5. BÖLÜM

24 8 4
                                    

Yay diyerek kast ettiğim şey bu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yay diyerek kast ettiğim şey bu.

Hamaktan kalkıp yürümeye başladım. Yürürken bir yandan da yayımla oynuyordum. Bu yay takıntım küçüklükten itibaren benimle olan bir şeydi. Hatta yurta yay koleksiyonum bile var. Onlar benim için el alışkanlığı gibi bir şey. Hem stres atmamı sağlıyor hem de can sıkıntımı alıyorlar. Bunu aşağı yukarı beni tanıyan herkes bilir.

5-6 dakika daha yürüyüp yurtlarının karşısına geldim. Üstümde garip bir şekilde heyecanla karışık gerginlik var. Ama bunu yüzüme deredeyse hiç yansıtmıyordum. Ne yani ben boşuna "suratsız" lakabını almadım.

Bahçe kapısındaki zile iki kere basıp bekledim. Ev kapısından çıkıp güler yüzle hızlı hızlı adımlayıp kapıyı açan Jungkook hyungla çok bekleyemedim gerçi.

Hyung gülümseyerek "Nasılsın? Seni iyi gördüm. Biz de seni bekliyorduk."dedi. Ben de nezaketen olduğu belli olan bir gülümsemeyle "İyiyim sunbae. Öyle pravo çalışma fln. Siz?". Neşesini kaybetmeden
"Biz de iyiyiz. Bir de seninle işi tatlıya bağlasak daha iyiyiz." Son dediği şeyleri nerdeyse hiç anlamamıştım. "Hı, efendim sunbae?". Gözlerini kapatacak şekilde gülümserken "İçeri geçelim diyorum. Bizi bekliyolar.". "Tamam" dedim sadece.

Beraber içeri geçtik. Bu arazi ve evler yapılalı çok olmamıştı. En fazla bunda 1 yıl önce bitmişti. Bu eve daha önçe hiç girmemiştim. Yurtlar arasında en görkemli olan burasıydı normal olarak. Bizimkiler de kötü değildi. BTS hem daha kalabalık hem de şirkete en çok getirisi olan gurup olarak düşünlürse bizimkiler bizim için çok bile iyilerdi.

Salona geçince ayakta durup koltuklarda oturan hyunglarıma baktım. Geldiğimizi görünce ayaklanmaya başladılar. "Merhaba BTS sunbae." diyerek selam verdim. Hoseok hyung öne çıkıp "Sana da merhaba İki. Gel otur şöyle." dedi. Tekrar nezaketen gülümseyip tekli koltuklardan birine oturdum. Ben oturunca onlar da koltuklara dizilmeye başladılar.

Ortamın sessiz kalmasına izin vermeyen Yoongi hyung konuştu "İki sözü fazla uzatmayacağım ki eğer bu konuyu konuşmazsak uzatıcak sözümüz olmuyor.". Haklıydı. Ne konuşacağımızı az çok biliyordum. Ve konuşmazsan başka konu hakkında da konuşabileceğimizi pek sanmıyordum. Devam etti "Araya uzun yıllar girdiğinin farkındayız."

Tekrar konusmaya başladığında ona baksamda arada masadaki yaya da bakıyordum.

"Senin bize mesafeli yaklaşmanı da anlıyoruz. 3 yıldır neredeyse hiç konuşmadık ama emin ol hepimiz seni çok özledik." diyerek devam ettiri Taehyung hyung.

Uzun süredir bakıştığım yayın benim 3 yıl önce verdiğim yay olduğunu fark etmemle içimde hafif bi mutuluk dalgası yayıldı.

"İnan şirkette karşılaşıp yabancı gibi birbirimizle konuşmadan devam etmemiz bizi gerçekten çok rahatsız etdiyo." dedi tekrar. "Ama artık bazı şeyler değiştiği için seninle tekrar yüz yüze konuşmak istedik." dedi sözü devralan Seokjin hyung. "Biz tekrar seninle konuşup vakit geçirmek istiyoruz. Biz beraber büyüdük nerdeyse. Birbirimize destek olarak. Kendine baksana ilk tanıştığımızda küçücüktün şimdi ise liselisin. Demek istediğim lütfen bize bu kadar mesafeli davranma. Biz tekrar senin çevrende gerçek senle beraber olmak istiyoruz." Seokjin hyung sustuğunda oluşan sessizlikten konuşma sırasının bana geldiğini anlamışım.

.................................~~~☆~~~................................


Sanırım yazdığım en uzun bölüm^-^. Umarım beğenir ve oy verirsiniz. Medyada ki şarkıyı beliki biliyosunuzdur. Ben çok sevdim. Neyse umarım sıradaki bölümü merak ediyosunuzdur. By by*-*

Future is WE ~BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin