Arkadaşlar merhaba çok önemli bir şey söylemek istiyorum.
Attığınız yorumları ve mesajlarınızı okudukça çok mutlu oldum ve gaza gelip hemen bölüm paylaşmak istedim. Ya ben yorumlarınızı okudukça deli gibi sırıtıyorum evde. Attığınız randomlar bile beni çok mutlu ediyor. Çok teşekkür ederim hepinize. (En sonda da ufak bir şey sordum, o kısma gelince cevaplarsanız sevinirim.)
Bu bölümde işler biraz kızışacak, eheheh.
İyi okumalar!
—————
Dışarı çıktığımda kırmızı spor arabayı görünce Bartu'nun olduğunu düşünüp o tarafa ilerledim. Bartu da peşimden geldiğinde doğru arabayı gözüme kestirdiğimi anlamış oldum.
'Bak bununki de güzelmiş.' dedi Zeliş Bartu'nun arabasını onaylayarak.
Ben kapımı açmasını beklerken Bartu arabanın kilidini açıp sürücü koltuğuna yerleşti.
Barış ve Bartu'yu kıyaslamamam lazım... Yapma Kayra, dayanabilirsin.
Arabaya binip "Öküz." diye mırıldandım sessizce.
Bartu kemerini takarken kaşlarını kaldırıp bana baktı ama bir şey söylemedi.
Ben de kemerimi bağlamaya çalışıyordum ama sinir şey bir türlü yerine girmiyordu. Bartu arabayı çalıştırmadan benim kemerle cebelleşmemi izledi.
"Sür sen," dedim beni izlediğini görünce. Eğildiğim için sesim kısık çıkıyordu. "Ben hallederim eninde sonunda. Biraz daha sert sokarsam..." dedim kaşlarım çatıkken.
"Dur ben yapayım." dedi kemerin ucuna uzanırken.
Ama geri çekilip "Yok yok, hallederim şimdi." dedim ama hala girmiyordu!
Bartu biraz daha izledikten sonra "Kızım ver işte." diyip kemerin ucunu elimden sertçe çekti. İnsan biraz kibar olur canım!
'En iyisi Barış buna biraz nezaket öğretsin.' diye düşündüm kendi kendime.
'Ayh.' dedi Zeliş. 'Şimdi Barış da orada olacak...'
Barış'ın da yemekte olacağı düşüncesiyle içimi tekrar bir heyecan sararken Bartu kemerin ucunu tek hareketiyle yerine taktığında çıkan 'tık' sesiyle kendime geldim.
"Bak," diyip sırıttı. "Nasıl da soktum ama?"
'Sokmak falan hayırdır?' diye gaza gelen Şükrü'yü umursamayan Zeliş heyecandan kıkırdıyordu. Bu durumda Zeliş'in söyleyeceği şeyi duymak bile istemiyordum, kaldıramazdım o kadarını.
Bartu'ya bakıp göz devirdim. Ben iki saat uğraşmama rağmen olmamıştı ama Bartu kolayca yerine takmıştı. Benim elim mi bozuktu acaba?
'Bazen çok zorlamamak lazım işte.' dedi Şükrü. 'Mavi bir şeyler görürsen falan hani aklında olsun.'
'Aman dinleme sen bunu. Maviyi görünce bas sen gaza!' dedi Zeliş.
İkisini de boşverip kafamı cama yaslayıp dışarı bakmaya başladım. Hava hala aydınlıktı. Tam düşüncelere dalacaktım ki araba hareket edince kafam durmadan cama çarpmaya başladı.
Şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri de kafamı yaslayınca titreyen camdı.
Sinirlerim çok gerilse de kafamı sabitlemek için iyice cama bastırdım. Ama Bartu bir tümsekten geçince kafamı normalde olacağından çok daha sert çarpmıştım cama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonuna Kadar
HumorSadece tatil için eve dönmek istemiştim. Annemin aşuresini, böreklerini, sarmalarını yiyip eski arkadaşlarımla evde toplanıp çizgi film maratonu yapmak, Kavanoz Açıcı Kazanova kardeşim Kerem ve ailenin piremsesi Aleyna'yla kapışırken saç kaybımın mi...