11.Bölüm "TEHLİKE"

376 18 2
                                    

Media:Egemen Aksoy
Şarkıyı dinleyin yavrularım :* 

Heryeri toz tutmuş pencereden yağan yağmuru izliyordum.Yine yağmur yağıyor; bulutlar,aşkını yeryüzüne haykırıyordu.Yorgun sarı yapraklar sonbaharın habercisiydi.Her yere düşen yağmur damlaları birleşerek gürültülü sesler çıkarıyordu.Dalgın dalgın dışarı bakarken pencerenin tozlarına gözüm ilişti.Cidden burası neresiydi? Gözlerimi devirdim.Beni dağın başındaki bir kulübeye getirmişti ve çıkıp gitmişti.İçerisi oldukça soğuktu ve kollarımı etrafıma sarmıştım.Soluduğum havada nefesim uçup gidiyordu.Gözlerimi kapadım ve soğuk duvara yaslandım.Vücudum birden ürpermişti ve çenem kasılmıştı.O gelmeden buradan gidebilirdim fakat arabam yoktu.Gözlerimi kapadığım anda kaputun üstüne itip yaklaştığı an geldi.Anında kalp atışlarım hızlandı ve bu kaşlarımı çatmama sebep oldu.

Orada kurduğu cümle karşısında gözlerimi kırpıştırmıştım.'Ben belayım.'Zihnimde dönüp duran bu puslu cümle birçok anlam taşıyordu.Gözlerimi hırsla açtım.Adeta gözlerim sinirden yanıyordu.Sırtıma değen soğuk zemine karşı mavi dünyam alev alıyordu.Hemen ayağa kalktım ve etrafı taradım.Odada iki kanepe ve bir yatak vardı.Şömine vardı fakat odun yoktu.Egemen sanırım odun toplamaya gitmişti.Gözlerimi devirdim.Egemen kendisini şömineye atsa daha iyi ısınabilirdim.

Sandalyeye geri oturdum ve derin bir nefes aldım.Fakat bir süre sonra sesler duyunca nefes almadan etrafı dinledim.Bütün dikkatimle etrafı dinliyordum ama ses gelmeyince artık delirdiğimi düşünmedim değil.

"Aptal.Kendine gel.Kafayı yiyyorsun."Kendimi azarladıktan sonra cam kırılma sesi gelince gözlerim iri iri oldu.Birden ayağa kalktım.Yavaş ve sessiz adımlarla kapının önüne geldim.Kalp atışlarım hızlanmıştı ve korkmaya başlamıştım.Birkez daha kırılma sesi geldiğinde başımdan aşağı buz kütlelerinin döküldüğünü hissettim.
Egemen dışarıdaydı.
Beynim anında hatırlatma yaptığında ona zarar geleceği düşüncesi beni bozguna uğrattı.Vücudum anında endişeden kasılmıştı.Ve bilinçli hareket etmiyordum.Anında geri geri gittim ve önüme gelen saçları hızla geriye itip işe yarar bir şeyler aramaya başladım.

Tam vazgeçeceğim sırada sehpanın üzerinde parlayan bir şey gördüm.Hızla oraya giderken ayaklarım birbirine takıldı.Gürültülü bir şekilde yere düştüğümde başım yatağın köşesine çarpmıştı.Sakarlığıma lanet edip yerden kalkarken başım acımaya başlamıştı.Sehpanın üstündeki parlayan demiri elime alıp inceledim.Ama o sırada bağırışma sesleri yükselince aradan tek bir kişinin sesi hareketlerime işledi ve ne yaptığımı düşünmeden ilerlemeye başladım.

Egemen Aksoy bağırıyordu.Birden surat ifadesi zihnimde görüntülendi.Sinirden kasılan bir çene ve kesinlikle karanlık bakan siyah gözler.Bü görüntü içimi ürpertti.Bu görüntüsü garip bir şekilde hoştu.Bana bağırmadığı sürece bu görüntü hoşuma gitmişti.

Yavaşça pencerenin başına geldim ve etrafa baktım fakat yere düşen yağmur damlalarından başka bir şey yoktu.İstemsizce elimdeki demiri biraz daha sıktım.Derin bir nefes aldım ve kapının önüne gelip yavaşça açtım.Anında etrafı tararken sırılsıklam olmuştum bile.Tüylerimi ürpertecek bir kahkaha kulaklarıma ulaştığında kalp atışlarım hızlandı ve  kapıyı kapatmadan koşmaya başladım.Şuan Egemeni bulmak istiyordum.

Yağmurun altında sırılsıklam bir şekilde koşarken Egemenin ismini haykırıyordum.Şuan Egemeni bulup kollarının arasında güven bulmak istiyordum.Fakat onun bağırışlarını duymuştum.Beynimin kapılarını aralayıp zihnime sızan bir cümle ayaklarıma baskı yapıp hızımı arttırmama yetti.

Egemenin başına bir şey gelebilirdi.

Bu cümlenin somutluğuna tutunup koşmaya devam ettim.Bacaklarıma gücüm değil,endişem baskı yapıyordu ve ben bu endişeye tutunup koşuyordum.Hemen onu bulmam gerekiyordu.Yağmurun altında saçlarım iyice ıslandığında ellerimle hızla geriye itiyor,bağırıyordum.O anda başımdan sızan koyu sıvı elime ulaştığında dondum kaldım.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin