on üç

780 100 60
                                    


Sherlock bir dahi olsa da para kazanmak için çalışması gerekiyordu (ayrıca üniversite giderlerini karşılamak için) Aslında ailesi zengindi ama bir şeyleri kendi başına başarma fikri hoşuna gidiyordu, hem 2 yıl sonra üniversite bittiğinde daha saygın bir işi olacaktı. Fast-food restoranında sipariş almaktan sorumlu kişi olarak çalışmasından daha saygın bir iş.

Hem bu işin iyi yönleride vardı.

Kapı açılıp  John ile Mike'ın görünmesi gibi. Liseye yakın olduğundan sık sık buraya gelirlerdi, Sherlock ilk burda görmüştü John Watson'ı. Sonra hakkında biraz araştırma yapmış, sosyal medya hesaplarını hacklemiş ve bazen onu takip edip hareketlerini incelemişti. Hayatı boyunca etkilendiği ilk kişi olduğu düşünülürse yaptıkları hiçte aşırı değildi.

"Selam William," John neşeyle konuştu. Geçen günkü hüznü dağılmış gibiydi. "Her zamankinden."

Sherlock aylardır burda çalışıyordu ama en baştan beri isim kartına ilk adını yazmayı istememişti, garip şekilde 'garson olan Sherlock' gibi açıklamalardan korktuğu içindi. Hem ikinci isimler bunun için değilse ne için vardı?
Bu yüzden John onu William olarak tanımıştı.

"Hemen geliyor, siz masanıza oturabilirsiniz." Aslında Sherlock asla kimseye servisi yapmazdı. Yani, John dışında.

İki arkadaş kasaya yakın bir masaya oturduklarında Sherlock konuşmalarını duyabileceği için memnundu. Arka tarafa siparişi bildirip yerine geçti.

" Bilmiyorum, hoş bir kız ama yüzyüze tanımadığım için ürkütücü bir yanıda var."

Sherlock sonunda bu konuda bir şeyler duyabildiği için şükretti, geçen 2 hafta boyunca hep gözü üstündeydi ama John hiç mesajlaşmanın konusunu açmıyordu.

"Evet ama bilmiyorum, belki de epeydir kimseyi yatağa atmadığım içindir."

Gözlerini devirdi Sherlock, acaba her sıradan insan seks bağımlısı tarzında mı takılıyordu bu yaşlarda?

"Sherlock Holmes demiştin değil mi? İstersen etrafa sorabilirim, mesajlaşma kısmını anlatmadan"

"Bilmiyorum, hala sahte isim gibi geliyor. Sonuçta adıyla bulunabilecek olsa niye karşıma çıkıvermesin ki?"

"Haklı olabilirsin."

...

"Konuşmaya devam etmeyi düşünüyorum, sıradışı bir karakteri var. Hem kim bilir, belki sonunda bakireyi kapan ben olurum."

Mike ve John gülüşürlerken Sherlock istemsizce ne kadar aptal olduklarını düşünüyordu. Her olayın sonucunu cinselliğe bağlamak zavallıcaydı ona göre.

Hazırlanan siparişleri aldı ve masalarına koydu  "Afiyet olsun beyler," diyerek. John saniyeler içinde "Teşekkürler William," dedi cevap olarak. Sık sık ismini kullanırdı kısacık konuşmalarında dahi ve bu büyük ihtimalle iyi bir şeydi. Daha samimi olmasını sağlıyordu ortamın.

Yerine geçtiğinde Sherlock telefonu görünmeyecek şekilde elinde tutup John'a mesaj attı. Yüzünde oluşacak tepkiyi merak ediyordu.

Sherlock: Ee, kim olduğumu hala bulmak istemiyor musun?

Watson elindeki kolayı bırakıp telefonu aldı, mesajı açtığında sırıttı. Mike bile "Gizemli bayan mı?" diye sorarak anladığını belli etmişti.
John'un parmaklarının hızla hareket edişini izledi Sherlock, telefonunun titremesiyle de ekrana döndürdü bakışlarını.

John W.: Sana karşı dürüst olacağım, elbette istiyorum ama bulabileceğimi sanmıyorum

İşin komik tarafı, dakikalar sonrasında John başını çevirdiğinde göz göze gelmiş olmalarıydı.

Beni çoktan buldun John Watson,  demek istiyordu ama yapamazdı. Homofobik olmasa bile gay olma konusunda sert ve ciddi bir tavrı olan birine aniden 'ben sana aşığım ama erkeğim' diyemezdiniz.

Yinede bir dahi olarak Sherlock elbet bir çözüm bulacaktı.



sherlock is actually girl's name ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin