İnsanlar farkında değiller ama her geçen gün daha da çürüyoruz. Ve çürümeye devam edeceğiz. Neden mi?
Her gün bir koşuşturmaca, sürekli aynı şeyleri yaptığımız günler, kendimiz dışında herkesi memnun etme çabamız, istediklerime ulaşamama, duygularımız ve korkularımız...
Şuan hayatta çürüyoruz. Bunları yaptıktan sonra hiç bir şey yaşayamadan öleceğiz. İşte o an gerçekten çürüyeceğiz.
Abimle beraber hastanede bekliyorduk. Kollarımı göğsümde birleştirmiş, sıranın bize gelmesini bekliyordum. Abim ise telefonuyla meşguldü.
Hava bugün yağmurlu ve serindi. Ben ise hastanenin içinde olmamıza rağmen üşüyordum. Üstümdeki kalın ceket de üşümeme engel değildi. Henüz randevuya on dakika vardı. Daha fazla dayanamayarak abime seslendim.
"Abi, ben lavaboya gidiyorum. Elimi yüzümü yıkayıp gelirim."
Abim bakışlarını telefonundan bana çevirdi.
"Tamam abicim çok geç kalma."
Başımı salladım ve yerimden kalktım. Oruç bana halsizlik yapmıştı. Beşinci gününde olmamıza rağmen hâlâ alışamamıştım.
Lavaboda yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra lavabodan dışarıya çıktım. Yürürken bir anda birisine çarptım. Omzumu kaplayan ağrıyı hiçe sayarak çarptığım kişiden özür diledim fakat o sırada telefonum çaldı.
"Kusura bakmayın!" dedim ve çalan telefonumu cebimden çıkardım. Abim arıyordu.
"Efendim abi."
"Abicim çabuk ol biraz. Sıra bize gelmek üzere."
Çarptığım kişi bana ne bir şey demişti, ne de yanımdan ayrılmıştı. Telefonu kapatmadan adamın yüzüne tekrar baktım.
"Kusura bakmayın, tekrar özür dilerim," dedim ve abime seslendim.
"Geliyorum abi. Ona kadar say, oradayım."
Telefonu kapattıktan sonra dank etti. Bu çarptığım adam Selim idi! Arkamı hızla döndüğümde oradaki adam arkası dönük bir şekilde ilerliyordu.
"Selim!"
Arkasından bağırmama rağmen beni duymazlıktan geldi. Fakat ben tekrar bağırdım.
"Selim bekle!"
Durmadı. Arkasından giderdim ama abim beni bekliyordu. Hızlı adımlarla abimin yanına gittim.
Fakat hâlâ şoktaydım. Ciddi ciddi Selim'i görmüştüm ama ona seslenmeme rağmen bakmamıştı. O sırada sıra bize gelmişti. Sekreter sıranın bize geldiğini söylemişti.
"Leyla Yılmaz. Meltem Hanım sizi bekliyor."
Hızla yerimden kalktım ve Meltem Hanım'ın odasına girdim. Meltem Hanım güler yüzle beni karşıladı.
"Merhaba Leylacığım. Otur lütfen."
🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍
Selim ve Adnan hastaneye gelmişlerdi. Randevudan biraz erken gelmişlerdi. Beraber kafeteryada oturuyorlardı. Selim lavaboya gitmek için yerinden kalktı.
"Adnan, ben lavaboya gidip geliyorum kardeşim."
"Tamam kardeşim. Ben buradayım."
Selim başını salladı ve lavaboya doğru ilerlemeye başladı. Kafası çok doluydu. Şuan tek istediği dün gece rüyasında tekrar gördüğü o güzel kızı bulmaktı. Ceşnu bile umurunda değildi. Lavabonun önüne geldiğinde bir genç kıza çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR (TAMAMLANDI)
ParanormalUYARI: Hassas psikolojilere uygun değildir. Herhangi bir şikayet konusunda sorumluluk kabul edilmez. "Şeytanlar, insanlara sihri ve Babil'deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler... Hâlbuki onlar, Al...