Söz verdiğim gibi pazartesi geldi :)
TM - 35
Yankı şarkısını bitirdiğinde merakla ona döndüm. Bu arada Selen de sıra bana geldi deyip sahneye attı kendini ama ne söylediğini duymadım bile. Bunun yerine bütün dikkatimi Yankı'ya verdim.
"Buradaki mesajı anlamamış olabilirim. Bana izah etmek ister misin?"
Yankı tam da beklediğim gibi sırıttı. Ardından bana doğru eğilip "Dışarı çıkalım mı biraz?" dedi. Tabi benim duygu ve düşüncelerimin kaydığı yönü tahmin etmek zor değil. Her zamanki gibi kendi kendimi umutlandırma konusunda bir dünya markasıyım. Ay ama bu sefer olsun artık ya... Hem hazır Selen de sahnede. Gelip bizim aramızdakini bozamaz da... Üstelik aileler de çıkıyoruz diye biliyorlar. Hazır herkes öyle bilirken yapalım bir çılgınlık işte yabani yarimle. N'olur ki sanki?!
Dışarı çıktığımızda Yankı yüzüme baktığı an düşüncelerimi okuyacakmış gibi geldiğinden yüzümdeki gülümsemeyi sildim. Bunun yerine daha düz bir ifadeyle baktım Yankı'ya.
Yankı : Senin şarkında verdiğin mesaj gayet açıktı. Ben 'emin miyiz' dediğimi hatırlıyorum. Onaydı göndermen değil mi?
Evet de seninki? Benimkini geçelim Yankı. Önemli olan senin verdiğin mesaj şuan.
"Evet, peki sen?"
Yankı : Aslında benimki de çok karmaşık değildi. Yani... Sen umudunun kalmadığını söyledin ve ben...
Sen de benim hâlâ umudum var dedin. Tekrar umutlanmaya başlayabilir miyim? Doğru mu anlıyorum yoksa öyle anlamaya meraklı olduğum için beynim bana oyun mu oynuyor?
"Evet?" dedim cesaretlenip devam etmesi için. Kırk yılın başı konuşacağın tuttu onu da gıdım gıdım yapıyorsun Yankı!
Yankı : Bilirsin...
Bilirsin mi? Devam etsene be adam!
Yankı : Yani... Sonuçta ben umudumu kaybetmedim. Bazı şeyleri zamanla tamamen rayına oturabiliriz.
"Biraz daha açık mı olsan ne..."
Hayır sonra kendi kendime mi kurdum acaba diye saatlerce düşünmek istemiyorum. Açıkça söyle işte!
Yankı : Haklısın. Biraz daha açık olacağım. Yani ben diyorum ki belki de denemeliyiz. Sonuçta...
Bu defa susmayı tercih eden o değildi. Bizimkiler mekândan çıkıp yanımıza geldiği ve Selen şak diye aramıza girdiği için susmak zorunda kalmıştı.
Selen resmen gıcıklıkta ülke sınırlarını aşıp dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gösterircesine aramıza girip kollarını omuzlarımıza attı. Dışarıdan bakan biri bizi samimi üç arkadaş zannedebilirdi. Ama durum bundan kilometrelerce uzak tabi.
Aslında tam olarak neyiz diye düşünürsem muhtemelen sonucu bulamayıp kaybolurum.
Yankı benim sevdiğim adam, yabani yarim. Ama henüz kendinden emin değil. Yine de denemek istiyor. Selen bu durumda benim görümcem(!) oluyor. Ama kendisi üvey de olsa abisinden hoşlanan bir insan olduğuna göre benim herhangi bir şeyim olma sıfatını hak etmiyor.
Bi de bana ayarlasana diyordu bu gıcık di mi?!Aklıma son gelen şeyle Selen'in kolunu ittim. Ve çekildim yanından. Bunu bekliyormuş gibi Yankı da aynısını yaptı.
Bu arada çocuklar yanımıza gelince Selen bir şey diyemedi.İdil : Geldiğimiz gibi gidelim diyoruz. Yankı sen Tutku'yu bırakır mısın?
Bence plan güzeldi ama Selen hanım duramadı.
Selen : Ya Tutku'yu siz bıraksanız? Biz nasılsa aynı yere gidiyoruz Gökhan'la.
Düşününce acayip mantıklı. Ama ben Selen'le Yankı'yı, Selen'in ona sarılacağı bir pozisyonda yalnız bırakacak kadar gerizekalı değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tercih Meselesi
ChickLitTam da aşık olacak adamı buldum yani! Üstelik onun bırak beni hemcinslerimden hoşlanıp hoşlanmadığı bile belli değilken...