Su

104 3 2
                                    

Her insan güzeldir ama en güzel olduğu zaman uyuduğu zamandır.Ben küçükken annem beni uyurken izlermiş,her gece.Bu nedenden dolayı da benim imkansızın bile ulaşamayacağı bir güzelliğimin olduğunu söylerdi.Annem aşk dolu bir kadındı.Ben anneme sadece fiziksel açıdan çok benzerdim ama ben onun gibi değildim,ruhsuzdum.Şu anda da Ateş'i uyurken izliyordum.Uyanmaması için dua ediyordum.Çünkü uyanırsa ve beni hemen yanı başında görürse benimle alakalı kötü şeyler düşünebilirdi.Ateş'i izlemeyi bitirdikten sonra odadan tam çıkıyordum ki arkadan Ateş'in sesini duydum:

"Beni izlemek çok mu sıkıcı?"demişti uykulu bir sesle.Arkamı yavaşça dönüp önümde duran Ateş'e bakıyordum.Daha demin yataktaydı şimdi nasıl önümde duruyordu?Gerçekten hızlıydı,çok hızlı.

"Ben seni izlemiyordum yani uyudun mu diye bakıcaktım."

"Emin misin?Çünkü tam olarak 1 saat 4 dakika boyunca beni izledin."dedi gözlerimin içine bakarak.Bunu hesaplaması bile çok güzeldi.Uykulu gözleriyle bana bakarken gerçekten çok çekici görünüyordu ama haberi yoktu.

"Ben...Şey...Yani"dediğimde tam bir salak olduğumu öğrenmiştim.

"Sen?"dedi Ateş bana soru sorar gibi.

"Odama gitsem iyi olur"dediğimde gözüm camın orada duran nota takıldı.Hızlıca camın yanına gittiğimde kağıdı açıp okumaya başladım.Kağıtta şunlar yazıyordu:

Yeni bir felaket yola çıktı

Senin için

Bizim için

Gelecek güzel günlerimiz için

Arkada bırakacağımız kötü günler için

Yanımda beliren Ateş bir anda elimde tuttuğum kağıdı alıp okumaya başladı.Ne olabilirdi ki?Yani bu çok saçmaydı.Benim için,bizim için derken neyi kastetmeye çalışıyordu ki?Ateş kağıdı buruşturup kapının arkasında duran çöp kutusuna attıktan sonra omzuma dokununca korkuyla irkildim.

"Korkma"dedi sakince.Kendim için değil etrafımda ki insanlara zara geleceğinden korkuyordum.Ya da bana birşey olacaktı.

"Bu gece beraber yatacağız gibi görünüyor"dediğinde başımı ona doğru hızlıca kaldırdım.Ne münasebetti ben kendi yatağımda yatabilirdim.

"Ben yalnız uyuyabilirim."

"Bende seninle beraber uyumaya çok meraklı değilim.Güvenliğin için bunu yapacağız."dediğinde ise ona şaşırarak bakıyordum.Yani onun benimle yatmasını istemiyordum ama bu dediği çok saçmaydı.Beni öpen oydu.Ve bunu boşu boşuna yapmamıştı.

"Öpmeseydin o zaman"deyip odadan hızlıca çıktım.Evet bu öpme olayını biraz fazla abartmış olabilirim ama bu birşeyleri gösteriyordu.Benden hoşlanması veya bana aşık olması gibi.Odama girip kapımı sinirle kapattım.O an istemsizce gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.Hatta daha sonra ağlamaya başlamıştım.Yatağıma yatıp yorganımı kafamı kapatacak şekilde örttüm.Bana ne oluyordu anlamıyordum.Çok saçma duygular içerisindeydim.Yoksa aşık mı oluyordum.Bu soruların cevaplarını çok merak ediyordum ama bu cevaplar bende değil ondaydı.Derin bir uykuya dalmak üzere gözlerimi kapatmıştım.Ama derin uykumdan uyanmış yaşadığım şeye anlam vermeye çalışıyordum.Ateş yanımdaydı.Çok yakınımda ve eli belimdeydi.Uyuyordu fakat nedense hiç rahatsız hissetmiyordum.Aksine onunla beraber olmak bana huzur veriyordu.Aslında bence o da böyle hissediyordu çünkü istese yerde yatardı.Ona doğru tam döndüğümde bana baktığını gördüm.Cin gibiydi.Çok hızlı.Tabi göz açmak o kadar yavaş birşey değil.Ne saçmalıyorum ben?Birbirimizin gözlerine bakarken sol gözümden masum bir göz yaşı geldi.Ateş elini kaldırıp göz yaşımı sildiğinde o an anlamıştım.O bana aşıktı,bende ona.

"Çok güzel bir ruhun var."demişti bana bakarken.Bu sözü bile beni mutlu etmeye yeterdi.

"Çok güzel gözlerin var."demiştim bende.Aslında çok saçmaydı çünkü aklıma başka bir cümle gelmemişti.

"Seni öptüm çünkü bazı şeyleri anlamanı istedim."dedi ama o bazı şeyleri ben anlamadım.

"Ne gibi şeyleri?"

"Su ben sana ilk gördüğüm günden beri aşığım.Seni ilk  gecenin bir yarısı boş bir parkta görmüştüm.Ağlıyordun ve benim canım acıyordu.O günden sonra seni aklımdan hiç çıkaramadım.Ve seni buldum."dediğinde doğrulmuş ve düşünceli bir şekilde ona bakıyordum.O gece o parkta annemin kanser olduğunu öğrendiğim için ağlıyordum.Ama Ateş'i bir kere bile görmemiştim.Yastığa geri yatarak ağlamaya başladım.Ateş beni kendine doğru döndürerek göz yaşlarımı tekrardan sildi.Bu hareketi bile çok güzeldi.Sonra saçma bir şekilde ona gülümsemeye başladım.Ve aklımdaki düşünceler kelime kelime ağzımdan döküldü:

"Yarın yapacağım ilk iş adımı Su olarak değiştirmek olacak."dediğimde o da gülüyordu.Ona yaptığı bu şeyden dolayı kızmak istemiyordum,kızmadım da.Kızamazdım.Tüm gece birbirimize sarılarak uyuduk.Ama sabah yanımda değildi.Gitmişti.Neyse buna da kızamazdım.Yataktan kalktığım gibi elimi yüzümü yıkamaya gittim.Bugün adımı değiştirecektim o nedenle hem çok heyecanlı hem de çok mutluydum.Mavi salaş elbisemi giyip hafif bir makyaj yaptıktan sonra yola çıktım.Necip abi arabayı adalet sarayının önünde durdurduğunda içimde garip bir his vardı.İçimde ki şey bunu yapmamam gerektiğini söylüyordu.Çok hızlı ilerlediğimiz söylüyordu ama bunu yapacaktım.Çünkü artık adım Su'ydu.Arabadan indiğim gibi Ateş'i görmem bir oldu.O an ki mutluluğumu size anlatamam.Yanıma hızlıca geldiğinde konuşmaya başladı:

"Hazır mısın?"

"Hazırım"diyerek kafamı salladım.Bana elini uzattığında hiç tereddüt etmeden elini tuttum.Adalet sarayında adımı değiştirme işlemleri sadece iki buçuk saat sürmüştü.Artık elimde yeni nüfus kağıdım vardı.Ama bunu babama ve Ahsen'e nasıl açıklayacağımı bilmiyordum.Dışarıya çıktığımızda Ateş bana bakarak iki elimi de tutuyordu.Ve o an sözcükler dudakları arasından döküldü:

"Artık Su Zincirli'sin."dediğinde size nasıl mutlu olduğumu anlatamam.

"Artık Su Zincirli'yim."dedim ona karşılık.Dışarıda dururken tanımadığım bir adam bana dokunarak konuşmaya başladı:

"Egesu hanım babanız sizi arabada bekliyor."dediğinde çok şaşırmıştım.Babam burada olduğumu nereden biliyordu ki?Kesin Necip abi söylemişti.Adama kafamı salladığımda Ateş'e dönerek konuşmaya başladım:

"Ateş sen istersen gidebilirsin"

"Hayır seni burada bekliyeceğim."

"Ateş bak bizim konuşmamız uzun sürebilir ya da arabayla başka bir yere gidebiliriz o nedenle sen git. Tamam mı?" diye sormuştum gözlerinin içine bakarak.

"Peki ama sonra beni arayacaksın. Tamam mı?"

"Tamam" deyip yanından ayrılmıştım. Büyük siyah bir aracın içine girdiğimde ise aracın içinde kimse yoktu. Tanımadığım bir adam arabayı çalıştırmış sürmeye başlamıştı bile. Adama belki yirmi defa durmasını söyledim ama durmadı. En sonunda boş bir fabrikanın önünde durdu ve beni kollarımdan çekiştirerek fabrikanın içine soktu. Hava aydınlık olmasına rağmen fabrika zifiri karanlıktı.Burası eski kibrit fakbrikasıydı.Fakat beni buraya neden getirdiklerini bilmiyorum.Kapıya vurmama rağmen fabrikanın içinde kitlice kalmıştım.Fabrikanın içinde yürürken cam kırılma sesiyle irkilip arkamı döndüm.

"Kimse var mı?"dediğimde ağlıyordum.Hatta ağlamam kontürolünden çıkmıştı.Yürümeye devam ederken çarptığım duvara yaslanıp ağlamaya devam ediyordum.Şu anda tek istediğim buradan sağ salim çıkabilmekti.Arada sırada gelen cam kırma sesleri beni daha da korkutuyordu.Bir an üşüdüğümü hissedip kollarımı sıvazladığımı hatırlıyorum.Ve uykuya daldığımı.Hepsi bu kadar.Bir bela bulaşmıştı bana ve lekesi çıkmıyordu.











'Herkese merhaba!Bu bölüm gerçekten beni mutlu eden bölümlerden ama akıllarda kalan soru şu:SU'YA BAŞKA NELER OLACAK?Meraklanmayın daha çok kötü şeyler olacak jkdjldsjflhfdlasu.Yalnız ben bu Su ismini çok sevdim.Bu arada Uyumsuz kitabımın fragmanını Youtube'ye yüklemeye çalıştım fakat video çok "Acemi"idi jfıdjflsfhlıuhge.Her neyse gelecek bölümlerde görüşmek üzere.'

Gece Olana KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin