1/2

117 22 4
                                    

Çalan saatin alarmıyla gözlerimi ovuşturarak sırt üstü uzanıp tavanı izlemeye başladım. Sanki odamın tavanında çok ilginç bir şey varmış gibi bir süre gözümü bile kırpmadan sadece tavana baktım. Saate bakmamla hemen yattığım yerden doğruldum ve banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Babamın odasının kapısı açık değildi bu da demek oluyordu ki sevgili babam henüz uyanmamıştı. Hızlı hareketlerle hemen yatağımı düzenleyip mutfağa kahvaltı hazırlamaya gittim. Ben hazırladığım kreplerin pişmesini beklerken bir yandan da söylediğim şarkının sözleri ile hafif tempoda dans ediyordum. Krepi ters çevirip bir yandan da utanmadan Jessie J'in yüksek notada söylediği sözleri tıpkı onun gibi söylemeye çalışıyordum.

''See, anybody could be good to you. You need a bad girl to blow your mind, your mind bang ban.. ağğğ!!'' bir anda babamı, korku dolu gözlerle kapının önünde elinde vazoyu kaldırmış donuk bir şekilde görmemle harika yüksek notam 13.Cuma filmindeki katili gören kurbanlar gibi mi desem bilmiyorum ama farklı bir şeye dönüşmüştü. Babam yüzünde korkmuş ve dehşet dolu ifadeyle hâlâ bana bakıyordu sanırım muhteşem sesimden dolayı (!) şoktaydı. Havada duran elinde vazoyu görünce içime bir şey kaçmış olması halinde hiç çekinmeden vazoyu kafama atacağını anladım. Sonra elindeki vazoyu indirip kafasını yaşadığı şoktan kurtulmak istermiş gibi sallarken bir yandan da ''Kızım tamam sende şarkı söyleyebilirsin. Dünyada illa sesi güzel kişiler şarkı söyleyebilir diye bir kanun yokta niye bağırarak söylüyorsun Bahar!. Eve hırsız girdi seni boğazlıyor sandım. Kalp var bende yapma böyle Bahar, yapma yavrum.'' Dedikten sonra mutfak sandalyesini çekip oturdu. Bende hemen buzdolabından su çıkarıp babama içmesi için uzattım. Hem babamı korkuttuğum için üzgündüm hem de babamın sesim hakkındaki yorumu içinde içten içe azıcık alınmıştım. Babam büzdüğüm dudaklarıma bakıp dayanamayarak çattığı kaşlarını düzeltip ''Gel bakayım buraya.'' dedi gülerek. Bende hemen babamın açtığı kollarına girip kedi gibi kafamı babamın şefkat dolu ellerine sürttüm. Bir anda burnuma gelen kokuyla hemen kafamı sindiğim yerden kaldırıp ocağın üstünde yanan krepime çevirdim. Kendi yavrum, yanan bir ev de maruz kalsa ancak bu kadar telaş ederdim her halde. Hemen ocağın altını kapattım ama krep çoktan hakkın rahmetine kavuşmuştu bile. Üzgün üzgün krepime bakıp başka bir krep yapmak için tekrar kollarımı sıvadım.

Babamla yaptığımız keyifli kahvaltıdan sonra biraz onunla bahçede durup beraber çiçekleri suladık ve restoranı açmak için bisikletime atlayıp yola koyuldum. Restorana ulaşınca ahşap duvarların renginin biraz solduğunu görünce boyasının yenilenmesi için aklıma not ettim. Bisikletimi arka tarafa alıp Zambak gelmeden önce restoranda biraz temizlik yapıp içerisini havalandırdım.

Kasaya geçince sabah aklıma takılan ahşap konusu için telefonumu alarak gereken yeri aradım ve ben hâlâ boyacı ile konuşurken kapının açılma sesiyle kafamı kaldırdığım sırada Zambak'ı gördüm. O benim telefonla konuştuğumu görmemiş olacak ki bağırarak ''Ahh günaydın sevgili restoranım, size de günaydın canım sandalyeler ve güzel masalar –derken hemen ardından abartı hareketler ile etrafına iki üç defa bakıp sonra gözlerini kısarak bana baktı ve tekrar bağırarak- Aaa sana da günaydın Parmak Çocuk kusura bakma seni görmemişim.'' Diyerek kahkaha atmaya başladı. Ben telefonda olduğum için ona telefonu işaret ettim ve telefonun diğer ucunda konuşan adamı dinlemeye başladım. ''Pekâlâ en erken yarın olur diyorsunuz peki olur ama hep yaptığımız gibi akşam saat 5 gibi olacak sizin içinde uygun değil mi? –bir süre karşı tarafı dinledim ve- Anladım sorun değil restoranı biliyorsunuz zaten pek büyük değil önce dışından başlarız hep yaptığımız gibi sonra iç kısımları boyarız yarın erken kapatırız önemli değil. Çok teşekkür ederim iyi günler.'' Dedikten sonra Zambak'a bakmaya başladım yüzünde hiçte mahcup olmuş bir ifade yoktu. Bu bakışlarından sonra iç sesim 'Görüyor musun hiçte yaptığından mahcup olmamış Cadı Zambak parçala onu' diye beni gazlayınca

FURTUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin