seksüel bir problem

6K 346 673
                                    

"Hasiktir." Johnny arkadaşının anlattığı hikayeye ağız dolusu bir küfür savurdu. "Dostum, bu berbat! Evliliğin bile yıkılabilir, benden söylemesi."

Jaehyun bir önündeki tepsiye bir arkadaşına bakıyor, arada bir gözlerini kaçırıyordu. Kendini nasıl ifade edeceğini düşünüyor; çok utanıyor ve kulakları kızarıyordu.

"B-Biliyorum, tamam mı? Ben de bu yüzden sana anlattım. Jungwoo'yu seviyorum ama evde beni durmadan o şeyi... O şeyi yapmak için s-sıkıştırıyor. Gerçeği duysa benden nefret eder."

Jaehyun'un sesi çok umutsuz çıkmış, Johnny ise yakın arkadaşının moralini yükseltmek için omzunu patlatmamıştı. "Sıkıntı etme, bir çözüm buluruz eminim."

Gerçi arkadaşı da onunla aynı durumdaydı. Aklına hiçbir çözüm gelmiyor, düşündükçe düşünüyordu. Bu ciddiyeti büyük olan bir problemdi, özellikle ilişki içerisinde olan birisi için.

Jaehyun Jungwoo'ya iki ay önce evlenme teklifi etmiş, şu an nişanlılardı.

Fakat Jaehyun onunla hiç nişanlı gibi hissetmiyordu; aksine evli gibilerdi. Jungwoo her gün Jaehyun'un evinde kalıyor, her dakika onu seyrediyordu. Ona yapışmış gibiydi adeta. Jaehyun'un kendisi için yeterli boş zaman ayırmasına engel oluyordu. Jaehyun her ne kadar nişanlısını çok sevse de yalnız kalmak için de zaman ayırmak istiyordu. Bazen resim çizmek, annesinden kalma piyanosunu çalmak, kendi kendine müzik dinlemek istiyordu; ama Jungwoo evinde kalıyorken bunları yapması hiç ama hiç mümkün değildi.

Jaehyun bu duruma hiçbir şey diyemiyor aksine ona istediği ilgi gösteriyordu. Birkaç aydır en azından onu idare etmeye çalışıyordu. Fakat dünkü yaşananlar idaresi dışında gerçekleşmişti.

Jungwoo'nun cinsel isteği yükselmiş bir vaziyetteydi. Jaehyun bunu dün çok iyi anlamıştı.

Öte yandan Jaehyun'un onu istemediği gibi bir durum da yoktu, nişanlısını istiyordu. En azından istediğini düşünüyordu; ama önüne çıkan seksüel problem bu ilişkiye engel olmuştu işte. Jaehyun hatırladığı şeylerle sıkıntılı bir nefes vermiş saçlarını sıkıntıyla arkaya taramıştı.

"Sanırım eve gidip biraz düşünmem gerekli..." iç çekti. "Yine de sağ ol John."











Jaehyun eve geleli iki saat olmuştu ve bu sorunu araştırmaya bile zaman bulamamıştı.

Babasının mailden attığı belgeler, yapılacak toplantılar, online meetingler, Jaehyun'un şirketle başı dertteydi. Babası ona sürekli iş yüklüyor ve şirketin başına geçmesi için baskı uyguluyordu. Jaehyun şirketin sorunlarından da yorulmaya başlamıştı. Eve geldiğinde hiç kendine vakit ayıramıyor ve sürekli iş halindeydi. Jaehyun iki aydır çok çekiyordu.

Kapı tıktıklamamış anında bir anahtar sesi duymuştu Jaehyun. Elindeki klasörü hemen kapatmış ve kendini kapıya doğru giderken bulmuştu.

Jungwoo'nun beni karşılamadın! Tribini atmasını istemiyordu.

Sarı düz saçlar görüş alanına girdiğinde elindeki bir sürü poşeti yere fırlatmış ve sevgilisinin kucağına atlamıştı.

Jaehyun gergince gülümsemiş kucağındaki nişanlısının yanağını öpmüştü. "Hoş geldin bugün neler aldın?"

"Çok merak ediyorsan poşetleri açıp bakabilirsin Jaehyun, gerçekten bu soruyu mu sordun?" Jungwoo gözlerini devirip sevgilisinin kucağından indi. "Ayrıca sana yanağımdan öpme dedim, dudak nedir bilmez misin sen?"

Jungwoo oflayarak içeri giderken Jaehyun orda dikilerek kalmıştı, biliyordu ki nişanlısının her zamanki hâli böyleydi.

Jaehyun boğazını temizlemiş ve masasında duran yığılmış klasörlere yönelmişti. "Ben biraz çalışacağım, akşam yemeğine eşlik ederim söz--"

doctor lee // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin