6

1K 73 16
                                    

Osman baskın yapar gibi girdi odasına. Yatağının üstüne yayılmış olan kızı fark etti.
"Nerede kaldın ya kök saldım burada."
Neye uğradığını anlamayan Osman kaldı öylece.
Ama kız durumu umursamamış adamı bileğinden tutup sürüklemişti bahçeye.
"Neden geldin?"
Sonunda kafasında düzgün bi cümle kurup sorabilmişti.
Eda ise onu umursamadan oturdu salıncağa kendi evi gibi rahattı.
Osman kızın konuşması için beklerken biraz daha yukarı çekti tişörtünün yakalarını.
"Boşuna uğraşma biliyorum."

Kaynar sular başından aşağı dökülürken tekrar tutuldu adamın dili. Belki başka bir şeyden bahsediyordur diye sordu merakla.
"Neyi biliyorsun?"

"Sinan ile seni. Osman anlamamazlıktan gelme artık."

Osman yüz ifadesini toplamaya çalışırken olayı tamamen açıklamak istedi kız.

"Dün Kerem'i gece dışarı çıkmak için ikna ettim. Sonra Sinan'ın evinin ordan geçerken bi kontrol ediyim onları diyip içeri girdim. Sesiniz bahçeden geliyordu oraya gittim. Gördüm işte oldu mu? Yogi bana havlayınca korkup kaçtım. Ne olduğunu anlatmadığım için Kerem ile kavga ettim. Genel özet bu."

Kızın ard arda kurduğu cümleler birer birer canlandı adamın kafasında.
"Merak etme kimseye söylemem. Bi eski dostuz."

Yerinden kalkıp uzaklaşırken Osman kolundan tutup çekti kızı.

"Biz eski dostmuyuz? Şöyle desene seni yarı yolda bıraktım. Çünkü senden iğrendim."

"Osman saçmalama."

"Ben mi saçmalıyorum söyle o zaman neden bitti her şey?"
Artık sakin konuşmayı bırakıp bağırmaya başlamıştı.
Konu Sinan ile olan ilişkisi olmaktan çıkmış eski defterlere bağlanmıştı. Artık gizliycek bi şey olmadığına göre tüm boşluklar dolmalıydı.

"O yüzden değildi" dedi kız sesi titrerken.
"Ben yanlış anlamışım beni seviyosun sanıyodum oldu mu? Çok alışmıştım beni sevdiğin fikrine. Ağır geldi birden ama ben seni hiç satmadım yine satmam."
Kafasını yere eğerken söylemişti tüm sözleri.
Haklıydı satmamıştı. Lisenin ilk yılı böyle değildi Osman'ın işleri kantin işlerini ayarlama çalışırken ve ya toplu bahis yaparken az dayak yememişti.
Her zaman arkasını toplamıştı Eda.
Yalanlarını hazılayıp her seferinde geçti adamın annesinin karşısına.

İşte asıl kızdığı buydu. İlk defa dostum diyebildiği biri olmuşken birden bire gitmişti. Sırf o erkeklerden hoşlanıyo diye.
Ama şimdi duyduğu gerçek serinletti adamın içini. Bu plana bile başta içinde Eda olduğu için girmek istememişti. Kızın hiç bi şey olmamış gibi davrandığını fark edince kabul etmişti.

Düşüncelerine dalmışken dolu gözleriyle ona bakan kızı fark etti.
"Özür dilerim."

Kendine çekip sarmaladı kızı.
Eda'yı odasında gördüğünden beri ne işi var burada diye düşünürken iyi ki geldi diye geçirdi içinden.

Kız geri çekildiğinde sigara uzattı kıza. Hızlıca alıp yakarken gülümseyerek teşekkür etti Eda.

"Neden dün gece oradaydın?"
Aklına geleni söze döküp soruyordu artık adam. Kendi sigarasını yakarken cevap vermesini bekledi kızın.

"Çünkü şüphelendiğim şeyler vardı."

"Ne gibi?"

"Sinan ile kaldığın inatla kalmadığını söylediğin gün fazla dalgındın. Sonraki gün Sinan senin kalmanı istedi. O yanında kimseyi istemez ama seni istedi. Ve Işık kalmak istediğini söylediğinde çıkıştın kıza. Bunun gibi bir sürü şey işte."

"Dedektif gibi çalışmışsın tebrikler."dedi gülerken.

"Peki ya Işık yani biliyorsun?"
Kafasındaki soruları atma sırası Eda'ya geçmişti.
Sigarasından uzun bi nefes çektikten sonra sadece kafasını salladı Osman.
Farkındaydı her şeyin. Işık Sinan'ı seviyordu bunu değiştiremezdi. Ama sırf bunun için kızdan nefret edemezdi. O iyi biriydi ve bu büyük haksızlık olurdu.
"Biliyorum ama elimden hiçbir şey gelmez."

Telefonun sesi böldü konuşmalarını.
"Kim arıyor?" Merakla atladı Eda.
Konuşmak yerine telefonu gösterdi kıza.
"Sevgilinmiş aç hadi aç ben yokmuşum gibi."
Sinan ile olan kısa konuşmasında eve geldim iyiyim tarzı kalsik cümleler söyledi Osman. Telefonu kapattığında tekrar döndü Eda'ya.

"Eskisi gibi."dedi kız yumruğunu uzatırken.

"Eskisi gibi." dedi adam yumrukları tokuşurken.

Annesinin Eda kızım yemeğe kalsaydı ısrarının ardından Eda'yı bırakmak için tekrar çıkmıştı dışarı. Sadece bir yıl süren arkadaşlıklarına rağmen hem annesi hem babası kızları gibi severdi Eda'yı. Osman'ın babası eve bırakmayı teklif ettiğinde mecbur kabul etti kız zaten gelirken çok zorlanmıştı aynı çileyi bi daha çekemezdi. Kızı bıraktıklarında Osman'ın susmak bilmeyen telefonu çaldı tekrar.
"Oğlum deminden beri çalıyo aç artık."
Ekrandaki Sinan yazısına kaçıncı kez baktığını bilmiyordu artık.
"Efendim."dediğinde karşıdan soluk veriş sesi duyuldu.
"İyi misin?"

"Evet iyiyim sen?"
Dikiz aynasından bakan babasına olumlu anlamda salladı başını.

"Gelebilir misin?"

"Ne için?"

"Galiba seni özledim."
Duyduğu söze inananamayan Osman yutkundu. Yine ne yapıcağını bilememişti oldu beyefendi biz size döneceğiz diye kapatmak geldi aklına sadece. Böyle saçma anlarda beyni pragmatik düşünmeyi bırakıp bambaşka çalışıyordu.
Telefonu adamın yüzüne kapatıp attı cebine.
"Ne olmuş?"diye sordu babası merakla.

"Geçen gün kaldığım arkadaşım var ya biraz kötüleşmiş ne yapıyım diye soruyodu kapandı telefon."

"Hay Allah bi türlü iyileşemedi o çocuk. Gerçi en son yanımda iyi demiştin sen. Senden sonra kötüleşti o zaman."
"Biliyorsun baba ben iyi bi hasta bakıcıyım."

"Hastayken çorba yaptın diye hasta bakıcı ilan ettin kendini. İstersen bırakıyım seni arkadaşına. Çok kötüyse doktora gideriz."

"Yok ben onun ilacını biliyorum."
Babası dikiz aynasından boş boş bakarken cümlesini toparladı Osman.

"Yani alması gereken ilaçlar var onları karıştırmıştır ondan kötüdür ayarlarım ben ilaçları."

Sinan'ın evini tarif ederken yolun kalanı sessizlikle devam etmişti. Üstünde günlerdir bi türlü çıkaramadığı gömleği çıkarıp tişört ile kaldı. Gömleği arabada bırakmayıp yanına almayı düşündü okula Sinan ile gidebilirdi böylece.
Arabadan indiğinden arkasından seslendi babası.
"Arada ara merak ediyoruz. Sinan oğluma selam söyle."

Babası arabayla uzaklaşırken çaldı evin kapısını.
Sinan kapıyı açtığından gülümsedi.
"Sen?"

"Özledim dedin geldim."dedi kollarını iki yana açarken elindeki gömleği attı yere.

"O rüya değil miydi? Ben biraz içtim aslında"

"Belli oluyor. Neden içtin bu kadar?

"Sen kapatınca gelmiyeceksin sandım sonra bi baktım mataram elimde."

Osman gülümseyip bi süre baktı oğlana. Onun yanındayken hep yaptığı gibi düşünmedi.
Dudaklarına yapışırken Sinan'ın sırtı yapıştı duvara.
Kafası yerine gelen Sinan karşılık verirken bir yandan adamın tişörtünü çıkarmaya çalışıyordu. Üstündekilerden kurtulmuşken savsak adımlarla çıktılar odaya.
Adamın sırtı bu sefer yatakla buluştuğunda güldü ikisi de. Sinan bi süre  öpücüklerini adamın köprücük kemiğine yönelttikten sonra tekrar döndüler öpüşmelerine.
Sigara ve alkol kokusuyla beraber bedenleri de karıştı geceye.

Sen (OsmanxSinan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin