ve hiç bitmemesini... Aç gözlülüğü ile daha çok istiyordu.

Sonunda geri çekildiğinde Elanora gözlerini açtı.

"Bunu kızlar tuvaletinde yaptığına inanamıyorum!"

Dudaklarından dökülen kıkırtı, Salazar'ın etrafına bakmasına neden olmuştu. Burası öğrenciler tarafından fazla kullanılmayan tuvaletlerden birisiydi. Genelde burada fazla insanın olmadığını artık tecrübe etmişti. Hem yatakhanelere uzak hem de sınıflara...

"Salazar!"

Fısıldar gibi konuşan ama sert çıkan sesiyle birlikte Elanora'a baktı, gözleriyle işaret ettiği yere, çıkış kapısına baktığında Godric ile göz göze geldi.

"Neler oluyor burada? Salazar!"

"Bunun seni ilgilendireceğini sanmıyorum Godric!"

"Ne demek ilgilendirmez. Şu anda elini tuttuğun kadın benim kuzenim!"

Godric'in sinirli hallerini biliyordu, bu yüzden Elanora'u kendi bedeninin arkasına alıp, Godric'e döndü. Fakat Elanora, kendisini korumasını istemiyor gibi arkasından çıkmıştı.

"Godric ben... Ben Salazar'ı seviyorum!"

"Saçmalama Elanora! Seninkisi aile korkusu yüzünden birisini bulma çaba..."

Godric sözünü bitirmeden yüzüne yediği tokatla birlikte Elanora sinirle geri çekilmişti. Ama yüzünde beliren pişmanlıkla birlikte gözleri dolmuştu.

"Özür dilerim! Ben özür dilerim!"

Eline bakmıştı, Godric'e ve ardından kendisine. Onu hayretle izliyordu. Güçlü olduğunu biliyordu, karakterinin gücü de ortadaydı. Godric pişman olmuş gibi baktığında Elanora sesi neredeyse fısıldar gibiydi ama çık çıkmayan tuvalette, bunun bir önemi yoktu.

"Onu seviyorum! Bu benim kararım. Nasıl hissettiğimi bilemezsin, onun yanındaki huzuru asla ailemin yanında bulmadım ben!"

Godric'e omuz atıp çıktığında iki adamda sessizdi. Salazar, Godric'e baktığında arkadaşının sinirli olduğunu görebiliyordu. Elbette öğrenileceklerdi. Ha geç, ha erken... Ama böyle olmasını beklemiyordu.

"Sen!" dedikten sonra kendisine yumruk atmaya yeltenen Godric ile hızla kenara çekilip vuruşundan kaçtı.

Soluklanarak doğrulan adam, kızıl turuncu karışımı saçlarını eliyle geriye yatırdı. Öfkesi saman alevi gibiydi, bunu çok iyi biliyordu.

"O... O seni gerçekten seviyor Salazar!"

"Biliyorum, ben de öyle!"

"Birbirinizle tanışalı on gün oldu Salazar!"

"Godric bunun nasıl bir çekim olduğunu anlatamam sana ama ilk görüşte dostum, onu herkesten saklamak istedim!"

Sözleri en içten samimiyetiydi. Doğruluğundan asla kuşku duymadığı tek samimi düşüncesiydi. Bu barbar ve karanlık tarafının asıl benliğiyle aldığı ortak kararıydı ve bu ilk kez onun için alınmış bir karardı.

"Sana kendimi kanıtlamalı mıyım? Bilmiyorum, ama bildiğim tek bir şey onu üzenlere karşı fazlasıyla kötü olacağımdır."

"Bunca yıllık arkadaşımsın Salazar, sözlerine itimadım tam, ama bilmelisin ki onu üzersen, sonunun çokta iyi bitmeyeceğiydir."

İkisinin zaman zaman aldıkları ortak kararlar vardı, ama her zaman bu ortak kararlarda yaşadıkları bir takım uyuşmazlıklar elbette ki görülürdü. Ama şimdi aldıkları ortak karar, bir kadın içindi. Salazar sevdiği kadın için her şeyi yapmayı göze alırken, Godric akrabasını korumaya çalışıyordu. İkisinin sessiz anlaşması, değerli bir ittifak ve onun açısından mutlu bir son olacağını artık biliyordu

Salazar SlytherinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin