Büyüyen Cinayetler

203 9 0
                                    

Ertesi sabah Serkan titreyerek yatağından fırladı kabus görmüştü. Hemen duş aldı ve bilgisayarına girdi. Mailini kontrol etti siber güvenlik biriminden bir mesaj gelmişti. Ona mail atan bilgisayarı bulduklarını fakat bilgisayara erişim olmadığı yanıtını okuyunca hayal kırıklığı ve birazda tedirginlik hissetmeye başladı. Büşrayı arayıp dünki numara hakkında bilgi almaya kara verdi.

Serkan:

-Büşra dünki numaradan birşey çıktı mı?

Büşra:

-Başkomiserim alındığı bayiyi bulduk fakat bayi başkasına devredilmişti. Dedi.

Serkan:

-Devredilen kişiyle görüşmeliyim konumu at ve sende orda ol.

Serkan üstünü giyindi ve hızlıca arabasına ilerledi. Konuma göre bayiye ulaştı. Büşra da orada kendisini bekliyordu.

Serkan:

-Adam hangisi?

Büşra:

-Şu.. Diyerek işaret etti.

Serkan hızlı adımlarla içeri daldı ve adamın karşısına dikildi.

Serkan:

-Adınız ne?

Bayi sahibi:

-Latif komiserim.

Serkan:

-Latif fazla uzatmayacağım bu bayiliği devir aldığın adamın adı ne.

Lafit:

-Başkomiserim soner diye bir adamdı genç bir adam.

Serkan:

-Peki bu soner, nerde adresi falan var mı sende?

Latif:

-tabi komiserim. Dedi.

Adresi Serkan'a verdi. Serkan Büşra ile konuşup adresi gösterdi ve yola çıktılar.

   Soner'in evine ulaştılar. Soner'in evinden yüksek seste bir müzik daha kapıya yaklaşmadan rahatca duyulabiliyordu. Serkan yinede şansını deneyip zile bastı. Birkaç defa zile basmayı tekrarladı fakat ne müziği kapatan nede kapıyı açan vardı. Cama tırmanmaya karar verdi Büşraya aşşağıda kalmasını söyledi ve demir parmaklıklardan tırmanmaya başladı. En sonunda cama ulaştı içeri baktı fakat oda da hiçbirşey gözüküyordu. En sonunda camı kırıp içeriye girme kararı aldı. Camı kırdı ve içeriye girdi. İçeriyi saran çok kötü bir koku vardı yoğun ve ağır bir koku.  İlk oda da hiçbirşey yoktu müziğin geldiği yeri arıyordu. Müziğin çaldığı odayı tespit etti içeri girmek istedi fakat kapı kilitliydi. Daha sonra kapıyı kırmak için zorladı. En sonunda birkaç tekme ve omuz darbesinden sonra kapıyı kırmayı başardı ve nihayet içeri girdi. İçeri girdiğinde gördüğü manzara karşısında şok oldu adeta. Oda da genç bir adamın boynundan asılaral tüm iç organlarının yere serilmiş olduğunu gördü. İçi bir tuhaf olmuş şekilde arkasını döndü koku ve gördüğü manzara pekte iç açıcı değildi. Kapıyı açıp Büşranın yanına gitti ve ekip çağırmasını söyledi. Büşra anons geçti. Daha sonra odaya tekrar ilerledi. Odayı bira incelemek istiyordu ama koku çok yoğundu buna rağmen incelemeye koyuldu. Oda da birkaç belge vardı. Bunlar bayiliğin devir makbuzları idi. Bu adam Soner olmalı diye geçirdi aklından. Peki ya neden, neden onu öldürdüler? Varlıklı biri de değildi. Çok zaman geçmeden kendince bunun cevabını bulmuştu aslında. Soner sanırım Cinayet zanlılarından birini görmüş olmalı ki onu öldürmeyi seçmişlerdi. Evet birini sonsuza dek Susturmanın en güzel yolu bu olsa gerekti. Serkan biraz daha evi gezdi inceledi. Peki ya müzik, neden bu kadar yüksek seste açılmıştı? Aslında bu soru da ona çok zor gelmedi. Onu diriyken kesmişlerdi işkenceli bir ölüm olmuştu onun için. Bu yüzden çevrede seslerinin duyulmaması için yüksek seste klasik müzik açılmıştı. Eğer bu seste öldürmeyi seçmişler ise gece yapılmış bir olay değildi bu. Gece yapılacak olsa rahatsız olan insanlar gelebilir diye düşünmüşlerdir dedi içinden kendince. Yani? Güpegündüz cinayet işleyen cesur ve bir o kadar da midesiz katillerdi bunlar. Serkan birkez daha nasıl bir teşkilatın içine düştüğünü düşünüp ürkmeye başlamıştı.

      Ekipler geldi ve olay yeri inceleme ekipleri cesedi ve çevreyi fotoğraflayıp imcelemeye koyuldular. Büşra Serkan'a dönüp:

-Başkomiserim, ipucu bulabildiniz mi?dedi.

Serkan:

-Maalesef Büşra henüz bizi katillere ulaştıracak bir ipucu bulamadım. Fakat bu cinayet sabah saatlerinde işlenmiş. Müzik sesinden anladığım kadarıyla.

Büşra:

-Ee.. Başkomiserim gündüz de rahatsız olabilirdi insanlar. Neden gündüz kimse şikayeti olmadı?

Serkan bunun ardından:

-Çevre evlerle görüşelim, bakalım.

Büşra ile ikiye ayrılıp evleri sorgulamaya başladılar. Serkan olay mahalindeki en yakın eve yönelmişti. Kaşıyı çaldı fakat açan olmadı. Tekrar tekrar çaldı. Kimse yoktu ve içine istemeden de olsa bir kuşku düşmüştü. Kapıyı kırmaya yöneldi. Tam bu sırada arkasından genç bir kadın sesi duydu:

-Buyrun.

Serkan:

-Merhaba hanımefendi, bu evin sahibini tanıyor musunuz?

Kadın:

-Evet, annem ve babamın evi ben onlardan ayrı yaşıyorum bu yüzden ziyarete geldim.

Serkan kimliğini göstererek:

-Ben Başkomiser Serkan Yıldırım yan evde işlenen bir cinayet hakkında ailenizle görüşmem gerek. Dedi.

Kadın tedirgin olmuşa benziyordu ve ürkek bir ses tonuyla:

-C..Cinayet mi? Dedi

Serkan:

-Merka etmeyin sadece ailenizle konuşmam gerke faka kapıyı açmıyorlar. Dedi.

Kadın çantasına yönelip anahtar çıkarttı kapıya taktı ve çevirdi. Kapı açıldı ve açılır açılmaz aynı müziğin kısık bir sesle burada da çaldığını duydu. Serkan anladı ve hemen kadını dışarı çıkartıp o çağırana kadar içeri girmemesini tembihledi. Kafasından geçen şeyin olmadığını umarak evde gezindi. Ve yatak odasına girdiğinde yaşlı çiftin yataklarında birçok kez vurularak kanşar içinde yattığını gördü. Eli titriyor ve içini yoğun bir ürperti kaplıyordu.
    
       Genç kadını oradan uzaklaştırdı, ekiplerin geldiğini gören genç kadın ister istemez Serkan'a sorular sormaya başladı. Ve Serkan herşeyi ona anlattı. Genç kadın birden Serkan'a sarıldı ve göz yaşlarını tutamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Daha sonra kısa bir baygınlığın ardından kadını eve bırakması konusunda ekiplere talimat verdi. Bu sırada hala ne olduğuna anlam veremiyor ve olanların şokunu bir türlü atlatamıyordu. Olay yerindeki birçok şeyi defterine kayıt etti. Ve cesetlerin otopsi sonucunu görmek için yarını beklemeliydi. Bu sürede hala olanları hazmetmeye çalışıyordu. Büşraya anlattı.

Büşra:

-Başkomiserim, bu adamlar resmen bizimle oyun oynuyor. Dedi.

Serkan:

-Birşey dikkatini çektimi? Katiller her cinayet mahallinde aynı müziği açıyorlar.
Beethoven-Moonlight Sonata.

Büşra:

-Evet Başkomiserim bende fark ettim.

Kısa bir sessizliğin ardından, Büşra elini Serkanın eline koyup hafif bir tebessüm ile:

-Çok yoruldunuz Başkomiserim isterseniz bugünlük ara verin.

Serkan:

-Haklısın öyle yapsam daha iyi olacak.

Serkan arabasına binmek için ilerledi bu sırada Büşrayı görüp kendini daha fazla tutamadı ve :

-Bana gelmek ister misin? Kahve falan içeriz bugünü konuşuruz. Dedi.

Büşra:

-Bunu çok isterim fakat 'sevgilim' ile buluşacağım Başkomiserim. Dedi.

Serkan bi an afalladı vücudu buz kesti hafif bir utançla:

-Peki. Diyebildi.

Dinlenmek üzere dairesine doğru yola koyuldu...



KATLİAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin