Sherlock son mesajı okuduğunda ne yapacağını biliyordu riskli olsa da. Konuma tıkladı ve çıkan parka yürüyerek gitti, karşılaşmalarının olasılığı çok düşük olsada şansını deneyecekti. Mesajlarda şimdiye kadar hiç şüphelenmemişti John, şimdi de durumu idare edebilirdi.Katamlıkta bir başına bankta oturan John'u görünce "Selam," diye seslendi. "Burda bir başına ne yapıyorsun?"
Watson sağına dönüp Sherlock'a baktı, pek şaşırmış durmuyordu. "Bir seri katilin beni bulup öldürmesini bekliyorum," dedi cansızca. "Ya da soğuktan ölmeyi, huzurlu bir biçimde uykuya dalarak. Ölüm için iyi bir seçenek değil mi?"
Sherlock birkaç adımla yanına yaklaştı. "Hayır," dedi. "Hava o kadar da soğuk değil, eğer uyursan sadece kemik ağrıları ve gribe ulaşırsın. Fazlası yok. Seri katil içinde, artık bende burda olduğuma göre; gelip denesin bakalım. Buna perişan ederim."
John'un yüzünde bir tebessüm belirdi, Sherlock şaka yapmamış olmasına rağmen. Yinede mutlu görünmesini sağlayacaksa böyle devam edebilirdi.
"Belki de sen beni öldürmelisin, seri katile meydan okuduğuna göre."
"Asla."
John'un tuhaf bakışına bakılırsa kendini ifşa ediyordu. "İnsan öldürmek bana göre değil," diye devam etti. "En azından masum birini."
"Peki,"
"Niye böyle üzgünsün John?" Net olmak daha iyiydi, değil mi?
"Sadece yoruldum," Başını diğer tarafa çevirdi, görünmek istemiyormuşçasına. "Babamla sürekli tartışmaktan, Harry'nin hatalarını düzeltmeye çalışmaktan ve annemi özlemekten yoruldum. İçimde öyle bir his varki, bu yaşta omuzlarımda böyle yük olması normal değil."
Sherlock emin olamayarak John'un yanına oturdu ve elini destek olmak istercesine sırtına koydu."Haklısın normal değil ama belki de kendine yüklenmeyi bırakmalısın. Babanı boşver, dediklerini umursama zaten üniversiteye geçtiğinde ayrı evde yaşarsın. Kardeşinde kendi seçimleriyle ve sonuçlarıyla kendi başa çıkabilir, ondan sen sorumlu değilsin."
"Peki annem?" John çatallı çıkan sesiyle Sherlock'a dönüp sordu. "O konuda uzmanca bir tavsiyen yok mu? Sabahları beni uyandırmasını dahi özlediğim konusunda yardımcı olamaz mısın? Hayatımdaki en güzel şeydi ama gitti, geriye kalanlar hep saçmalık."
"Eğer rahat etmeni sağlayacaksa, ağlayabilirsin" Bunu derken içi parçalanmıştı ama rahatlatıcı olacağını biliyordu Sherlock ve John'un gözleri dolmuştu çoktan. "Ağlamak zayıflık değil güçlü olma göstergesidir, her şeye rağmen yaşamaya devam edebilip uzun süredir dayandığını gösterir."
Bu cümleler Watson'un buz gibi çözülüp hıçkırarak ağlamasını sağladı. Sherlock duygusallıktan pek anlamasa dahi John'a verdiği değer ağlamayı bile değerli kılmıştı zihninde. Kolunu ürkekçe yanındaki bedene sardı, kaçmasından ya da kızmasından korkarak ama öyle olmadı. John ona doğru kıvrıldı ve başını göğsüne koyup ağlamaya devam etti.
"Her şey düzelecek demiyorum ama," dedi Sherlock. "Senin için elimden geleni yapacağımı bil, daha iyi olman için."
Sonra içinden ekledi:
Seni kurtaracağım, John Watson. Ne pahasına olursa olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sherlock is actually girl's name ✔️
FanfictionSherlock aslında kız ismi - ya da, Sherlock John'a aşık ve kız numarası yaparak onunla mesajlaşıyor.