Aslında yeni bölümü şimdi atmayacaktım ama sizleri bekletmek istemedim. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksiz etmeyiin. Yeni bölüm en erken pazartesi ya da salı günü sizlerle.
***
"Cihan, beşi ne yaptın?"
"Ya da üçü?"
"İkinci soru 44 mü?"
Bir yandan matematik sınavıyla cebelleşirken diğer yandan da Burak'la cebelleşiyordum. "Lan sus, hoca duyacak şimdi." dediğimde Burak kopya çekmeye çalışmaktan vazgeçmiyordu. Bende çözemiyordum ki, Burak'a kopya vereyim."Oğlum, bilmiyorum lan." dediğimde sadece Burak'ın duyduğunu sanmıştım ama bütün sınıftaki gözleri bana dönmüştü. Zaten sınavda nefes alsak öldürecekmiş gibi bakıyorlardı bunlar.
"Neyi bilmiyorsun Cihan?" diyen Ömer Hoca'yla göz göze geldiğimde sıçtığımı hissettim. Ağır sıçtığımı...
"Çalışamadım hocamda. Kendi kendime konuşuyordum. Konuyu bilmyorum."
Harika oyunculukla söylediğim bu cümle karşısında Ömer hoca kısa bir bakış atıp yeniden başka yöne döndüğünde Burak'ın dizine uzanıp tekme attım ama gerizekalının bağıracağını hesaba katmamıştım tabii. Hocanın gözleri yine ikimizi bulduğunda Burak ayağa kalkıp hocaya kağıdını uzattı." Hocam haklısınız. Sevgili arkadaşlarımın dikkatini dağıtmadan ben çıkayım en iyisi." Sınıftan gülme sesleri gelince hoca sinirle Burak'ın kağıdını aldı ve benim kağıdıma da uzandı. Ben ayağa kalkıp Burak'ın peşinden giderken hoca da arkamızdan söyleniyordu. "Hiç bir zaman adam olmayacaksınız, değil mi?"Bir ayağa vurmakla adam olunmuyorsa, evet adam olmayacaktık. Zaten kağıdım boş olduğundan önemsemeyerek Burak'ın yanına gittim. Acaba ne zaman sınav kağıdımızı dolu verecektik hocaya?
"Bu sınavdan da kendi özgür irademle atıldım." Kolunu omzuma atıp sırtını duvara yasladı. "En azından gururum incinmedi."
"Lan belki uslu dursan bir iki soru yapardım gerizekalı." dediğimde hemen kafasını iki yana salladı.
"Olmaz öyle şey. Beni yalnız bırakamazsın. Beraber kalıcaz matematik dersinde."
Elimde olmadan güldüğümde karşımda bize doğru gelmekte olan Kemal'i fark ettim. "Ulan" diye bağırdı yanımıza geldiğinde. "Şu bebeksi yüzü kim sınavdan atabilir ki?"
Henüz bilmiyordu ki, Kemal'i sınavdan atmayan hoca kalmamıştı. Demek ki bebeksi bir suratı olması hiç bir işe yaramıyordu. "Yine ne bok yedin, gerizekalı." dedi hemen yan sınıftan çıkan Murat. Kemal ona onaylamaz bir bakış atıp omzunu silkti.
"Ne yapabilirim ki ya? Sadece yan sınıftaki çocuğa telefon numaramı zorla verip sınavda bana cevapları mesaj atacağını söyledim. Tam her şey mükemmel gidiyordu ki bildirim sesim duyuldu sınıfta. Hoca da bunu duyunca çocuk öttü hemen onu tehdit ettiğimi." Kafasını yana eğip konuşmaya devam etti. "O çocuğu atması gerekirdi sınıftan, beni değil."
Hepimiz gülerek kafa salladık Kemal'e. 'Hayır, haksızsın' desek küsüp giderdi çünkü. "Bu arada Dilay'ı gördünüz mü?" diye sordu Kemal."Ben en iyisi onu bulayım bir. Konuşacaktık biz." Cevabımızı beklemeden yanımızdan ayrıldığında Murat'ta İrem'in yanına gitme bahanesiyle Kemal'in peşine takıldı.
"Kanka şu kıza baksana, kaküllü olana."
Burak'ın dediği kıza baktığımda kafamı iki yana salladım." O kızın sana bakmaz." dedim. Ardından aklıma bir şey gelmiş gibi kafamı Burak'a çevirdim. "Ulan sana kimse bakmaz." Aslında o kızın Burak'a bakma ihtimali çok yüksekti. Çünkü Burak konuştuğu her kıza ne yapıp edip kendini sevdirirdi. Benim Burak'ı onaylamama sebebim onu sinir etmekti. Bana göz devirmeye çalıştığında gülümsedim. Çünkü asla göz devirmeyi beceremezdi. " Ne bakıyorsun lan kıza öyle, içine düşücen şimdi."
"Yok kanka ne bakması sadece röntgenliyorum" dediğinde dayanamayıp sesli bir kahkaha attım. "Gidip konuşucam ben bu kızla. Bak yalnız oturuyor." Koşarak kızın yanına gittiğinde bitmiş tuvalet kağıdı gibi hissettmiştim kendimi ama tam o sırada telefonuma bildirim sesi geldi.
0530**: Bak artık mesajlarıma, lütfen.
0530**: Dün olanları biliyorum.
0530**: Üzme kendini değersiz insanlar için lütfen.
0530**: Sen beni tanımasan da ben seni tanıyorum ve her zaman yanındayım Cihan.
0530**: Dün geceden beri sana ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordum.
0530**: Bir anda neden bana böyle davranmaya başladın.
Okuduğum mesajlar karşısında elimde olmadan sinirlendim. Dün olanları nereden öğrendi bilmiyordum ama şuan tanımadığım birinin yanımda olmasını istediğimi sanmıyordum.
Cihan: Bu iş sence de can sıkıcı olmaya başlamadı mı?
Cihan: Bir kaç gündür seninle adam akıllı konuşuyordum ama fark ettim ki konuşmamızın ne sana ne bana faydası var
Cihan: Madem amacın seni sevmem değilse ne kızım senin amacın?
Cihan: İstediğin sana saygı duymamdı değil mi?
Cihan: İstediğin saygıysa duyuyorum ulan saygı
Cihan: Ama benden daha bir şey bekleme
Cihan: Tamam karşıma çıkamıyorsun, tamam benimle konuşmak istiyorsun, seviyorsun beni
Cihan: Tanımadığım biriyle daha ne kadar konuşmak istediğimi bilmiyorum
Cihan: Konuşmayalım.
***
Mizahlı başlayan bir bölümün sonunu böyle getirmek...
Cihan'a acayip sinir oldum, kitaptan atıcam o olucak valla
Neyse aşkolar kitap hakkında önerileriniz veya bir fikriniz varsa bu satıra bırakabilirsiniz.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çocukluğum|texting
Short Story*27.04.2020* 0530**: Birlikte geçirmedik çocukluğumuzu. 0530**: Ama çocukluğum oldun. 0530**: Sigaramın dumanını hep senin için çektim içime ben. 0530**: Yanıyorum sevgilim. 0530**: Canım acıyor. 0530**: Ama hiç bir acıyı bu kadar sevmemiştim daha ö...