Kurgunun sonundaki açıklamayı mutlaka es geçmeyin derim. Durduk yere o videoyu izlerken aklıma geldi vee...
"Başım büyük dertte Atushi-kun...""Hım, ne oldu Dazai-san, dünden beri durgun bir haliniz vardı?"
Sıkıla sıkıla nefes alıp veriyordu. Çünkü canı gerçekten sıkılmıştı. Ama bu sıkılma boşluktan dolayı değildi, Dazai'nin içinde büyük bir sıkıntı vardı. Keşke dedi. Başını iki yöne salladı. Ne değişirdi ki, 'kendimi tutamıyorum ' diye içinden geçiriyordu.
"Aah... Lanet olsun bana ve benim eğlenceye meyyili kafama."
"Hala anlamış değilim Dazai-san, anlatabilirmisiniz?"
Dazai'nin düşük surat ifadesinden oldukça endişelenmişti. İlk defa bunun komik bir yere varmayacağından emindi. Halbuki Dazai'yi duymuştu yine de bir umut onun için endişelenmeyi seçti. Dinlemekten kimseye zarar gelmezdi. Aklına gelir mi şüpheliydi.
Dazai ise olayın neresinden başlasa bilemedi. Kollarını kavuşturup omuzlarını dikledi ve gözlerini kapattı. Atushi bu manzaraya birçok kez aşinaydı, ancak yüzde ellisi bunu şakaya bağlıyor diğer ellisi ise görevlerdeki ciddiyeti idi. Derin bir nefes alıp verdi ve ellerini yumruk yapıp göğüs hizasına kaldırıp sabırsızlıkla Dazai'nin ağzından çıkacak kelimeleri bekledi.
"Bunun bir şaka olmasını isterdim Atushi-kun korkarım ki değil. En büyük korkularımdan biri gerçek olmak üzere ve ben onu durdurmak için birşey yapamıyorum."
Göz kapaklarını aralayıp oturduğu kanepenin hemen karşısındaki eski moda duvar saatine baktı.
"Ve zaman işlemeye devam ediyor, az kaldı. ''
Atushi halen hiçbir şey anlamadığını görünce, omuzlarını silkti.
" Peki aklınızdaki plan nedir. "
" Sanırsam... Onu öperken bir kadın dudaklarında zevki buluyormuşum gibi hissetmeliyim. "
Atushi'nın küçük çaplı şokuyla attığı çığlıkla Dazai huzursuz olmuştu. Hayır ona değil daha çok kendine, çünkü bu durumun içindeki kişi kendisiydi. Ve bağırması gereken de kendisiydi.
" En büyük düşmanını öpmem lazım, bu. "
" Hala bir şey anladığımı düşünmüyorum. Ama bir dakika bunu neden yapmak zorundasınız ki?"
Bir an için aklı Akutagawa'ya kayınca baştan aşağı irkildi Atushi, Dazai-san'ın yerinde olmam dehşet verici olmalıydı. Yine de Dazai-san istese bunu engelleyebilirdi ki. Dazai onu izliyordu, anlık irkilmesi ve yüzünü buruşturan Atushi'nin halini bile anlamıyordu. Elini havaya kaldırdı ve kendini savundu.
" Para için. "
" Ah?"
Atushi'nın bunu bir şaka olabileceğini düşünmüş olsa bile işte bunu geleceğini hiç tahmin edememişti. Ancak sonuca varabildiği tek bir şey varsa o da paranın miktarıydı. Tabii diye başını salöadı Atushi. Ayrıca şimdi bilmediği şahsı neden öpeceği açıklığa kavuşmuş olucaktı. Peki neden bu kadar rahatsız tavırlar alıyordu Dazai-san, onun için çocuk oyuncağı olması lazımdı. Yanı tabii bu durum biraz karmaşıktı, konuşmaya başlasalar zaman akmaya devam edecekti. Öpmekten bahsettiği kişi kim ki?
"Dazai-san size yardım etmek isterim, eğer ki o kişiyi öpmeyi düşünmüyorsanız, ama kim bu kişi ki?"
"Can yakan kısmı da bu işte Atushi..."