Şarkıyla okumanız önerilir.
[Mariah Carey - My All]
________________________________________
Acı, göz yaşı ve umut içinde geçen bir kaç dakikanın ardından karşılarındaki kapı hızla açılıp sedyede yatan Berat doğumhaneye götürülmüştü. Doktor üzgün surat ifadesiyle yanlarına geldi. "Ne oluyor doktor? Neden doğuma götürüyorsunuz Berat'ı?"
"Sakin ol Yağız. Bunun için çok üzgünüm ama Berat'ın rahminde bir yırtık var. Bebeklere henüz bir şey olmamış ama Berat da dahil hepsinin durumu çok kritik. Bebekler doğduktan sonra küveze alınacaklar. Henüz yirmi bir haftalıklar ve bu dünyayla savaşmak için çok güçlü olmaları gerek. Onları hayatta tutmak için elimizden geleni yapacağız. Bunu söylemek istemezdim ama... Berat'ı kurtaramayabiliriz."
Berat'ı kurtaramayabiliriz.
Doktorun son cümlesiyle Yağız'ın tüm dünyası başına yıkılmıştı. İki kelime... Yağız'ın sonu olmuştu. Ne yapacaktı şimdi? Ya gerçekten kurtaramazlarsa. Yaşayabilir miydi? Üstelik bebeklerinin durumu da henüz kesin değildi. Onları da kaybedebilirdi. Ya o zaman ne yapardı. Bütün ailesini kaybettikten sonra anlamı kalır mıydı yaşamanın?
"N-ne demek k-kur-"
"Size güveniyorum doktor. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Benim oğlum dışarıdan bakıldığında çelimsiz gözüksede çok güçlüdür. Çocuklarını, sevgilisini bırakıp gitmez. Annelerini bırakıp gitmez." Aslı güven verici bir gülümseme sunduktan sonra doktor baş selamı vermiş ve hızlı hızlı doğumhaneye gitmişti.
Öylece boşluğa bakan çocuğa döndü genç kadın. "Bana bak Yağız." Yağız gözlerini zorla kadına çevirdi. "Sakın aklından kötü şeyler geçirme. Bak Berat babasız büyüdü. Ki ne kadar zor bir şey olduğunu benden iyi kimse bilemez. O, babasızlığın altından kalkmış bunun altından da kalkar. Tamam mı?" Hiçbir şey söylemedi Yağız. Ne diyebilirdi ki?
Aslı, oğlundan farksız olan Yeşim'in yanına gitti. Kollarını beline dolayıp sırtını sıvazlamıştı. "Merak etme. O iyi olacak. Tüm kalbimle söylüyorum bunu." Yeşim de kollarını kaldırıp karşılık vermişti sarılmaya. Nasıl bu kadar sakin olabiliyordu aklı almıyordu? Yağız'ın başına bir şey gelseydi o hastaneyi yıkardı. "Su getireyim ben size." Aslı kollarını ayırıp uzaklaştı adeta çökmüş olan bedenlerden.
Köşeyi döndükten sonra sırtını duvara yaslayıp elleriyle ağzını kapatmıştı. Gözlerinden akan yaşların ardı arkası kesilmezken kalbi ağrıyordu. "Canım, oğlumuz yanına gelmeye çalışırsa kız ona tamam mı? Gerekirse sopayla kovala. Biliyorum sen de onu özledin ama... Daha çok erken."
*
*
*
*
*Yarım saat geçmişti. Doğumhanenin önünde oturmuş, doktorun ya da en azından bir hemşirenin çıkmasını bekliyorlardı. Ama ne bir doktor çıkıyordu kapıdan ne de bir hemşire. Bomboş ve sessiz koridorda şimdi sadece derin iç çekişler duyuluyordu. Yağız'ın çaresiz iç çekişleri.
Yeşim, çoktan Aslı'nın omzunda uyuya kalmıştı. Ağlamaktan harap olan sadece Yağız değildi. Genç kadın da çok üzülmüştü. Sonuçta Berat da onun oğlu sayılırdı. Ve en yakın arkadaşının oğluydu. Zaten kocasını kaybetmişti şimdi bir de oğlunu kaybederse psikolojisini düşünemiyordu.
Omzunda uyuyan Yeşim'in düzenli nefeslerini dinlerken Aslı'da göz kapaklarının kapanmasına engel olamamıştı. Oğlunun ve torunlarının durumu belli etmesede onu da fazlasıyla üzmüştü. Kim üzülmezdi ki?
Yağız, başını elleri arasına almış duvar kenarına çökmüştü. Bıkmıştı artık. Ne kadar daha beklemesi gerekiyordu? Neden kimse çıkıp ona bir şey söylemiyordu? O, Berat'ın hamile olduğunu öğrendiğinden beri bundan korkuyordu. Her gece yatmadan önce uyuyan sevgilisini izliyor, kafasında onu kaybettiğine dair senaryolar çiziyordu. Lanet bir kabus olmasını isterdi. Az sonra uyanıp yanında huzurla uyuyan sevgilisine sarılmak... Ama kafasındaki senaryolardan biri değildi bu. Gerçekti. Lanet olası acı bir gerçek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Fuck Budy✔️
Fiksi UmumEn yakın arkadaşımla sevişmek ne kadar kötü olabilirdi ki? ⚜️BxB ⚜️Mpreg ⚜️Smut Başlangıç tarihi 12.01.2020 Bitiş tarihi 10.06.2020