Yedek Sevgili

80 2 0
                                    

Sabah uyandığımda saat 9du ve bugün tatil olduğundan geri uyumaya karar verdim. Fakat telefonumun çalmasıyla bunu yapamıcağımi anlamıştım. Arayan Murat'tı. Açtığımda sesi fazlasıyla neşeliydi.

"Günaydın "

"Günaydın " dedim ve uyku sersemligim sesime de yansımıstıki hemen kendimi toparladm

Heyecanla "Bugün bi planın var mı? Seninle kahvalti yapmak isterim" dedi bu fikir benimde hoşuma gitmisti ve bu yakısıklı çocuga kim hayır diyebilirdiki zaten.

"Tamam yarım saat sonra sahildeki cafede olurum "dedim ve telefonu kapatıp duşa girdim. Açık kot pantalon ve siyah bir kazak giyip saçlarımı kuruttum. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra evden çıktım. Nerdeyse sahile geldiğim sırada yanımdan hızla bir araba geçip dün gece yağan yağmurun oluşturduğu çamurlu suyu üzerime sıçratmıştı. Üstüm başım mahvolmuştu bu halde Muratla buluşamazdım. Onu arayıp eve gitmem gerektiğini söylicekken karşı kaldırımda Murat'ı gördüm. "Hay aksi" dedim içimden beni bu halde görmesi gerçekten utanç vericiydi. Fakat artık görmüştü. Yanıma geldi ve telaşlı bi şekilde "Noldu sana? Bu halin ne? " diye sordu ve bende az önce bir araba sonucu bu hale geldiğimi anlattım. Kahkaha atmaya başladı gerçekten bu kadar komik olup olmadığımı merak ediyordum ve açıkcası sinirlerim bozulmuştu. Eve gitmek istiyordum. Nihayet Murat gülmesini kestiğinde " Özür dilerim. " dedi. Omuz silktim. "Aç mısın? Güzel bir kahvaltı bizi bekliyor" dedi ve ben hala ıslaktım. "Bu halde mi? Dedim " Evet aslında bu halin iyi oldu kimsenin sana bakmasını istemiyorum " dedi utangaç edayla. Bende utanmıştım ve susup cafenin yolunu tuttuk.

Kahvaltıdan sonra birer kahve içip kalkmak istedim çünkü üzerimde kuruyan çamur fazlasıyla rahatsız ediciydi. Murat beni eve kadar bırakmak istediğini söyleyince kendim gitmek istediğimi söyledim aslnda onla ne kadar çok vakit geçirmek istesemde yormak istemediğimden teklifini geri çevirdim.

Eve doğru giderken telefonum çaldı arayan Ceren'di. Sesinden yeni uyandığı belli oluyodu ve saat 12ydi. "Bu saatte kadar uyunur mu?" Dedim kahkahayla. "Tatilde erken uyancaksam o tatilin me anlamı olur." Dedi. Biraz gülüştükten sonra Ceren bugün alışverişe gitmek istediğini söyledi. Eve gidip üzerimi değiştirip temizlendikten sonra gidebiliriz dedim. "Neden tekrar eve gidip geliceksin" diye sorduğunda ona da anlattım ve o da kahkahayla gülmeye başladı ve gülüşlerine bende eşlik ettim. Sonunda yarım saatte ordayım deyip telefonu kapattım. Eve gidip üzerimi değiştirdikten sonra dışarı çıkmak için ayakkabımı giyecekken laptopuma bi e-mail geldi kimden olduğuna bakmak için geri döndüğümde başlıktaki "Emre" yazısı beni baştan aşagı titretip heyecanlandırmaya yetmişti. Okumakla okumamak arasında kaldım fakat sonunda açtım. Sadece " Bu akşam yüzyüze konuşabilir miyiz? " yazıyordu. "Ne için "diye sorduğumda bunu yüzyüze söylerim demişti. Ne kadar aklım gitme desede kalbim bir zamanlar aşık olduğu adama hayır diyemedi. Mesaja nerde buluşabilceğimizi yazıp çıktım. Yol boyunca bu mesaj kafamı kurcalamıştı ve açıkcası dün geceki olaydan sonra büyük cesaret göstermişti. Acaba özür mü dileyecekti diye düşünüyodum.

Ceren'in evi benimkine 10 dk yürüme mesafesi olan bi yoldu bu yüzden çabucak Ceren'in yanına gelmiştim. Kapıyı çaldığımda kapıyı uzun boylu sarışın bir erkek açmıştı. Ceren bana bi misafirden bahsetmemişti o yüzden şaşırmıştım. Adam şaşkınlığımı farketmiş olucakki " Ben Ceren'in abisiyim " dedi. Ceren bana bi abisi olduğundan hiç bahsetmemişi bu durum beni daha da saşırttı ama bir an önce Ceren'in yanına gittim. Odasına girdiğimde  ayna karşısında hazırlanıyordu. "Bir abin olduğunu bilmiyordum "dedim gülerek. "Kusura bakma aile fertleriyle tanışmaya hiç fırsatın olmadı ama benimde abimin geliceği hakkında bir bilgim yoktu. Seninle konuştuktan hemen sonra geldi bende çok şaşırdım."

"Nerden geldi? "

"Ankara'da ailemle yaşıyodu. Neden geldi hiçbi fikrim yok ".

Konuyu daha fazla uzatmak istemeden "Dün akşam neler oldu bilemezsin " dedim. Meraktan, aynaya bakan gözleri bir anda bana bakmaya başladı hadi anlat dercesine bakıyordu adeta. Ve başladım dün akşam ki olayları anlatmaya sonunda bugün Murat'la buluşmamızı ve Emre'den gelen mesajı da anlattım. Cerense hayretle beni dinliyordu. "Ne yapıcaksın? " dedi

"Ne gibi" dedim anlamayan bakışlarla

"Yani Murat'ı mı seçiceksin yoksa Emre'yimi"

"Bilmiyorum bi yanım Emre'den nefret etsede bi yanım onu istiyo. Murat'ta çok iyi bir insan onun mutsuz olmasını istemiyorum fakat bilemiyorum Ceren gerçekten bu aralar kafam o kadar karışıkki zamana ihtiyacım var." Ceren bişey demek yerine sadece kafa salladı. Bir süre aramızda suskunluk oldu o sırada abisi kapımıza vurarak "Kızlar orda mısınız? "Diye sordu. Ilk başta farketmemiştim ama sesindeki tizlik çok rahatsız ediciydi. "Geliyoruz abi "dedi CerenOturma odasına geçince Ceren'in abisiyle tanıştım adı Can'mış. Yaacık tavırları vardı ve doğruyu söylemek gerekirse kardeşini sevdigim kadar onu sevicegimi sanmıyordum.

 

Alışveriş merkezinda birkaç eşya kıyafet aldıktan sonra acıkmıştık ve saatte geç olmuştu artık eve gitmeye kadar vermiştik fakat ben biraz daha orda durup Emre'yi beklicektim. Tam saatinde orda olmuştu Emre. Cerende  gitmişti Emre gelince. Bi masaya oturduk. O an onunla karşı karşıya oturmayı gözlerine bakmayı onunla konuşmayı ne kadar özlediğimi farkettim. "Nasılsın" diyerek konuşmayı başlattı fakat ben bu fasıl için sabırlı değildim direk ne konuda konuşmak istediğini sordum. "Özledim" dedi. Bir an sevindim fakat bunu belli etmedim sadece sustum. Nedenini anlamadiğım bi sekilde ben onu sevmiyordum artık ama özlemiştim doğru fakat bende diyemedim. O an telefon çaldı. "Efendim Ceren"

" Emre'yle Pelin'in arası açıkmış az önce iş yerinden arkadaşlar söyledi "dediği an kendimi çok kötü hissettim. Emre beni yedek yapmıştı. Pelin yoksa ben vardım onun hayatımda. Nasıl ona kanmıştım ki. Nasıl beni sevdiğini düşünmüştüm ki. Emre'ye karşı içimdeki nefret daha da büyümeye başlamıştı. Hiçbir şey söylemeden çantamı alıp çıktım. Emre arkamdan ne kadar seslendiysede onu duymamazlıktan geldim. Duymak istemedim. Çünkü duyarsam yine inanacaktım ona.

Sinirlerim bozulmuştu fakat yoldaydım. Güçlü olmalıydım ağlamamalıydım.  Hızlı adımlarla evin yolunu tutmuşken birine  çarptım. Çarptığım kişi Murat'tı. Onu görmek iyi gelmişti bana. "Neyin var? " diye sordu fakat bogazım konusamıcak kadar düğümlenmişti bir anda ona sarılıp ağladım sadece ağladım. Ona sarılmanın beni ne kadar iyi hissettiridiğini de farkettim. Bir yerde oturduk ve olanları anlatmamı istedi anlattığımda yumruklarını sıkıyordu sanırım benim kadar o da sinirlenmişti Emre'ye. Bir hışımla masadan kalkıp dışarı cıktı daha nere gideceğini soramadan gözden kaybolmuştu. Nere gidiyordu şimdi bu çocuk?

Aşkın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin