Gelen telefonla birlikte bana yönelen bakışlara bir açılama yapmam gerek gibi hissettim. "Sanırım molam bitti ha. Wootak-sshi giriş katta beni bekliyormuş yani ayrılmam lazım. Çok üzgünüm.". Ama sanki bekledikleri cevap bu değil gibiydi. Çok geçmeden Seokjin hyung bu düşüncemin doğru olduğunu gösterdi "Peki am Wootak-sshi kim? Yani tabi bilmemiz gerekmiyor ama seni bu kadar çabuk bir yere çağırması biraz garip.". Gerçekten zaman geçtikçe daha da meraklı olmuşlardı ama asıl merak ettiğim nasıl hepsi birden olmuştu Yoongi hyung bile!
"Wootak-sshi benim şirket tarafından atanan spor eğitmenim. Onunla en az dans eğitmenimle olduğu kadar zaman geçiriyorum. Ve o kadar resmi olmamamız gerekmediğini söyledi yani onunla konuşurken herhangi bir mevki belirtmiyorum." bu açıklama öncekine göre daha çok bekleneni karşılamış gibiydi.
"Sizi bu şekilde bıraktığım için özür dilerim." sandelyeden kalkarken ''Akşam tekrar görüşmek üzere.'' deyip selam verdim. ''Önemli değil bizim de aramız bitmek üzere yani beraber kalalım.'' sadelyesinden kalkarken söyledi Yoongi hyung. Gülümseyip kafamla onayladıktan sonra aklıma menajerimin söylediği şeyler geldi. ''Hyung üzgünüm ama ayrı ayrı gitsek daha iyi olur gibi o yüzden ben önden gidiyorum.'' tekrar selam verip seri adımlarla asansöre doğru ilerledim. Gerçekten onlarla daha fazla vakit geçirmek istiyorum ama ne onlar aynı durumda ne de ben. Umarım bu zorlukları üstesinden gelebiliriz.
Çok geçmeden giriş kata inip bana sinirlendiği yüzünden belli olan kişinin yanına gittim. Ben görüş alanına girdiğim andan itibaren söylenmeye başlamıştı. ''Gerçekten bu tembellikle işimiz zor. Azıcık azmet ama ya! Bu işin acelesi var biliyosun ve bu tür sıkı programlar aksaklık kabul etmez bunu da biliyosun.'' hızla sıraladığı cümleleri bitince savunma moduna geçmem gerektiğini anladım. ''Bu kadar endişelenmene gerek yok sadece-'' lobideki saate bakıp ''- 5dk geç kalmışım. Eminim bu kimseyi öldürmez.'' deyip güldüm. O ise gözlerini devirmekle yetinmişti.''İyi iyi daha fazla konuşarak vakit kaybetmeyelim hadi çabuk!'' cümlesinin orralarında beni ittirmeye başlamıştı bile. Gerçekten bu telaşa ne neden oluyo merak ediyodum.
Spor salonunda geçen 3 saatten sonra gayet cömert bi aram vardı. Cömertten kastım 2 saat ama öyle iyi geliydu ki sanki 10 saat gibi hissettiriyodu! O güzel aradan sonra kayıt için stüdyoya gitmiştim. Belli bir süreden sonra dans dersinden sonra verilen arayı benimle geçirmek için unnilerim gelmişti studyoya. Tabi bunda az sonra bizim beraber kayıt yapmacak olmamız da etkili olabilirdi ama benim için daha çok ilk seçenek geçerliydi.
Kayıtlar bittikten sonra akşamki Vlive için yurda gelmiştik. Tabi yayında ne giyeceğimizin kararı bize ait olamıyodu. Gerçi Misun unnie bundan pek şikayetçi değildi ve Yunhe unnie de bu tür şeyleri pek önemsemezdi. Daha önceki dans kayıtlarımda istediğimi ben seçerdim marka kısmı varsa da bantlardık. Ama tabi şuan bu duruma alışmak mecburiyetinde kalıyodum.
Odamda hazırlanmış kıyafetleri giyip geldiğimde oturmuş gülerek birşeyler konuşan unnielerimi görüp koltuģun arkasından ortalarına atladım.''Ya! Size bensiz derin muhabbetlere girmeyin demedim mi? Burda 3.kişi muammelesi görüyorum resmen!'' dedim azıcık acitasyon yaparak. ''Hahahaa şu duruşa bak görende sanki ihmal ettiğimiz bi çocuğumuz var sanır. Bazen nasıl böle çocuklaşıyosun merak ediyorum. Ah insanlar da bu hallerini bi görebilse.'' Misun unnie de Yunhe unnieyi destekleyerek. ''Onun bu ihmal edilmiş çocuk triplerini bi tek bizim çevremiz görebiliyo. Hele basın açıklamsındaki hali kameramanı gözleriyle buza çevirmeye çalışıyo gibiydi.'' dedi gülmeye devam ederken.
''Ya! Bu şansa sahip olduğunuz için mutlu olmalısınız. Hadi kalkın da artık diğer yurda gidelim.'' hareketlenirken söylediğim sözlere ben bile gülüyordum e haliyle arkamdan gelen ikilide bana eşlik ediyodu.
..............................~~~~☆~~~~...............................
Comeback time! Yine ben ve uzun aralarım. Neyse burayı uzatmicam. Umarım bölümü beğenirsiniz ve lütfen oy ve yorum atın*-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Future is WE ~BTS
Fanfiction"Umut dolu yarınlar var ve biz hepimiz berabersek olucak."dedi. Gülümserken.