1.Bölüm

366 9 16
                                    

Oğuzhan

Yarın çok yoğun bir iş tenpom olucağı için bugün erkenden yatmalıydım fakat arkadaşlarım gece'nin bir yarısına kadar gürültülü bir şekilde oyun oynadıkları için bir türlü uyuyamadım. Bende aşağı yanlarına gittim.

Eser; Kardeşim uyku mu tutmadı?

Oğuzhan: Hee uyku tutmadı o yüzden geldim.

İbrahim: İyi bari bende bizim yüzümüzden uyuyamadın sandım oh icim rahatladı.

Oğuzhan: Abicim siz kafayı mı yediniz. Saat gecenin 4'ü 4'ü yatsanıza artık.

Eser: Yediniz dedin ya benim yine karnım acıktı. Makarna yapsana be sen çok güzel yapıyosun.

İbrahim: Evet evet yap ama önce bizim aşağıdaki büfeden makarna alman lazım.

Oğuzhan: Onuda ben almaya gidiyim siz böyle oturun.

Üstümü değiştirip aşağıdaki büfeye gittim. Makarnaları aldıktan sonra kasaya gittim ve parasını ödeyip büfeden çıktım. Kapıdan çıkınca birisi ile çarpıştım kafamı kaldırdığımda rol arkadaşlığı yapıcağım Yağmur'u gördüm.

Oğuzhan: Yağmur ne işin var senin burda.

Yağmur: Bu sokağa yeni taşndım evde hiçbirşey yoktu bende buraya geldim.

Oğuzhan: Hadi ya nereye taşındın benim de evim burada.

Yağmur: Şuraya.

Eli ile gösterdigi yere baktım benim oturduğum evin tam karşısındaki eve taşınmış.

Oğuzhan: Hadi canım bende tam karşısındaki evde oturuyorum. Komşu olduk desene.

Yağmur: Evet ya çok güzel oldu.

Yağmur aldıktan sonra birlikte evlerimize doğru yürümeye başladık evlerimiz çok yakın olduğu için hemen geldik.

Yağmur: Evin ışıklarını açık unutmuşsun sanırım.

Oğuzhan:  A yok Eser ve İbrahim var bugün bende kalıcaklar.

Yağmur: Ne güzel yanında arkadaşların var.

Oğuzhan: Şey... Sabah kahvaltıya bize gelsene birlikte kahvaltı yaparız.

Yağmur: Olabilir aslında ben sabah gelirim.

Oğuzhan: Tamam o zaman sabah görüşürüz.

Yağmur: Görüşürüz.

Yağmur ile vedalaşıp eve giderken yüzümde gereksiz bir sırıtma vardı. Kendimi hemen topladım ve eve girdim.

Eser: Ooo hiç gelmeseydin kardeşim açlıktan öldük burda.

Oğuzhan: Tam kapıdan çıktım derken Yağmur'u gördüm biraz konuştuk. Sabah kahvaltıya gelicek.

İbrahim: Tamam tamam hadi yap artık şu makarnayı.

Hiçbir cevap vermeden mutfağa gittim kettle'a su koyup beklemeye ve düşünmeye başladım. Sanırım şu anda Yağmur'u düşünüyorum. Niye böyle oldu lan. Makarna'yı yapmam 10 dakika idi. Hemen yanlarına gittim.

Eser: Valla eline sağlık kardeşim çok güzel olmuş.

Oğuzhan: Hazır olunca her yemek güzeldir abicim.

Eser: Biz yapsaydık da zehirlense miydik.

Yağmur

Oğuzhan ile vedalaşıp evime girdim. Sanırım yemek yapmaya üşeniyorum bu yüzden üstümü değiştirip uyumaya karar verdim.

Sabah erkenden kalktım ve ayılmak için  banyoya girdim çıktığımda zaman yaklaşıyordu bende giyinmeye gittim. Beyaz bluz siyah pantalonumu giydim ve bileğimede bandana mı bağladım. Saat'e baktığımda geç kaldığımı gördüm. Nasıl bu kadar geç kalabildim. Hemen çantamı aldım ve koşarak evden çıktım. Bahçe kapısından bir hışımla çıktığım için sağıma soluma bakmadım. Kapıdan çıktığım gibi korna sesi ile birlikte vücudumda acı hissetmem bir oldu.

Oğuzhan

Sabah kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp güzel bir masa hazırlamak için mutfağa indim. Omlet, patates kızartması, salam, sosis... masayı hazırladıktan sonra salonda uyumak zorunda kalan Eser ve İbrahim'i uyandırmak için salona geçtim.

Oğuzhan: Hadi oğlum kalksanıza ya Yağmur gelecek.

Eser: Oğlum sende sabahın köründe çağırmasaydın kızı.

Oğuzhan: Abicim bi saatine bakar mısın?

Eser: Sabahın 6'sı.

Oğuzhan: Ters bakıyosun ters.

Eser: Hee.

Oğuzhan: Hee kalkhadi kalk.

Eser uykulu bir şekilde kanepeden kalkmaya çalıştı. Kalkarken dışarıdan korna sesi ile fren sesi geldi. İkimizde şaşkınlıkla birbirimize bakarken aynı anda pencereden baktık ve kalabalığın olduğunu gördük. Dışarıya giderken İbrahimin uyandığını gördüm.

İbrahim: Ne oldu yaa.

Oğuzhan: Kaza oldu.

Hemen dışarı çıktık kalabalık olmayan bir sokak olduğu için pek kalabalık değildi. Gördüğüm görüntü ile şoka girdim. Yerde yatan Yağmur'u görünce koşarak yanına gittik.

Oğuzhan: Ne oldu burada!

Sürücü: Ben birşey yapmadım önüme atladı.

İbrahim çoktan arabası ile gelmişti. Yağmur'u kucaklayıp arabaya doğru gittim Eser hemen kapıyı açtı. Eser öne ben arkaya geçtim. Yağmur'un kafasını dizime koyduğumda kaşının yarıldığını ve başının şiştiğini gördüm. Eserden peçete isteyip kanayan kaşına koydum. En yakın hastaneye gelmiştik. İbrahim arabayı durdurdu ve hastanenin aciline doğru koştu daha sonra yanında 1 doktor 2 hemşire ile geldi. Hemşirelerden bir tanesi boyunluk taktıktan sonra Yağmur'u sedyeye aldılar ve hemen kırmızı odaya aldılar.


Bir aşk meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin