Trendeyken tek hissettiğim şey sabrımın sınandığıydı. Her an asamı çıkarıp bir lanet atacak gibi hissediyordum.Sümsükus yine Regulus'un yanındaydı, bilerek yaptığının farkındayım. Ona olan öfkem hatırladıkça tekrar kabarıyor, aynı kompartımanda oturuyorlardı.
O, Evans ve Regulus.
Bağırmak istedim, Regulus'un o yağlı kafayı daha fazla dinlememesini istedim. Benimle ve ailemle ilgili söylediği her şeyi yok sayarak muggle doğumlu bir cadıyla aynı kompartımanda oturduklarını, her şeyi sadece beni sevmediği için yaptığını söylemek istedim.
Regulus'un orada durmasını istemiyorum, Sirius da pek memnun görünmüyordu.
Ona, kompartımana dalarak onları rahatsız etmemizi önerdim. Bilmiyorum, belki en azından bunu yaparsam bana bakardı? Bakışlarını üzerimde hissetmek istiyordum, bir şeyler yapmasını istiyordum. Ne beklediğimi ben bile bilmiyor, sadece o anı bozmak istiyordum.
Remus ve Peter, Evans'ı kıskanmamamı söylediler.
Nokta atışı yapma konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekli, bu söylemek istediğim ama söylemediklerimin ilkiydi.
İkincisi ise, Evans'tan nefret ettiğim. Katlanamıyorum.
Ulan Severus tüm bunlardan sonra Lily'ye nasıl bulanık diye bağıracaksın...
Neyse şu James de Regulusla yakınlaşsa da rahatlasa artık çıldırdı çocuk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIARY OF THE DEER | jegulus
FanfictionJames Potter'ın günlüğünde saklı kalmış bir aşk hikayesi. Herkes Lily Evans'a aşık olduğumu düşünüyor ve bunu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum. Bazen düşünmeden edemiyorum; belki de bu yalana inanmaları daha iyidir. james potter + regulus black a...