Hızla hesabı ödeyip Murat'ın peşinden çıktım. Arkasından sesleniyordum fakat beni duymuyordu. Bir süre yavaşlayıp cebinden telefonunu çıkardı. Kısa bi konuşma yaptıktan sonra tekrar hızlandı ve iş yerime gidiyordu. O an anladım ki Emre'nin yanına gidiyordu. Hala peşinden koşuyordum fakat bir türlü yetişemiyordum. Öfkesine hakim olamıyodu ve koşar adımlarla yürüyordu. Neyse ki is yerine çok yaklaştığında kolundan tutup çektim. "Ne yapmaya çalışıyosun sen? "
"Bu yaptığını o hödüğün yanına bırakamam" dedi öfkesi sesine yansımış bi şekilde. Her ne kadar bu davranışı hoş olmasada onun tarafından korunmak hoşuma gitmişti. Omzuna dokunup hafif bir tebessümle "Ben iyiyim. Onunla uğraşmanı ve başının belaya girmesini istemiyorum" dedim. "Bunu onun yanına bırakamam. "
" Ben gerçekten iyiyim onu umursama" dedim. Sıkılı olan yumruğunu açtı ve yüzündeki kızgın ifadenin yerini ufak bir tebessüm aldı. Onu sakinleştirmeyi başardığım için sevinmiştim. "Şu yakınlarda yeni bir restorant açılmış gitmek ister misin? " diye sordum ortalığı daha da yatıştırmak için. "Tabi ki hadi gidelim."
Yeni açılan restorant çok mütevazı bir yerdi. Renkli masa ve sandalyeleriyle lise zamanlarımı hatırlatmıştı bana. Kapıda küçük bir zil vardı her kapı açıldığında çın çın öten. Beğenmiştim burayı. Etrafı gözlerken garson geldi masamıza. Yüzünde hafif bir şaşkınlık vardı nedenini sormak istedim fakat sonra bu fikrimden vazgeçtim. Bir şeyler sipariş ettikten sonra Murat'la sohbete başlamıştık ama Murat'ın sesinde gizleme çalışığı fakat bir türlü gizleyemediği bir huzursuzluk vardı. "Neyin var?" Dedim. Sesimdeki soğukluk bana bile tuhaf gelmişti.
"Bir şeyim yok. Iyiyim ben "
"Bu huzursuzluk neden?"
"Bak ben gerçekten iyiyim."dedi bir şeyleri gizliyordu ama ne olduğunu bir türlü anlayamıyordum. Daha fazla ısrar etmedim. Uzunca bir sessizlik oldu ve sonunda bu sessizliği siparişleri getiren garsonun sesi bölmüştü. Bir şey konuşmadan yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Bu sessizlik çok rahatsız ediciydi ama konuşmayı Murat'ın başlatmasını istiyordum. O sırada Murat'ın telefonu çaldı ve dışarı çıktı. Ben yemeğimi yemeye devam ediyordum. Bir an kafamı dısarı çevirmemle ön tarafı cam olan restorantın bahçesinde Murat'ı gördüm ve yanında bir kız vardı. Kimdi bu kız? Murat'la ne işi vardı? Bu düşünceler aklımı kurcalarken kıskançlık yaptığımı farkettim. Murat benim sadece arkadaşımdı bu kız beni ilgilendirmezdi.
Kız bir anda Murat 'a sarıldı. Öylece bakakaldım. Kıza biraz daha dikkat ettiğimde kızın az önceki garson olduğunu farkettim. Murat'ın huzursuzluğunun sebebi anlaşılmıştı.
Kız sarılmıştı fakat Murat karşılık vermek yerine onu hafifçe itti. Fakat kız hala Murat'ı bırakmıyordu. Buna daha fazla dayanamadım ve çantamı alıp dışarı çıktım. Murat beni gördü ve kızı iterek yanıma geldi. Ama o umrumda değildi. Murat bana bir şeyler anlatıyordu ama dinlemiyordum. Nereye gittiğimi de bilmiyordum tek istediğim yalnız kalmaktı. Sonunda Murat kolumdan tuttu ve bana sarıldı. Öyle sıkı sıkı sarıldı ki kaburgalarımı acıtıyordu. "Beni rahat bırak"dedim bi yandan öfke bir yandan da acı cektiğimi belli etmek istercesine.
"Hayır"
"Neden?"
"Çünkü bırakırsam gidersin"
"Beni umursama tamam mı?"dedim öfkem sesime fazlasıyla yansımıştı.
"Seni seviyorum "dedi sessiz fakat net duyulabilen bir şekilde. Sustum. Bir şey diyemedim. "Yalnız kalmak istiyorum dedim bugün fazla şeyler yaşadım."
"Haklısın "dedi ve ordan da evimin yolunu tuttuk. Beni evime bıraktı. Saat 8 olmuştu ve yarın iş vardı. Sıcak bir duş alıp uyumak istiyordum fakat öyle olmadı. Kapı çaldı ve kapıyı açtığımda çok şaşırmıştım.