1

2.2K 113 29
                                    

"Hadi abi hadi plan yapın"

Edanın sesiyle kendine geldi Osman.
Baş ağrısı ve mide bulantısının sebebini dün gece içtiği biralarla açıklayabilirdi.Ama kalbinin ağrısının sebebini söyleyemezdi,olmazdı.
Düşüncelerine tekrar dalmışken bu seferde Kerem araya girdi.
"Osman abi aşık mı oldun konuya odaklan"
Koltukda kendini geriye yaslayıp gerindi.Artık bu plan umurunda değildi.Umurunda olan tek şey içindeki yangındı içindeki alev durmadan yanıp sönüyordu.Bakışların hala onun üstünde olduğunu fark edince hayali bi tokat patlattı yüzüne.Bir şey söylemeliydi kendini ele verecek hali yoktu.
"Bırakalım Tuncay ile evlensin"dedi.
Aklına gelen tek düşünceyi söylerken.

"Bırak abi ya olmaz işte hocanın İstanbul'da kalması lazım at o planı kafadan.Sinan gelsin başka plan yaparız"
Eda bunları söylerken elindeki bira kutusu ezip karşı koltuğa fırlatmıştı.
Ortama sessizlik hakimken beklenen soruyu Işık sordu.

"Sahi Sinan nerede?"

Kafasındaki şimşekler çakmaya başlarken üzerine kaynar su dökülmüş gibi hissetti.Neydi bu duygu genç adam bu duyguya yabancıydı adlandıramadığı bu histen rahatsız olup üstünden atmak istercesine yerinde kıpırdandı.

"Ne biliyim dün gördüm sadece yarın biz de toplanalım dedi"

Eda'nın umursamaz tavrıyla verdiği bu cevap karşısında Işık paniklerken Kerem sinirlenmişti.
"Ne güzel lan bizi çağır buraya dik kendin defol git"
"Kerem öyle deme belki önemli bir şey olmuştur"
Işık her zamanki gibi Sinan'ı koruma mekanizmasına geçmişti.

"Hoca giderse okuldan atılacağız daha ne bok olabilir."

Ortamın sessizliği sürerken Osman'ın adlandıramadığı duygu artmıştı.Tüm üstüne çullanmış gibi hissediyordu.
"Osman"
Kerem'in seslenmesiyle kafasını onun olduğu yere çevirdi.

"Sen dün gece bu herifle beraberdin değil mi?Söylemedi mi bi bok?"

"Yok,zaten ben sizden bir saat sonra falan eve döndüm."

Yalanının belli olmaması için kafasını yere eğip ensesini kaşıyor gibi yapmıştı.Kerem ve Işık anlamasa bile Eda zeki biriydi.O an yalan söylerken olan dudak titremesinden bile kızın anlayabileceğini düşünmüştü.Tedbiri elden bırakamazdı.
Sadece saatin çıkardığı ses duyulurken bu sese anahtar sesi eklendi.Elindeki poşetlerle Sinan girdi içeri.
İşte o an içindeki adlandıramadığı duydu başka bir şeye dönüştü.
Daha rahat bir hisse,üstüne soğuk bir dalga gelmiş ama sonra dingin denizde yüzmüş gibi.Üstünden geçen hırçın dalgayı unuttu,işte deniz o kadar güzeldi.

Sinan'ın boş bakışlarının ardından Kerem Sinan'ın üzerine yürümeye başladı.
"Nerdesin bok herif kök saldık burada."

Sinan dokunsalar yıkılacak haliyle elindeki poşeti kaldırdı.
"Sadece eczaneye gittim."
Salondaki tek boş yer olan Osman'ın yanına oturdu.
Osman'ın gözü elindeki poşete çarpınca açıklaması gerektiğini hissetti Sinan.
"Önemli bir şey değil."dedi gizlice genç adama fısıldarken.Gözleri parlarken sadece gülümsemekle yetindi Osman.
Yine kendi içindeki durgun denizdeydi.Ama bu sefer farklıydı yanında Sinan varken hem yanıp hem serinliyor gibiydi.Yüzüne vuran güneş yanma hissi verirken vücudunun bulunduğu su onu rahatlatıyordu.

Adlandıramadığı duygu üstünden tamamen gitmiş yerine bu hissi bırakmıştı.

Sen (OsmanxSinan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin