17.Bölüm

92 6 0
                                    

Oğuzhan

Burnuma gelen o güzel koku ile gözlerimi açtım. Yağmur'un kokusunu hiçbir kokuya değişmezdim. Yağmur'un saçını okşadım, kokusunu içime çektim.

Birden kapı çaldı ve ufak bir şekilde sıçradım. Yağmur'u kontol ettim ve başını alıp yastığa koydum ve üstünü örttüm.

Kapıya gidesiye kadar Eser ve İbrahim'in geldiğini düşündüğüm icin kızgın bir şekilde kapıyı açtım.

Oğuzhan: Ne var ya!

Kapıyı açtığımda karşımda olan kişiyi görünce çok şaşırdım. Eski sevgilim Zeynep.

Zeynep: Oğuzhan

Oğuzhan: Zeynep? Ne işin var senin burada?

Zeynep: Konuşmamız lazım.

Oğuzhan: Ne hakkında?

Zeynep: Beni aldattığın kız hakkında. Yağmur

Oğuzhan: Ne saçmalıyorsun sen seni aldatmadım. Yağmur ile sevgili olduğumuzda seninle ayrılmıştık.

Zeynep: Benimle ayrılmandan kısa bir süre sonra bu kız ile sevgili oldun benimle birlikteyken onu seviyordun o zaman.

Oğuzhan: Öyle birşey yok. Onu seninle ayrıldıktan sonra tanıştık.

Zeynep: Beni çok kolay unutmuşsun.

Oğuzhan: Beni bu kadar zaman içinde tanımışsındır. Beni mutsuz eden şeyleri hayatımda istemem ve beni mutsuz eden sendin.

Zeynep: Tamam pişmanım geri geldim affet beni.

Oğuzhan: Sen benden ayrıldın beni ne kadar mahfettini bilemezsin. Kalbimi bu kadar kırıp geri gelmen çok saçma. Sana sürekli şunu derdim 'hayatta verdiğin kararlardan asla pişman olma' hatırladın mı?

Zeynep: Hatırladım.

Oğuzhan: Ayrıldığımız zaman sen bana ayrılmak istiyorum dediğin zaman sana bunu yine dedim ve sen bana cevap vermeden arkanı dönüp gittin. Şimdi verdiğin karardan pişman oldum diyorsun. Kusura bakma ben seni unuttum ve bundan pişman değilim. Hoşçakal.

Zeynep: Oğu-

Kapıyı kapattım ve duvara yaslanıp gözümü kapattım. Derin bir nefes alıp gözümü açtım. Salon kapısına yaslanıp Yağmur'u izlemeye başladım.

İbrahim

Eser ve Berfu ile kahvaltı yaptık.

Eser: Oh! eline sağlık Nurdan çok güzel olmuş.

Berfu: Aynen.

Nurdan: Afiyet olsun.

İbrahim: Sen olmasaydın aç kalırdık iyiki varsın birtanem.

Nurdan: Sende.

Eser: Çıkalım mı biz?

Berfu: Aynen çıkabiliriz.

İbrahim: Gitseniz iyi olur aslında.

Nurdan: İboo!

İbrahim: Şaka yapıyorum be.

Eser: Alınıyoruz ama İbo.

İbrahim: Neye alındınız? Hadi Berfu'yu anlarım ama sen ya beni evden kovan sen değil miydin?

Eser: Evden kovdum da gittin mi peki!

İbrahim: Yoo yüzsüzüm oğlum ben.

Eser: Kabul ediyorsun yani.

İbrahim: Evet. Hadi ya kalkalım Oğuz'un yanına gidelim belki Yağmur da oradadır.

Eser: Hehe.

Berfu: Eser! Üstlerine gitmeyin be utanıyorlar işte.

Nurdan: Evet kız her seferinde kızarıyor.

İbrahim: Biliyoruz bizde o yüzden yapıyoruz zaten.

Nurdan: Nasıl?

Eser: Oğuz istedi.

Berfu: Oğuz mu?

Eser: Evet konuşurken söyledi kızarınca çok tatlı olduğunu söyledi. Hatta biz yapınca bilerek kızdığını söyledi Yağmur anlamasın diye. Sinirlenmiyor ki aslında içinden göbek atıyor.

İbrahim: Evet bizde o yüzden yapıyoruz.

Nurdan: Heee. Kız Berfu bizde mi yapsak?

Berfu: Olur eğleniriz hem.

Nurdan: Ay tamam o zaman biz de varız. Hadi gidelim.

Masayı topladık ve evden çıktık.

Oğuzhan

Yağmur'un yanına gittim koltuğun önüne gelince çömeldim. Yüzünü kapatan saçlarını çektim. Yüzüne yavaşça yaklaşıp dudağına hafifçe bir öpücük kondurdum. Kulağına yaklaşıp "seni seviyorum" dedim. Daha sonra mutfağa geçtim. Kahvaltı hazırlamak istiyorum ama ya Yağmur'u zehirlersem. Zehirlemem ya. Kendi kendime konuşmaya başladım.

"Şimdi bir bakalıım. Dolapta hazır patates var onu yapıyım, ee salata başka ne yapabilirim...heh menemen sonuçta programda yapmıştık ve en çok benimki beğenilmişti. Tamam bir de zeytin peynir falan çıkartırsam olur."

İlk olarak patates ile başlamak istedim. Paket'in arkasında yazanları yapmaya başladım. Yağı koydum ve kızarmasını bekledim. Patatesleri içine attıktan sonra dolaptan aldığım domates ve yumurtayı musluğun yanına ilettim. Domatesleri yıkarken önümdeki camdan Eserlerin geldiğini gördüm. Zile basmamaları için kapıya koştum. Kapıyı açtığımda İbrahim'in eli zildeydi.

İbrahim: Noluyor lan.

Oğuzhan: Off zile basma diye canım çıktı.

İbrahim: Niye?

Oğuzhan: Yağmur içerde uyuyor.

Eser: Ooo! biz gidelim o zaman.

Oğuzhan: Eser niye bağırıyorsun ya.

Eser: anaa unuttum.

Oğuzhan: 2 saniye önce söylediğim seyi nasıl unuttun? Hoşgeldiz kızlar.

Nurdan/Berfu: Hoşbulduk.

Oğuzhan: Gelin geçin.

Kızlar mutfağı bize bırak dedikleri için bizde sessizce salondan bahçeye geçtik. Bahçedeki masaya oturduk ve söze başladım.

Oğuzhan: Zeynep geldi.

Eser: Ne! nasıl?

Oğuzhan: Pişman olduğunu söyledi barışmak istiyormuş.

İbrahim: Sen ne dedin.

Oğuzhan: Sence.

Eser: İyi yapmışsın.

Konuşma devam ettik. Yağmur uyanınca kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra herkes dağıldı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın❤❤













Bir aşk meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin