5.Bölüm "SİYAH"

508 15 0
                                    

Media:Egemen Aksoy

Başım yumuşak bir yere doğru düşürüldü.Yavaş yavaş kendime geliyordum.Etrafımdaki uğultular azalırken yerini net sesler aldı.Birkaç fısıltı duyuyordum  hemen kenime gelmem lazımdı ilk günden dedikodu malzemesi olmuştum zaten daha fazlasını istemiyordum.Gözlerimi yavaşça açtıgımda İrem öğretmenle sessizce birşeyler konuşuyordu.Odada gözlerimi gezdirdiğimde revir olduğunu anladım.Hemen yerimden doğruldum.Böylece İrem ve öğretmen farkedebildi.İrem yaklaşıp 
"İyi misin? Çok korktum."Dediğinde birilerinin beni önemsediğini bilmek biraz olsun mutlu etmişti.Geciktirmeden 
"iyiyim" Dediğimde gülümsedi.O sırada öğretmen araya girip soruları dizmeye başladı.
"Güneş yediğin bir şey mi dokundu?Açmıydın?Birden bayıldın."sorgular gibi konuştugunda derin bir nefes aldım.Hayır hocam hiçbiri değil.
Hepsi Egemenin suçu.
"Hayır.Arada olur böyle.En son 1 ay önce olmuştu."Düşünür gibi bana baktı.
"Babanın haberi varmı bundan?"
Hayır.Söylesemde dinlemezki zaten.
"Var"
"En kısa zamanda hastaneye gitmelisin."Konuşma iyice boğmaya başladıgında başımı sallayıp odadan çıktım.Dışarıdayken İrem hemen kollarını belime  dolayıp sarıldı.
"Beni korkuttun pislik."Yarı kızgın yarı şakacı bir tavirla.Bende ona sarıldım.Kulağıma yaklaşıp
"Seni revire götürenin kim olduğunu bilmek ister misin?" dediğinde gözleri parlıyordu.Kafamı merakla sallayınca dudaklarını ıslatıp hazırlandı.
"Seni Egemen kucaklayıp getirdi."Dediğinde şimdi nerede demek istesemde sustum.Bir anda yaptıklarını hatırlayıp sinirlendim.
"Ondan nefret ediyorum."İrem kaşlarını çattı.
"Ona değer veriyorsun?"Buda ne demek böyle?
"Hayır ona değer vermiyorum."İrem resmen beni ölçüyordu.Söylediklerim üzerine boğazını temizledi.
"Ondan nefret ediyorsun çünkü ona değer veriyorsun."
Öyle bir şey yoktu.Haklı değildi.Benim duygularım yoktu.Ben annem öldüğünde o duyguları toprağın altına gömmüştüm.Benim bir kalbim yoktu.Ben Güneş Gürsoydum.Her şeyi kolayca kabul etmezdim.Benim duvarlarım vardı.Duvarlarımın arkasına siyah kapılar koyup çoktan kilitlemiştim.Benim anahtarım yoktu.Çünkü duygularımı çoktan mezara gömmüştüm.Annemle birlikte.Annemden sonra tek güvencem babamın güvenli kollarıydıı fakat o beni görmezden gelmişti.Ona ihtiyacım vardı.Bunu kendide görüyordu ama hiçbir şey yapmıyordu.Benim zayıflığım duvarların arkasındaki,kilitli kapıların arkasında,karanlık bir köşede Güneşti.Karanlığa saklanıyordu.Her şeyi görmezden geliyor ve karanlığın onu beslediğini sanıyordu.O yanına birini almak istiyordu.Ama ben buna izin vermezdim. Fakat yinede yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Söyledikleri canımı yakmamıştı ama düşünmem gerekiyordu.
"Sen sınıfa git.Yalnız kalmak istiyorum."İtiraz etmeye başlayacakken elimle susturdum.Ve İremin tersi yönüne doğru ilerledim.Boş koridorda ayaklarımın yankılama sesleri duyuluyordu.Hiçbir yerden çıt çıkmıyordu.Ama herşeyden daha sesli olan düşüncelerim  sessizliği örtüyordu.Ona neden bukadar takılı kalmıştım?Soğukkanlı Güneş alaycı bir bakış attı.Belkide ondaki karanlığı farketmiştim?Belkide canıma susamıştım?Belkide tehlikeye öylece kucak açmış aç gözlerle bakıyordum?Kafamı iki yana salladım.Bu hareketimle düşüncelerimde toz bulutu gibi dağılmıştı sanki.Bananeydi ki?
Adımlarım benden habersiz sınıfa doğru yürüyünce aldırmadım.Sınıfın oldugu yere geldiğimde birkaç sesler duyuluyordu.Öğretmenler bağırarak konu işlerken yüzümü buruşturdum.sınıfın kapısına geldiğimde derin bir nefes alıp içeri girdim.Hocayla göz göze geldiğimde Egemene baktım.Karanlık ve ürkütücü gözleriyle bakarken içim ürperdi.Hemen bakışlarımı kaçırıp sırama yöneldim.Öğretmen konuyu anlatmaya devam ederken dersi dinlemedim.Defterime anlamsız şeyler çizerken Egemene kaçak bakışlar atıyordum.Yakalandığımda kızararak başımı eydim.Lanet olsun.Nefesimi sesli bir şekilde bıraktığımda Öğretmen bana baktı.
"Sıkıldın mı?" Ukala bir şekilde bana bakan sinir karıya cevap vermeyecektim.Ağzımdan istemsizce 
"Salak" Çıktığında önemsemedim.İrem koluma vurduguna bakışlarımı ona çevirdim.Hey acıdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun o kimya hocası.Ve sanırım birazdan ağzına sıçacak." Fısıldadığında sol kaşımı meydan okurcasına havaya kaldırdım 
"Gelip sıçsın ozaman."Omuz silkerek önüme döndüm.Haydi ama bir şey yapamazdıki.
"İlk günün olduğu için bir şey demeyeceğim.Ayrıca çok çalışkan birine benzemiyorsun.O halde benden çekeceğin var.Gel şu soruyu yap ozaman."Bakışlarımı tahtaya çevirdiğimde kaşlarımı çattım.Cidden mi?Tekrar hocaya döndüğümde sırıtıyordu.Pekala.Ağır adımlarla yerimden kalktıgımda tahtaya çıktım.Hala bu soruyu sorduguna inanamıyordum.Bu kadar kolay olmamalıydı.Soruyu çözmeye başladığımda bütün sınıf dikkatle beni izliyordu.Sırıttım.Soruyu yaptıgımda Öğretmen aklı karışmış bir şekilde tahtaya bakıyordu.Yerime geçtiğimde hala sırıtıyordum. 
"Çok çalışkan birine benzemeyebilirim.Ama bu soruyu çözemeyeceğim anlamına gelmez."
Başımı sıraya koydum ve uyumaya çalıştım.Keyfim en azından yerine gelmişti.Birden aklıma Egemenin yanındaki sürtükümsü bakışlar atan kız geldi.İremi dürttüğümde kulağına eyildim.
"Egemenin yanındaki kız kim?" Anlamadıgında gözlerimi devirip defterimden küçük bir kağıt yırttım.
"Egemenin yanındaki kız kim?" Kağıda baktıgında hemen kalemi alıp yazmaya başladı.Bir süre sonra bir kağıdı elime tutuşturdugunda okumaya başladım
"O kız okulun sürtüğü.İkisi beraber takılırlar.Egemen okuldaki diğer kızlarla pek takılmaz.Takılırsa da onun Yağmur gibi kaliteli sürtük olması lazım.Yani kızın adı Yağmur.Ama Yağmura bağlı değil.Kaç kez okulda birilerini köşeye çekip öptüğüne şahit oldugumu bilsen..."Kaşlarım çatılırken düşündüm.Tenefüste benimle konuşmuştu.Peki ben ne oluyordum?
Bende mi kaliteli sürtük bölümüne giriyordum?
Hemen İremin yazdığı yazıların üstünü karalayıp yazmaya başladım.
"Bu durumda ben ne oluyorum?" İrem kaşlarını kaldırdıktan sonra benim gibi bütün yazıların üstünü karaladı ve yazmaya başladı.
"Bunu bilmiyorum ama ondan uzak dur." Kaşlarımı çattım.O sırada öğretmen elimdeki kağıdı çekip aldı.
Ne ara geldi bu pis karı?
Birden sesli bir şekilde okumaya başladı.
"Bunu  bilmiyorum ama ondan uzak dur." Kaşlarımı çattığımda devam etti.
"Buraya ders dinlemeye geliyorsunuz.Öğrenci gibi davranın."Ciddiyetle konuştuğunda İreme baktım.Yerinde otururken dahada sinmişti sanki.Benimse umrumda değildi.Ama sinirlenmiştim.Kimse benimle  bu şekilde konuşamaz. 
Babam bile.
"Buraya ders anlatmaya geliyorsun.Açıklarımı aramaya değil.Öğretmen gibi davran."Bütün eşyalarımı toplayıp sınıftan çıktım.Şimdi eve gidecektim.Çok bile dayanmıştım.Hızla merdivenlerden inmeye başladığımda biri ismimi haykırdı.Arkamı yavaşça döndüğümde karşımda Egemeni görmeyi beklemiyordum.Gözlerimi irice açtıgımda soğuk bakışlar atıyordu.İçim üşürken yanaklarım yanmaya başlamıştı.Kalbim hızlanırken yutkundum.
Bana ne oluyordu?
Yüzüme tokat atma isteği oluşurken birkez daha yutkundum.İçimdeki öfke artarken soracağım soruların listesini gözden geçiriyordum.
Acaba nekadar dayanır?

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin