DESBUNDA

79 12 3
                                    

Güçlü insanlar hiç düşmeyenler değil, düştükleri zaman kalkabilenlerdir.

Salı 09.13

Koşar adımlarla yolun kenarından yürüyorlardı. Az önce yanlarından geçen bir araç arkasından tozu dumana kattığından olsa gerek küçük çocuk durmadan öksürüyordu. Aynı zamanda neredeyse bir saattir yolda olmalarının da payı büyüktü. Genç kadın sürekli korkuyla arkasına bakıp artık takip edilmediğine kanaat getirmiş olacak ki durup kenarda duran tabelayı inceledi. ''Müzeyyen'in Ev Yapımı Yemekleri'' buradan on dakikalık mesafede bir restoran olduğu yazıyordu. Son parasını da sabah ayrıldığı pansiyona verdiğini hatırlayınca yüzü asıldı ve terli ellerinin arasındaki minik elin sahibine baktığında soluk almaya çalıştığını ve hâlâ öksürdüğünü gördü incecik bedeni tişörtünün altından kollarında ve solgun zayıf yüzündeki henüz iyileşmemiş morlukları görünce genç kadının öfkesi alevlendi. Yolun son yarım saatinde yürümek zorunda kalmıştı ve muhtemelen açtı. Ona iyi bir anne olamadığı için kendinden nefret ediyordu bu yüzden restorana gitmeye karar verdi. Yemek yiyemeseler de en azından belki biraz su içebilirlerdi. Hemen minik yavrusunu kucakladı ve yola devam etti. Bu arada arkasına bakmayı da ihmal etmiyordu.

Yaklaşık on beş dakika sonra restoran göründü. Miniği kucağından indirdi ve girişin yanında duran banka biraz soluklanmak için oturdular. Genç kadın kafasını arkaya çevirip içeriye baktı. İçeride sadece iki masa doluydu. Buradan tam göremese de siyah zeytinleri seçebiliyordu ve muhtemelen kahvaltı ediyorlardı. Tekrar önüne döndü ve yanında nefesi normale dönmeye başlayan çocuğa baktı. Çocukta hissetmişçesine kendisine yorgun, mavi gözlerle bakan genç kadına başını kaldırıp baktı ve tekrar öksürdü. Burnunu çekerken etrafını bir kolaçan etti ve hemen ardından uykulu, annesinden aldığı mavi gözlerini yere dikti. Belli ki o da ne yapacağını bilmiyordu. Bu saatte evde olup arı maya izlemenin hayalini kuruyordu belki ya da belki de aklı tüm bu olanlara erecek yaşta olmamasına rağmen her şeyi anlamış ve bu yüzden annesine yol arkadaşlığı ediyordu. Küçüğün bu hali genç kadını kahrediyordu. Yüreğine bir taş oturmuştu sanki ve nefes almasına, kanın akmasına izin vermiyordu, yaşamasını istemiyor gibiydi.

Daha sonra tekrar kafasını restorana çevirdi. İçeride uzun, parlak ve lacivert saçları olan sarı elbise giymiş bir kadın kafasını eğmiş yanında oturan kumral saçları olan bir adama gülümsüyordu. İkisinin birbirine bu kadar güzel bakmaları kalbini acıttı genç kadının. Daha sonra bakışlarını içeride gezdirirken görüş alanına üzerine beyaz bir bluz ve açık kot renginde bir kapri giymiş uzun boylu mutfak önlüklü bir kadın girdi ve onun da diğer masaya çay servisi yaptığını gördü. Kısa ve neredeyse ensesinde olan saçlarını arkaya yatırmasını sağlayan puantiyeli bandaj tokalardan takmıştı. Gülümseyen yüzünü müşterilerden çekip pencereden kendisine çevirdi. Kısa bir an donuk bir hal alan gözleri çocuğa kaydı ve tekrar kendisine bakarken içten bir edayla gülümsedi. Genç kadın paniğe kapıldı bu yüzden arkasını dönüp yolun ilerisini izledi. Son bir kaç gündür edindiği bir huy olmuştu bu. Tedirgin hissedince dönüp etrafı kolaçan ediyordu.

******

Salı 06.04

Güzel bir bahçede limon ağaçlarının altında uzanmış dinlenirken duyduğum sesler ile beraber hızla kafamı kaldırdım ve seslere kulak kesildim. Sesler git gide yaklaşıyordu ince tatlı genç bir kız sesi ile ona göre daha tok ve kalın olan bir oğlanın sesi. Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim ve bana doğru yaklaşan iki kişi gördüm. Kız arkası dönük bir şekilde karşısında bulunan genç oğlanın ellerini tutmuş arkaya doğru geri geri yürüyor ve oğlana bir şeyler anlatıyordu. Kısa, omuzlarının bir kaç santim altında, koyu kahverengi saçları vardı ve üzerinde ki beyaz elbisesi ile oldukça hoş duruyordu. Bakışlarımı bu sefer genç oğlana çevirdim. Çocuk uzun boyu yüzünden genç kız ile konuşurken kafasını eğiyordu. Daha dikkatli bakınca genç oğlanda bana tanıdık gelen bir şeyler olduğunu hissettim. Kumral saçları olan oğlan kafasını kaldırdı ve güzel bir kahkaha attı. İşte o anda karşımda Uraz'ın daha genç versiyonunu gördüm.

FURTUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin